El Latîf, El Habîr, El Vâris!

Edep, adap, zarafet ve nezakettir. Adap ya hu!

Zarafet, nezaket, Allah’tan gelir, Allah’a varır. Allah, Latif ve Habir’dir.

Endişe ve kaygılarımız bizi dua etmeye yöneltir. Haddini bilerek ve edebi ile yapılan dua, kabul olunur. Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir, latiftir. İnsanın bir şeyi gönlünden geçirmesi ve olduğu gibi görünmesi de duadır!

İnsan, yüzünü Allah’ın verdiği mala dönerse, hâşâ sisteme arkasını dönmüş olur, o zaman ona verilen mal onu kahreder. Refah, saadet Allah’ın lütfüdür, bunu bilmeyeni şımartır, huzur, huzursuzluğa döner. İskender, varlığı ile övündü de, bir veba mikrobu onu helak etti.

Kimsenin elinde mal mülk diye bir şey kalmaz, her şey Allah’adır. Allah’ın emeği, Allah’a kalır.

İnsanın emeği, mecazen insandadır. Miras, babanın, ananın veya birisinin emeğidir.

Varis, Allah’tır. İnsana dönen bu emeğin, mirası, mecazi verasettir.

Emeğe saygıda hakiki varis, Allah’tır.

Eş Şehîd! ( Şahit olan; her zaman her yerde hâzır ve nâzır olan her şeyi gören bilen)

Bu hilkat gözü, mahlûku görür, Halik’ i göremez. Bu da Allah’ın lütfundandır.

Gözü görmeyen kör değil, gözü olup da görmeyen kördür. (Allah, Resulüne o yüzden), onlar seni anlamazlar, sen onları anla! Buyuruyor.

Bedenin sana şahittir. Hem de Allaha şahit oldu.

Allah, sana şah damarından yakındır. Senden ne haber? Haberdar mısın? Buna varlık şahit.

Allah, yarattığına şahittir. Ya Şahit ya Allah Sen görüyorsun, her şeye şahitsin!

Allah kuluna yeter. Allah, gezdiğini, tozduğunu, yaşadığını biliyor. Afak ve enfüs (nefsin dışındaki varlıklar) da biliyor, sen nasıl bilmiyorsun? Çünkü sen gaflettesin.

İnsanın kendisine söylediği yalanı, başkasına söyleyemez. Hakikatten kaçamazsın. Çünkü Allah daima her şeye şahittir ve görür. Allah’tan kaçma! Allah’a koş, çünkü o, Rahman ve Rahimdir. Settardır, Rezzak’tır. Allah en büyük şahittir. Allah görüyor de! Huzur bul!

El Berr! ( Kullarına iyilik ve ihsanı bol olan)

Allah, hüzünlünün yüzüne, Berr esması ile tecelli eder.

El Berr; eşsiz Rahim olan Allah, âlâların âlâsı iyiliklerin en iyilik yapanıdır.  Onun ipine sarılan, Hızır’ı beklemez, kendi Hızır olur. Daima, iyilik ve yardım yapar.

 

İrade!

Şişmanken zayıflamak isteyenler üzerinde en büyük etkenler;

1. Beyne takılıp kalmak (aklın doymaması), 2. göze takılıp kalmak (gözün doymamasıdır);

Beyne takılıp kalmak, beynin daha doymadım hissi yaşaması; göze takılıp kalmak, gözün tabakta kalmasıdır. İradeli olmak ise, bunları bertaraf ederek az yemek yemektir. Ancak o, bedeni zayıflatır, idraki arttırır. Zaten kullanılmayan irade de irade değildir!

Aklını kullanıyorsan, vardır! Kullandığın var ve senindir değil mi?

İradeyi; dağlara denizlere teklif ettik. Ancak insan bu iradeyi kabul etti yahut insana bu irade verildi.

 

Veciz sözler

Varlık; Âlem-i mülk, Âlem-i melekût, Âlemi misaldendir. Rüya âlemi, misaldendir, temsilidir. Tabir edilir. Rüya, bilgi âlemi değil, ilgi âlemidir. Sahih rüyalar başka!

Uykusuna sözü geçmeyenin, insanlığa sözü geçer mi?

Uyurken bile Allah la olduğunu kim anladı? Talep ve Hak et!

Allah’la olmak, beden uykuda ruh uyanık, sürekli Allah’la kaygılı olmak Allah seni halk etti ve seni bırakmadı andı.

Hakikatin asası, zulmün kırbacını yenmiştir. Pasif iyiden aktif iyiye geçenler, lidere karşı çıkanlar çok olmuştur. Aslında lider önce öğrenir, sonra öğretir.

Elini göğsüne koy, yani vicdanına koy demektir. Vicdanlı, merhametli davranan dünyanın lideri olur. Hakiki lider emretmez, hizmet eder. Hz İsa da su gibi lider oldu.

Lider kusursuz olmaz. Çünkü insan kusursuz olmaz. O da liderdir, insanın lideridir ve kusurludur. Kusursuz melektir. Melek lider olamaz. İnsana secde eder, insanın melekesi olur.

Yaptığı iyiliği, kazanç kapısı yapan, lider değildir. Hakiki lider, yalnız Allah’a dayanır.

Her şeyi bilmek, derttir, yüktür. Bilmek insanı yorar. Bilgi bileni, içine çeker. Burada âlimi mutlak olan Allah, kuluna orada dur der.

Her şey eksiktir. Allah’la tamamlanır. La eksik; illa tamam, demektir. Ölüm, yokta varlık; varlık, hayat sureta varlıktır.

İnsan, insanın sorunudur. Bencil insan, Allah’ın insana verdiği özgürlüğü elinden alıp, onları esir gibi kullanmaya kalkar.

Küçük yanlışlıklara müdahale edilmezse, büyükleri gelir, tarumar eder, tahrip eder. Toprağa gömer, toprak eritir, bitirir, iskelet kalır, bir müddet sonra o da kalmaz.

İstismarcılık, ilahi sisteme uymaz. Allah, istismarcıları sevmez ama onlara bile merhamet eder, kahren lütfeder.

Allah’ın Biz demesi, azameti itibariyledir. İnsanın dili lisanı, Allah’ı ifade etmeye yetmez.

Sema, işitmek, dinlemek, demlenmek manasına gelir. Dinlerken, vecde gelip dönerek hareket etmek, kendi tarzına göre Allah’ı zikretmektir.

Maddi aldanmalar, bir şey değildir. Manevi aldanmalar, zaman ve sıhhat gibi insanın kıymetli varlığına dokunur.

Hidayete talip olmayana, hiçbir kimse hidayet etmez. Araçları amaç edinmeyene kıble, araçtır, karşılığı hacdır. Asıl kalbin kıblesi, Allah’tır.