Yaratılmış şeylerin tümü tevhid’dir (tek vücud’tur). Çünkü bütün varlık izzet ve celâl sahibi Allah’ın birliğinin şahidi, Kadim varlığın ispatıdır. Her şeyde onun tek olduğuna delalet eden bir ayet (delil) ve şahit (ispat) vardır. Arifi Billâh için varlıktaki hiçbir şey şerik (Bir’den ayrı) değildir.

Fakat kul bütün bunlardan gafildir ve bile bilmeye şirk peşinde koşar. Çünkü Allah’tan gayri şeylerden murat istemekte veya Allah’ın zikrinden başka bir şeyle avunmaktadır.

 

Var etmede ve yok kılmada onun şeriki (Ondan başkası) olması caiz olmayınca, şeriki olması da imkânsızdır. (Adap ya hu). Burada, tevhide varmanın ilk adımı, tefrikten (varlığı ayrı görmekten) kurtulmaktır. Çünkü tefrik, bir kimsenin beşeri ve nefsi arzularından (afetlerden) kaynaklanmaktadır. Tevhit ise, bir şeyin vahdaniyetine hükmetmektir.

 

Vahdaniyet varlığın birliğidir. Allah, varlıktan ayrı değildir!

Biz O ne isterse onu yaparız. O bizim için ister, O’ nun hiçbir şeye ihtiyacı yoktur.

O, ihtiyacı kulu ve halifesi olan insanda yaşar ve yaşatır. Yani sen, senin değil Allah’ınsın!

O, bir anda bin şendedir. O, bütün Âlemdir. Ondan gayrı bir şey yoktur. Allah varlıkta gizlidir!

Tasavvuf Hakk’ın kulluk içinde yaşam sürecidir, sıfatı ve vasfı sureta halidir.

 

Dertte, derman gizlidir

Katrede umman gizlidir

Ayanda nihan gizlidir

Kulda sultan gizlidir

Gafilde irşad gizlidir

Arsızda adap gizlidir

Ehli Horda Arşı Rahman gizlidir

Şol dervişte Mürşidi kamil gizlidir

Mutsuzda mutlu gizlidir

 

Allah’a giden yollar Allah’ın yarattıklarının nefes sayısı kadardır. Yani her yaratık, Allah’ı söyler.

Allah’ı unutan kendini unutur. Daima zikirde olan ise Zatı ve sıfatı ile Allah’la olur!

 

‘Ben Allah’layım’ diyen de kendi kurduğu Allah iledir. Yani o, kendine göre ayarladığı Allah’ladır. Çünkü bu hal dile gelmez. Onun için zaman zaman, şüpheye düşer, yine Allah’sız kalmanın endişesine yaşar. Halbulki onun zannı gibi değildir. Bu zan içinde olanlar asla, cümle Rab’ların (Âlemlerin) Rabbi ile olamazlar.

 

EL VASÎ (C.C) (Lütfu bol olan, veren)  

 

Allah, mülkünü dilediğine verir! Onun mülkü deyince; mal- mülk, şan, şöhret, çoluk, çocuk değil, en büyük mükâfat, Allah’ın o yüce kattan sana verdiği makamdadır. Servet Allah’ındır.

Serveti kullara taksim ederken bazı kullarını verici, bazı kullarını alıcı eder. Ama ‘veren el, alan elden hayırlıdır’. Bedenin rızkı dağda, taşta, kurt kuşta da var.

Ölümsüz ruhun rızkı, Ezkârı Haktadır.

Sabırdan daha hayırlı ve geniş bir nimet yoktur.

 

Veciz sözler:

 

En hakir bir insan dahi kardeştir. O da Âdem babadan gelir.

Aslında karşısındaki binlerce insanla, sen aynısın. Onun için sen yalnız olduğun zaman da, ne kötü bir şey söyle, ne de kötü bir harekette bulun.

Başkalarının önünde utanmaktan çok, kendinden utan. Bu hiç farklı değildir.

İyi ve edepli insanları örnek almalı!

 

İnsanın izzeti ve hürriyeti, kendisine yalan söylememesinden gelir.

Cennetlikler ve cehennemlikler insana denmiştir.

Sanat, insan ırkının yüksek olduğunu hatırlatan kritik eserlerdir.

En büyük rüşvetçiler, yapmayacağı şeyleri söyleyen kişilerdir. Rüşvet en büyük haramdır.

 

Tertipli olmaya çalışanın karakteri de düzenli ve tertiplidir.

Kıskanç insanlar, kendi kendilerine düşmanlık yaparlar. Dışarıda düşman aramaya lüzum yoktur.

 

İman, güvenmektir.

Işık yoksa gözün görmesi neye yarar