Yaratan da, yaratılan da Hak’tır. La abes!

Allah ne yarattıysa, anlamlı ve manalı yarattı. Onun yarattığı hiçbir şey manasız değildir.

Varlıkta görülen eksiklik,  Allah’ın eksikliği değildir.  Eksiklik hilkatindir, Halik’ in değildir.

 

El Halik; (Hallak); daima yaratan, sürekli yaratan, yaratmada atıl değil aktif olan, yaratılanı eşsiz yaratan demektir. Yaratılan ise mahlûktur. (Bu yaratma cüzi olarak insanda da var); İlâhı yaratma, yoktan yaratma, var olandan bir eser yaratma gibi ama bunları yaparken Hallak’i unutursak böbürleniriz, benlik yaparız. İnsandaki bu kibir’in aslı şeytani; tevazuun aslı Rahmanidir!

 

El Kadir olan Allah mutlak güç ve kudret sahibidir. Allah’tan gayriye mutlak güç verilmemiştir.

Allah her şeye kadirdir. Allah’ın nezdinde haddini, aczini gören insan da, kendi kaderinde kadir olur. Kadir olanın kaderi de ölçülü ve güzel olur!  Yani önemli olan; İnsanın Esma-i Hüsna’yı ezber etmesi değil, onu şiar edinmesidir! (Onu bilen kendini bilir)

Bu mükemmel yaradılışı ve onu Yaratanı görmeyen, üzerinde tefekkürde bulunmayan ve düşünmeyen kişilere yazıklar olsun!

 

Dünyanın efendisi olmak için..

‘Allah bana cennetini yaşatsın diye O’na yaklaşmak istiyorum. Allah her şeye kadirdir. Beni cehennemden korusun diye O’na yaklaşıyorum. Yaklaşmanın yolu da ibadettir. O’nun için ibadet ediyorum’ diyenlerin yolu şeriattır. Bundan ileri yollar var; tarikat, marifet, hakikat.

İlahi sistemi anlamamak, O’na muhalefet etmek, Allah’a muhalefettir. Allah’a muhalefetten sakınan huzur içindedir.  Fail-i mutlak’ın Allah olduğunu bilen, elden kaçırdığına üzülmez. Gelecek günlerin de hayırlı olacağını bilir.  Onun için, olaylara kul olma, yaratana kul ol!

Acıya, tatlıya değil, anlam yaratana kul ol!  Yani, Ümmet değil, Allah’a kul ol!

O zaman dünyanın efendisi olursun!

 

İnsan yalnız insanın sorunudur.

Sevgi, insanın insana sunacağı en güzel hediyedir. Sevgi, bu dünyada olup biter.

Muhabbet ahrette de devam eder. Sevginin kaynağı Allah’ın varlığa koyduğu cazibedir.

Kaynağında Allah’ın bulunmadığı sevgi geçici ve uçucu sevgidir.

Batıl inançların en önemli özellikleri; insanları tabii olmaktan alı koyması, tabiatla yaşamaktan alı koyması, çağdaş bilimle çatışmasıdır. Hayatımızın her alanında görülen dinler, kültürler, cehalet, psikolojik sebepler, yayınlar, cin, peri, taassup, hurafeler, uğur, uğursuzluk, şifa için türbe ve yatıra gitmek, baht açma, nazar, adak, sihir, büyü, fal, muska, uğurlu, uğursuz günler, on üç rakamı gibi şeyler batıl inançlardır. Böyle tutkular insanı tutuklar, sevgi ise azat eder.

Nefret de, eninde sonunda sevgiye gebe kalır.

Nefsini (her türlü) tutkudan kurtarmak, azap ve zorlukla yıldırmak, onun başını selâma, selâmete eğme durumuna getirmek, derunundaki cevheri açığa çıkarır!

Nefsinin emrinde olan değil, nefsine hâkim olan ehli hikmettir.

Ehli hikmet yaşar, o bedenen ölse de yaşar.

Her şeyi yerli yerinde yaratan Allah, beni ehli hikmetten eyle! Âmin!

Hakkı söyleyen söz hikmetli sözdür. Onu anlayana bir hikmetli söz kâfidir. Anlamayan Hakkı bilmez.

 

Veciz sözler,

Harekette, fikirde birlik; dirliktir. Diriyi yıka, ölüyü ne yıkarsın!

Sen unutuyorsun, ama unutulmuş değilsin. Zamanı gelince seni alacaklar.

Nice insanlar gördüm bedeni çok, nice bedenler gördüm içinde izanı yok.

Görünen iradeli varlık insan, görünmeyen iradeli varlıklara cinler deniyor.

İnsan her şeyin ölçüsü olamaz. Her türlü ölçüyü gösterir AMA KESİN ÖLÇÜ OLAMAZ, TAM ÖLÇÜ ALLAH’INDIR.