Allah Vedud olduğu için, halk etti.

Hulul, yani içe işlemiş sevgi Ondan gelir.

Allah’ın Vedud esması ile ancak bizde sevgi oluştu. Allah beni sevdi!

Sizden herhangi bir şey istemiyorum Allah bana kâfi.

Yalnız sizden tek istediğim, benimle yalansız ve riyasız olun yeter.

En cahil olan bir insan bile, bana kardeştir. Âlim olan Allah’ın ikimiz de kuluyuz.

Aklımı severim, onu bana vereni daha çok severim. Allah’ı seven, O’nun verdiğini de aldığını da sever. Var olan Allah’tır. O, beni bana bırakmaz, tutar alır.

Hiçbir sevgi Allah sevgisini geçmemelidir. İnsan, atını, kurdunu, kuşunu sever ama onları Yaratandan dolayı sevmelidir. Bunlardan en büyük sevgi, Allah’ın olmalıdır.

Sevgi de bir rızıktır. Allah rızkını kesmez,  ama sınırlandırır!

Allahın rahmetinin arkasında sevgi vardır.

En büyük cazibe, Halikin mahlûkundan, şah damarından daha yakın olan kulunadır.

Güzellik ilahi bir cazibedir. Çiçekteki renk cazibesi arıyı ona çeker.

Yarabbi maksadım Sensin, iyyake nabüdü ve iyyake nestain.

Duan sensin, zaten her halükarda sensin. Sevmek sevilmek sendendir. Sevgi bahttır bize.

İstiğfar; yanlıştan geçip, tevbeye yani iyiye varmaktır.

***

Beni sevenler Ben de onları severim. Aslında sevginin başı sonu Benim.

Ben kulumun fıtratını severim.

***

Kalbin ihatası ve büyüklüğü muvacesinde, sevgi ve muhabbet sahibi olunur. Gönlü Allah sevgisi ile dolanın kalbi, ibadethanedir. Allah’ı ihlâs ile zikretmek, içinde riya bulunmayan helal bir haldir. Allah’tan başkasını zikretmek de, içinde helal bulunmayan haramdır.

Aklı başından alan sevgi değil tutkudur. Gerçek sevgi azat eder, sevgini Leylaya verirsen, gayretullaha dokunur. Sevgi, Leyladan Mevlaya varmalı!

Allah insanı sevdiği için ona akıl verdi. Dolayısı ile Allah’ı seven büyür, aklıselime varır.

Aşk sarmaşık gibi insanı, sarıp sarmalar ve bağlar.

Allah’ı seven, eserini de sever. Sevgi insanın fıtratında vardır. İnsanı ne olursa olsun, onu fıtratı itibariyle sevin. Fıtratı üzerine titreyen insanlar vardır. Onlar asla günah işleyemezler.

Her şeyi sahtesi olduğu gibi, sevginin de sahtesi vardır.

Halkın beğenisine yönelen kimse, bekanın zevkine, tadına varamaz.

Mürşidin, müridine bakışı kuşatıcı bakıştır. Mürşit ona, Allah’ın verdiği feraset bakışına sahiptir.

Ama haddini bilir.

Maddenin kimliği; yaradılışı muvacesindedir, hilkati itibariyle yani yaradılışındandır.

İnsanın üzülmesi yahut sevinmesi için, kendisinden başkasına lüzum yoktur. Bu da münafık olup olmamasına bağlıdır. İnsanın yaptığı her şey, kendini kuşatır. İyiyse kendini, kötüyse kendini kuşatır. Ta haşre kadar.

Allahın Muhit’tir, yani esması ile âlemi kuşatmıştır. Allah Muhid-i kâfidir.

‘Ben’ şahitlik ve sahiplik için vardır.

Malik isminin tecellisini hak eden kul, gazaplanmayan kul mudur?

Öfkeye malik olmak mı? Ait olmak mı?

Malik isminin tecellisini hak eden kul gazaplanmayan kul değildir. Zira öfke ve gazap yaradılıştan insana verilmiş bir savunma mekanizmasıdır. Eğer insan, bu duygu türünden mahrum olsaydı kendini savunamaz, zulme karşı direnemez, hakkını arayamaz, kendini koruyamazdı.

Malik isminin tecellisini hak eden kul, öfkesine sahip olan kuldur. Asıl pehlivan, bunlardır. Duygularına hâkim olamayan, aklı ve iradesi değil güdüleri yönlendirir. Bu durumda insanın yapamayacağı yanlış yoktur. O artık, zıvanadan çıkmıştır. Öfke atına binmiş, fakat irade dizginlerini elinden kaçırmıştır.

Ey insanoğlu! Dünyalara sahip olsan da, hiçbir şeyin sana sahip olmasına izin verme!

Allah seni zaten bu esaretten çekip alacaktır.

İnsanın servete malik olup ait olmadığının en kesin ölçüsü şudur: Ele girmesi ile elden çıkmasının bir olduğunu idrak etmek. Malik olan Allah, kulunu kimi zaman vererek, kimi zaman alarak sınar.

Hırslı zengin, ahmak zengindir. Zira ahmak zengin, kazandığını götüremeyen, götüremeyeceğini kazanmak için ömrünü harcayandır.

Nefsine malik olan biri, nefsine ait olmayan biridir. Onun için özgürlüğün tarifi, nefsin istediklerini yapmak değil, yapmamaktır. Aslında, nefsi öldürmek değil, onu terbiye etmek lazımdır.

Nefsi öldürmek intihardır. O da günahtır. Nefsini terbiye etmek, haddini bilmektir.

El ayak öptürmek, değildir.

Oruç talimi, ben nefsime sahibim. Nefsim bana sahip olmamalı olayıdır.

 

Allah kullarının istediğini değil, onlara lazım olanı verir.

Rahman Allah’ın zatındaki en değişmez varlığıdır. Rahman; onun merhametin membaı oluşuna, Rahim; merhamet membaı olan Allah’dan varlığa sunulan fiili rahmeti delalet ediyor.

Rahman’ın rahmetinden, muti de yararlanır, kâfir de, veli de yararlanır şaki de.

Rahim’in rahmeti ise sadece onu bilenler içindir.