TEK ALLAH HAKİKATİNE VARMAN İÇİN SENİN DE TEK ÂDEM OLMAN LAZIM

Allah’ın cenneti var. Cehennemi yok. Cenneti cehennem yapan sensin, üstelik cenneti ortaya koymak için var cehennem. Allah’ın olduğu yer cehennem olmaz.

Allah cehennem yaratmaz. Zira cehennem ‘Onsuzluk’ demektir. Cehennemi sen yaratırsın.

Hangi dinden ve mezhepten olurlarsa olsunlar, Allah’ın sevdiği ve Allah’ı seven kişiler aynı mezheptendir.

Ayrı gören ayrı kalır.

İnsanlığı ne kadar kucaklarsan, seni tahrik eden “ego” nun gerçek maksadına asıl o ölçüde yaklaşırsın.

Ben ‘ukba’yı bileyim dersin, şu ‘dem’i bilsen o ukbadır işte.

Muhammed Mustafa “ân’ı” başa taç eyledi de onun için miraç eyledi.

Dinlemeyi görme ile birleştirip tefekküründe canlandırmıyorsan o dinleme değil, işitmedir.

Nakışta, Nakkaşı görmeyen göz, gören göz değildir.

Cehennem muhabbet eksikliğidir.

Cennet demek ilim demektir.

Cennet, içimizdeki sevgidir. Sevgisiz yapılan her şey vahşettir.

Asıl dua sığınmadır. Cehdi gayretle birleşen istek gerçek duadır.

Müzik ruhun gıdası değil, gereğidir. Hatta şu maddi dünyada bile ihtiyaç değil varoluşun gereğidir.

Müzik, beka âleminden, gerçek âlemden, yokluk âleminden esintidir.

Allah verdiğini geri almaz, daha iyisini verir; ya da değiştirir.

Hayat kutsal varlığın bilgisini verir.

Yoksullukların en kötüsü, kendini aciz görmektir.

Seni Allah’a kovalayan her şey mübarektir, bu şeytan bile olsa!

Bir şeyin aleyhinde olan, tutucudur. Her şeyin lehinde olan ise ilerici!

Bu öyle bir oyun ki, figüran yok! Herkes başrol oyuncusu!

Kendini figüranda görürsen, filmin tümündeki manayı kaçırırsın.

Bir yanlış ifadeyi düzeltmek gerek: Ruh enerji değildir. Enerji ruhun içinde!