Kemâl Ehli

 

Güzellikler, faziletler, mükemmellikler ehli kemâlindir. Kâmil olmayan kişiler, delâlet, gaflet ve hıyanet içinde olurlar. Huzur nedir bilmezler. Onlar için bu böyle devam eder. Ta ki kemâle ereler.

Mürşid-i Kâmil, isminden de belli olduğu gibi kâmil bir kişidir. Mürşitlik ise makam işidir.

Makamlar hal ehline, onların istidatlarına göre verilir. O makamlara, heves ve gıpta ile gelinmez.

Böyle bir gıpta onları vebal ve fena akıbetlere götürdüğü gibi, ona uyanları da felakete götürür. Çok dikkatli olmak lazımdır.

 

Kendini büyük görme, kendini bir şey sanma. Sana verilen hikmet, nimet, sıhhat, afiyet Allah’tandır.

Onu şundan bundan kuldan, kızından bilme, hüsrana uğrarsın!

 

Bahçıvan gelip bahçeyi sulayacaktı, gelmedi. Ey Veli! O gelmez, gelemez, sular, sulayamaz. Allah senin kulundan beklediğini, o gökten indirir.

 

Doktora git, o bilir bilmez, ilaç bulunur bulunmaz, faydalı olur olmaz. Şifa Allah’tandır.

Ya Şafi, Ya Nafi de! Sabırla bekle! Ummadığın yerden deva gelir, rıza gelir.

Aslında sabır büyük bir gayret neticesidir. Allah, senden gayret, hizmet, benden Lütfi bereket, der.

 

Ya Rabbi’ ancak sana ibadet eder ve yalnız senden yardım isteriz. El Hak! Bütün varlık böyledir ve böyle yaşar. Ama bunun idrakine varanlar var, varmayanlar var. Mesela hayvanlar bunu bilmez. İnsanlar içinde egoistler ve cahiller bunu bilmezler. Dolayısı ile Allah’ı bilmezler ve kendi kendilerine nebat gibi yaşarlar. İşte Dâl’in zümresi bunlardır.

 

Taklitten Tahkike varılır!

Tahkik; Taklitle özenti ile başlayıp zevkine varınca hakikatten tabii olarak öyle güzel davranışa varmaktır. Mesela, alçak gönüllülük, yumuşaklık, kibarlık önce özenti ve sahte gülücüklerle başlayıp, kabul gördüğü zaman hep kabullenilmek için artık onu tabii huy edinmek ne güzeldir. Güzel huy kadar, geçerli referans yoktur. Her yerde kabul görür, sevilir, aranır olur. Hele bu hal hakiki ihlâsa varırsa, dünya ukba mutluluğuna varır. Ariflerin tevazu halleri, Allah aşkına varır. Allah onlara hidayet bahşeder.

 

Tevekkül, başa gelene, sabırla Allah’tan geldiğine inanarak, kabullenmek demektir. Taviz; İleride başa geleceklere yine Allah’tan geleceğine inanarak ve hazır olmak halidir. Allah’tan gelen her olayın insanı ihya edeceğine sıdk ile riyasız inanmaktır. Böyle insanlar feraset bakışına sahiptirler. Yani Allah’ın nuru ile bakarlar.

Hidayet (aydınlık yol), ancak bu hal bizi yaratan Rabbimizin elindedir. O Allah’ın insana bir lutfu bir bahşıdır. Bu insanın hayatı boyunca her olayı, her şeyi Allah’a bağlamasına, tecelliyi ilahiye mazhar olanlara verilir. Onlar, her şeyi Allah’tan bilirler ve şüphesiz her şey yerinde güzel ve manidardır derler.

 

Veciz sözler

 

Dinlemeden anlayanlar, anlamadan dinleyenler! Hastalık mı, ilaç mı?

Mana âleminde hastalık, suret âleminde ilaç mı?

Riya, iki yüzlü demek; iki yüz bir Âdemde. İkisi de bir mi? Ne demek isteniyor?

Aslı Bir de, kesret âleminde olduğu için mi ayrı görünüyor.

Acı tatlıyı bir görmeyen çekti azap. Acep ikiyüzlüyü de bir görmeyen adamda mı çekti azap?

 

Pratik, mühim ve geçerlidir. Teorik o kadar değildir. O, malumat kabilindendir.

 

Zikir Allah’la ünsiyet hâsıl eder, ünsiyet yaklaşmak, tanımak, sevmek, hemhal olmaktır.

 

Sevmek, sevilmek de mühimdir. Nefret de yerinde geçerlidir.