Bizi huzursuz kılan, hırsımız ve nefsimizdir.

Karanlık aydınlıktan, yalan doğrudan kaçar.

 

Şefkat, Acımak, Merhamet


Halka ihtiyaç duydukları şeyi vermek, güçleri yetmeyecek şeyi onlara teklif etmeme, anlamayacakları dille kendilerine hitap etmeme. Dostuna da düşmanlık edebilecek kadar servet verme.

Yeryüzünün baştanbaşa saltanatı, insan için halk edilmiştir. İnsanlık, Allah içindir yani maksat Allah’tır. İnsanın maksadı, Allah olmalıdır.

Ben kimsenin takdirini istemem. Benim methim mürşidimin sövüp saymasıdır. Bu yeter bana. Onun bir sövmesi, yüzlerce metihten daha hoştur. Onun bana teveccühü dünya saltanatından daha iyidir. Bu yapıya erişmemiz mümkün değilse bile, geri dönmeye gönlümüz el vermez.

Ondan kimseye bir kötülük gelmez ki, hatta birini aşağılatsa bile, bu aşağılık değilmi ki Ondan geliyor, yüceliktir.

Bizi yüce yarattı, sonra efsele safiline attı. Onun için biz burayı seviyor, buradan vazgeçemiyoruz.

Dünyada sana verilen ve seninle olan her şey, ölümden sonra her şey, dünyada kalır. Dünyevi hiçbir şey seninle gelmez. Manâ âlemine manâ ile gidilir.

Allah hiç yanlış yapmaz. Ama insanoğlu maceraperesttir.

Hayat anlamsız bir var oluş değildir. Ölüm de sonu hiç olan bir yok oluş değildir.

 

Ehli hikmet:

Dünya ve Ukbaya yüce yaratandan bakarak Âlim-i Mutlak olan Allah’ın yarattıklarının ilmi hikmeti ve ders alınması gereken fevkalade varlıktır.

İnsanda kendine benzetir, kendi gibi konuşturur, öfkelendirir. “Eli kırılasıca ebu leheb” der.

Biz hepimiz sona kadar işçi arkadaşız, kimimiz bilerek ve bilinçlice, kimileri bilmeden. Dünyada olanlara göre uykuda dahi işçidirler ve işçi arkadaştırlar.

Canlı ve ölü, uyanık ve uykuda, genç ve yaşlı olarak daima vardır. Birinciler ikincilere, ikinciler birincilere dönüşür. Hayat ve ölüm budur.

Kendi yazgılarını doğurmuş olmak için arkalarında, çocuk bırakırlar.

Ölüm, bizim uyanıkken gördüğümüzdür.

Uyku, yatakta gördüğümüzdür.

Sahip olduğumuz uyanık durumun bizim için ortak bir dünya olduğunu, uykunun ise özel yaşama girdiğini, ama baş inancın, ne ortak ne de özel yaşamdır.

Seni kızdıranın karşısında kızgınlığın anında, ona acıyıp sevgi göstermen, müşkül olduğu kadar da çok güzel bir şeydir.

Sonsuzluğu bir ilke edinende, bu sonsuzluğun içinde ne bir amaç olabilir, ne de bir güç olabilir. Tek ilke Allah’tır. La, illa içinde devinir ve sonsuzdur ve her şeyin öğesidir.

Bu sonsuz varlık içinde hudutlanan her şey, hududu aşan, kabuğu kırıp yine kabuklanma içindedir. (La illa).

Akıl, varlık denizinde dolaşan bir balık gibidir. Varlığın dışında yaşamaz.

Düşünce düşünceyi çeker, sonunda yorulup bitap düşer.


Ruh

Dünya ile dünyayı, suyla suyu, donukla parlağı, ateşle alevli ateşi, sevgiyle sevgiyi, kin ile kin ve hasedi görür. Bu âlemde araç ve gereci de insanda göz, kulak, burun, dil ve temastır.

 

Kuantum Teoremi

Gözlemcinin rolüne ve kesinliğin yerine, belirsizliğe dikkat çekmiştir.

Azı istemek fakirliği çağırır.

Söz ve davranışlarda aşırı gidenler, mutlu olmaz ve daima hüsrandadırlar.

İfrat ve tefritle olmamak, itidalde olmak evladır.

İfrat: Söz ve fiillerde ileri gitmek.

Tefrit: Gevşek ve ihmalkâr davranmak.

Eğer hayvanlara “Allah nedir, nasıldır” diye sorulsa, o da cevap verecek durumda olsa, her hayvan kendine benzetir, öyle anlatır.

Bir bakıma bu âlemde, ölümlülerin görmesi için bir şeyler sergilemiştir.

Bir tek Tanrı vardır, tanrılar ve insanlar arasında en büyük. Ne şekilde, ne düşüncede ölümlülere benzer.

 

Şükür ve Hamd-ü Sena

Ne güzel yiyip içebiliyoruz. Lezzet alabiliyoruz. Yani sindirim sistemimiz, ne güzel çalışıyor.

Yine bu sistemde boşaltım sistemimiz de ne kadar çalışıyor.

Kan sirkülâsyonumuz, ne kadar sıhhatli.

Sinir sistemimiz mükemmel. Bütün azalarımızı çalıştırıyoruz. Aklımız, azalarımız yerinde.

Allah’ın insana verdiği şeyler, bazen şükrü, çok zaman da şüpheyi getirir.

Fizik bedende Nefis ve Ruh bir aradadır.

İki farklı insanın evlenerek bir araya gelmelerinin devamı, karşılıklı sevgi, saygı, şefkat ve fedakârlık esasına bağlıdır.

Allah. Şükürden aciz olup da ağlayan göz, ne mübarek gözdür.

Gönlün Allah’ın daim olduğunu bilen kalbi, ne huzurlu kalptir.

Sabrın sonu selâmet ve hayırdır.

Dostlarım hata içinde sıkıntılı bir hayat yaşarken, ben hatasızlık içinde rahat yaşayamam. (Zeynep)

Müştakım ben Hak zikrinde olmaya

Müştakım ben Hak gavgasın etmeye

Bende bu zevk, bende cefa dem be dem

Mutlu vazgeç, tövbeye gel tövbeye.

 

Esma

Sıfatı ilahîdir. Fail-i Mutlak’ın, yaradılış üzerindeki lûtfu, bilhassa neş’eti insaniyenin üzerinedir. Bunu iyi anlayan, bu, Hakk-ı Arif olan, insan-ı kâmildir. İnsanlığın çoğu, bütün esma-i ilahiye mazhar olamadıklarından dolayı, edeb harici Hakk’a itiraz ederler. Bu yüzden Allah ahlakı ile ahlaklanmadıkları için Halife mevkiine eremediler.

Allah Hüvel Bakî, Hüve Hüve O’ dur. Noktası noktasına O’ dur.

Hikmet, kâinattaki ve yaradılıştaki ilahî gaye ve sırdır.

Kendine zevk et cevri cefayı

Mihnette bul zevk ile sefayı

Mal etme sakın yalan dünyayı

Bitmez tükenmez cevri cefaya bak,

Varlığı bırak gel sen vara bak

Kisveyi bırak onda cana bak

Eşyayı bırak onda sırra bak

Mutlu’yu bırak sen Allah’a bak.

Kemal yanlışların idrakine varmaktır. Yanlışları geçmekle kemale varılır.

Vazifesini hakkıyla yapan namazdadır.

Allah kulunun istediğini verir, müstahak da odur.  Herkes sahip olduğu hususun müstahakkıdır.  Müstehakı hak ettiğin için, başına gelen güzeldir.

Sen ne yapsan yine eşrefi mahlûkatsın. Sersemlemişsin.

Milyonlarca hücre var. Zikir bitse de devam eder, başka bir alışveriş başlar. Dil başka türlü ıslanır. Zemzem odur. Zemzem odur. Dünyadaki yediklerinin tadını biliyorsun. Eşyanın ötesinde mana var. Onun kendi özünden hâsıl olan zikir konsantrasyonunda havz-ı Kevser vardır. Bu harflerle anlatılmaz. Bütün çiçeklerden öz alırsın. Arının çiçeklerle teması ve kovanı doldurmasındaki uğultuyu kesersen bal olmaz. Ağustos’ta öten böcekler neyi zikreder. O vibrasyon ne? Nüans oradadır.

Ağaçta öterken bülbülü görürsen bülbül susar.

Dilin, ağzın, sesin ötesinde ledün dili vardır. Heves nefsin işidir.

Öğrenmede kesret olmaz, detay var.

Allah yasak koymaz. Allah emrine yasak koyar.

Aşığa Bağdat sorulmaz, ufukları aşar gider. Azmin elinden bir şey kurtulmaz.

Çekmeceyi açmak için soruların anahtarı nerede.

Yere göğe sığmayan gönüldedir. Gönül nedir?

Allah almaz verir. Sistem verir. Sistem veren eldir, sen alan elsin.