Taa Âdem’den beri insan hiç ayrılmadığı Allah’tan “O” lütufkârdan kaçamaz. Gel gör ki, mutlaka bir gün, ayrılacağı dünyaya yapışıp kalmıştır.

Evrenin bir merkezi, bir sınırı yok.

Tanrısal varlık olan insanlar, nefissel insanlardan farklıdır.

Benim istediğim değil, benim hakkımda Sen’in istediğin olsun.

Yanlış yol senin seçtiğin yoldur. Benimle seçersenmuvaffak ve hayırlı olur.

Bizi aşındıran günahlarımızdır. Günah sana zararlı olan davranışındır.

Senin yerine birinin kanmasını ister misin?

Güven nedir? Sor.

Kalbini Allah’a açmadığın için cevap veremiyorsun. Kalbi kapalı olanın, evinin kapısı da kapalıdır.

Dedin “Ben üniversiteyi bitirdim, bilgiden yana eksiğim yok, şu dünyayı da az çok anladım”. Derken, bir baktın ömrün gelip geçmiş. Hiçbir şey bilmemiş, hiçbir şey de anlamamışsın. Ömrün boşa geçmiş gitmiş.


Meczup

Allah’la öyle hem hal içredir ki sevincinden şımarır Allah’a karşı küstahlık eder de Allah da ondan hazlanır.  Bu bir cilveleşmedir. Meczupta ne dünya vardır, ne ukba. Ehli dünyaya onun bu hali acayip gelir ve ona “deli” der.

Bana “Mürşid-i Kâmil” diyorlar. Benim de bir meczubum var. O da bana küstahlık ediyor, ben onu kınamıyor ve onu çok seviyorum. Genç ve güzeldi, şimdi bedeni çok bozuk. Ama ben onu bedende değil, ruhta seviyorum.

 

Kendime öğüt

Dur! Aklın ermez. O’nun sevdasına düşmeye kalkma.

Ben kimim ki onun sevdasına kalkışayım. O beni bu sevdalara duçar etti.

Ben O’ndan başka kimseden takdir istemem, O’nun bir sevmesi, yüzlerce metihten daha hoştur bana.

Benim aşkım, beni Yaratan’dan yanadır. Benim buğzum da, kavgam da O’ndan yanadır. Dur!

“Ben, O” deyip de ikilikte ısrar etme.

Somali’deki halkın açlığı ve perişanlığı; Allah’ın rızkı mı yok neden vermiyor, öyleyse neden insanları çoğaltıyor?

Hayır, Allah tembeli sevmez, “çalış” der. “Senden hareket, benden nimet ve bereket” der.