Sana deli denmedikçe Veli olamazsın.

Böbreğin ağrımazsa, böbreğinin varlığını bilemezsin. Allah dert vermezse de, Allah’ın varlığını bilemezsin. Bu alemde başka ilahlar bulur insanlar eşleri, işleri, arabaları, evleri… Onlarla uğraşırlar ama bocalarlar, mutlu olamazlar.

Çünkü tek ilah var. O, gönlüne düştüğü zaman her şey değişir.

Dünyada neyi çok seversen, Allah onu alır senden. Canı gönülden beraberseniz, alır Allah. Ancak, ‘Sensin ilah, yarabbim’ dediğinde olur. Beşer bunu anlamadıkça didinip duracak. Ne zaman ki hakikat ilahını anlayacak, bu sefer o ilahta yürüme başlayacak. Gölgesi nasıl da kaybolacak gönlü dolunca…

Yaratık bakımından gayrimüslim farklı mıdır gayrimüslim olmayandan? İnsan zalimdir, cahildir, ekolojik sistemi ve dünya düzenini sorgular. Halbuki geçerli olan, sistemin
kendisidir. Çünkü Allah yaratmıştır. Bizim beslenmemiz, ürememiz ve ölmemizle, diğer yaratılmışlar arasında fark yoktur.

Dinimiz imanımız Allah olmalıdır. Yaratılandan ötürü Yaratanı seversin. Sen, sana bir şey vereni, getireni seversin aslında.

‘Allah gökteyse; gök alemi, yerdeyse yer alemi ehl-i lûtfa uğramıştır’ diyor İncil. Halbuki; Allah her yerde hazır ve nazırdır. İncil, Kuran’dan; Tevrat, İncil’den evveldir. Faikiyet, üstünlük var. ‘Caminin minaresi, Havra’nın yıldızı, Kilise’nin çanı düştüğü zaman sözlerimiz daha iyi anlaşılacaktır’.

Allah her an milyon kere yaratmaktadır. Kuran Allah’ın kelâmıdır. Ama sadece o mu? Her şey Allah’ın kelamıdır. Bülbül de Allah’ın kelamıdır, karga da. Her şeyi, ondan geldiği için kabul edeceğiz.

Aynı yaratmıştır insanları, ama parmak izlerimiz farklıdır. Hz. Mevla’nın dediği gibi; rüzgârı görmüyorsun, tozu görüyorsun. Oysa ki rüzgârdır tozu kaldıran.

Bu âlem titreşim, âlemidir. Titreşmeyen bir şey yoktur, sadece frekans farklılığı vardır. Zikir de titreşimdir. İdraken zikre girince haraket ve akış değişir.

‘O’, bu dilin, bu kulağın, bu sesin ötesinde bir lisandır. Talip olman lazım. Oturursan gelmez; tefekkür önemlidir. Buralar fizikidir.

Sen şimdi bu konuları dinliyorsun, işitiyorsun, okuyorsun. Ama demlenmen lazım, demlenmezsen olmaz. Üzümü sıkıp dolduruyorsun. Şarap olacak. Yoksa ekşi üzümdür. Şarap, seni bu âlemden geçirir. Sen de şarap gibi demlenmelisin. Kendinden geçmelisin. Anlama varmalısın. Bilgin katkılı olmamalı, arı olmalı.

‘Ben bu alemi bir nizamda tutuyorum’ der Allah. Nizam şaşarsa her şey altüst olur. İlahi sistemde yanlışlık yoktur. Bir yandan da, yanlışın olmadığı yerde doğru yoktur. Kuran’da da yanlışlar gösterilecek ki doğrular görünsün.

‘Kuran, Peygamber böyle emretti’ diye olmaz hiçbir şey. ‘Allah emretti’ diye olur. Seni erkek olarak Anadolu’da falanca çağda dünyaya getirdi. Allah’ın hükmüdür. Peygamber dedi diye olmamıştır o. Peygamberlerin dediğini yapan olur, yapmayan olur ama Allah’ın dediğini yapmayan var mı? Bu ekolojik sistemin icabı olarak ‘Fare ol’ dedi fare oldu, ‘Hırsız ol’ dedi hırsız oldu. Çünkü ‘hırlı’ eksilmez dünyadan. ‘Hırsız’, ‘hırlı’nın küçük bir tatbikatıdır. Allah hiçbir şeyi lüzumsuz yaratmaz.

O’nu anmak için kuralların ötesindedir. La ilahe illallah; Allah birdir.

Yorgunluğu, tembelliğe tercih edin. Açlığı tokluğa, fakirliği zenginliğe, düzgünlüğü gösterişe tercih edin ki yokta varı göresiniz.

Değişiklik gerekir. Değişime kapalı olma. Kaba âlemde yer değiştir, dil değiştir hatta din değiştir. Deneyim kazan.

Sana deli denmedikçe veli olamazsın.