Rahman ve Rahim olan Allah, daima faaldir.

Ölçüyü insan koyarsa, insan kadar çok ölçü olur, bu da ölçü olmaz. Ölçüyü yalnız, Allah koyar. Faal olan Allah’tan arınmış alan olmaz, olursa felaket olur, düzensizlik olur. İnsan bunu düzeltmeye, muktedir olamaz. Rahman ve Rahim olan Allah, daima faaldir. Varlığa aktif müdahale eder. Yaksa insan Allah’ lık taslardı, firavun gibi olurdu. Böylelerine Allah müdahale eder, ona haddini bildirir.

El Faal, acizin zıddı. Aktif, atılın zıttı. Asla pasif olmayan, yarattığını da pasif bırakmayan Allah’ın faal oluşu, insanı da idrakli yapar, yoksa monoton olurdu, hayvan olurdu.

Görülür veya görülmeyen her şey, Allah’ın faaliyeti içindedir. Kulli yevmi fi’şen.

Hareket, çekim gücüne bağlıdır. Bu gücün en büyüğü, sevgi ve muhabbettir. Amel-i salih, iradidir.

Kul iradesini, Allah lütfünü kullanır, ama kulun iradesi, cezbe-i ilahiye tabidir. İlahi sistem, fevkalade çalışır. Kendi ödevi, içindedir. Bu Allah’ın Vedud sevgi ve muhabbet, esmasındandır.

Âlemi düzende sürdüren, Allah’ın cazibesidir. Allah’ın cazibesi kalksa, âlem hercü merc olur. Allah; “Ben bu âlemi bir denge ve muvazenede tutuyorum, sen de dengeli ol, aşırı gitme!”

Bana bakarsan, aşırı gitmezsin. Aşırı gitmek gaflettir, buyuruyor.

 

La maksuda illallah;

Allah’ın yarattığı her şey, insan için mucizedir. Şahanedir. Allah mükemmeldir. Mahlûk eksiktir, acizdir. Hz Âdem, manaya hamil olan ilk insandır. Allah’ın yarattığı her şey, bir mana taşır. Manasız, hiçbir şey yoktur. Muhabbeti ilahi de, en yüksek mana taşır. Allah’ın muhabbeti; âlemin üzerinden kalksa, her şey manasız olur, yani kıyamet kopar.

Kim Allah’ı anma celselerinden kaçarsa, kendini Allah’ın lütfünden mahrum bırakır.

Allah’ın Hilmi’nden kaçan, nefsinin hükmüne girer.

 

Allah’ım beni bana bırakma! Âmin!

İyilikler kötülükler, sevaplar günahlar yazılır denir. Yani vücudunun sıhhatli veya hastalıklı oluşu; senin ömür boyunca sıhhatini nasıl koruduğunu veya korumadığını, bedenindeki belirtilerle yazar, sana gösterir. Mesela tembellik, oburluk veya çok stresli bir yaşam, zamanla ömrünü etkiler; senin bağışıklık sistemini bozar. Sağlıklı veya sağlıksız yaşaman gibi şeyler, günah veya sevap olaylarıdır.

Fıtratının üzerine titreyenler, yani yüce yaratılmışlıklarını bilenler; huzur, sürur içinde olurlar. Gönül birliğini yaşarlar. “Halilullah” sırrına mazhar olurlar.

Ehli hasenat kendine, ehli salihat herkese; iyilik edendir. Herkese iyilik eden de, herkesten iyilik görür. Bu da kalbi selimden gelir. Açıkgözlülükten değil.

Kan bağıyla olmak, gönül bağıyla olmak, hem kan, hem de gönül bağıyla olmak.

Mukarrebun; Allah bağında olanlar, muhabbeti ilahi bağındadırlar.

Ebrarın duası; mukarrebunun duası, kabul olunur.

Tövbe ve istiğfar; yanlıştan doğruya yönelmektir.

 

Veciz sözler

Cehenneme girmek, cennete girmekten zordur. Cennet için yaratılmış olan insanı, nasıl cehenneme girmeye zorlarlar. Bu da, hayrete edilecek bir durumdur. Bilmem neden?

Ruhla bedenin imtizacı güzel, beraberliktir. Beden; ruhun bineğidir, emanettir. Binek, insan içindir. İnsan, binek için olmamalıdır.

İnsan; sözü, işi ve davranışı ile tartılır. İnsanın şanı, ahlakı iledir. İnsan için ilim, en faydalı şeydir. Rıza, en büyük zenginliktir.

Âlemlerin velisi, sahibi, Mevla’sı; Allah’tır. O’ndan gayriye, Mevla denemez. Mevlana Mevla’dan, Halik’ten demektir.

Beş duyguya, ayrı sunu verilmiştir. Buruna nebi koku; dile muhtelif tat, göze sonsuz manzara, kulağa sesler bülbül sesi; dokunmaya muhtelif sıcak soğuk, sert yumuşak gibi sunular verilmiştir.

Allah’tan gayrı her şey, zamana yenik düşer.

Müstağni, dünya malına sahip olmak istemez; onu emanet bilir ve ona saygı duyar; iyi bakar; aza razı olur; malının malı değil; servetinin mahkûmu değil; hâkimidir.

Allah’ın benzeri ve eşi, yoktur. Samed, ihtiyacı olmamaktır. İnsan da bu durum, rızadır; doygunluktur; ihtiyacı olmamaktır.