Ben Mürşidim ve insanım!

Bütün sıkıntılar, nefsin isteklerinin olmayışından, yerine gelmeyişindendir. Çocuk bir şeyi ister, verilmezse ağlar, hırçınlaşır. İnsan insandır, ister çocuk olsun, ister genç veya yaşlı hep ister, elde edemezse hırçınlaşır, öfkelenir.

Yaşlandım, ağırlaştım, isteklerimden bir hayli vazgeçtim, doydum. Etrafımda bir arkadaş gurubu oluştu. Onlara hayat tecrübelerimi, ilmimi ders olarak anlatıyordum. Bu seferde talebe gibi etrafıma toplananlara anlattıklarımı anlamadıkları için kızdım, hırçınlaştım.

Onlara bağırmaya başladım. Yine talebelerimden istediğimi bulamıyordum.

Mürşidin müridi eleştirmesi, ona kirlerden temizlemesinin yolunu göstermesidir.

Razı ol, emrine uy, için dışın temiz olsun!

Eleştiriden kaçan, hakikatten kopar, batıl ve Haksız kalır, cahil kalır!

Cahil, ilahi lütuftan mahrum kalır. Eleştiri elemektir. Elemek, taşı pirinçten ayıklamaktır.

Beni dinlemek için dergâha gelenlere aldırmazlık edemem.

Hakkı söylerim, Hak için kızar, Hak için azarlar, onların yalanlarına görmemezlik yapamam.

Riya ve riyakârı sevmem. Yumuşak davranamam. Sükût edemem, püf püfleyemem.

Hak’tan uzaklaşamam. Allah bana yeter.

Allah Nafi, Allah kâfi. Ben mesulüm, bigâne kalamam!

“Cüz’üm, menşeim Kül’dür”. “Mahlûk’um, Hâlik’im Allah’tır”. Ben, O’ndanım.

Ben katresiyim, O ummandır. Ben O’na benziyorum. O hiçbir kimseye, hiçbir şeye benzemez!

Allah bizi yarattı. O, bize kendini öğretir. İnsanın öğrenmesi de, hudutludur.

Allah’ı tanı, kavrayıver! Her ne ki aklına gelir, O Allah değildir.

 

Hikmet hamiz kelâmı, Allah eder!

Allah, ilim deryasında bir dalgada insanı yarattı, ona öğretti. Beni ilk defa o andı. Maksadı bendim, benim de maksadım O’dur. Bu âlem-i mutlak olan Allah’ın ilmi içindedir.

İlmimi surete yazdım, yazım hikmet hamizdir. Oku!

Hikmet hamiz kelamı Allah eder. Bu, vahi yolu iledir. Hz. Mevlana ‘Gelin yeni bir şey söyleyelim’ der. O Allah’tan gelen ilham ve Vahi ile olur.

 

Veciz sözler

Gece, arkasından gündüzün geleceğini söylediği gibi, Allah’ın kahrı da arkadan gelecek lütfunu söyler. Kahrına değil, lutfuna talip ol!

Hiçbir kimse, kendi el emeği ile kazandığından daha hayırlı, daha sıhhatli, daha lezzetli bir lokma yiyemez! Başkasından beklemek, artık yemektir. Asalaklıktır.

Sevinç ve huzur oluşması, Hakk’a yakın olmaktır. Zira O, sana yakındır da sen O’ndan uzaksın, sanıyorsun. Sevinç ve huzur O’na her şeyi kurban etmekle olur.