Rahman olan Allah’ın rahmeti, yokluğu var eder.

Allah, bir anlık yokluğunun farz edilmesi imkânsız olan; her yerde hazır ve nazır olan zattır.

O Halik’tır. Yarattığı her şey mahlûktur ve her şey O’nu söyler. Ne yaratılmışsa, o çifttir. Yalnız Allah tektir. O’nun eşi benzeri yoktur. Her yaratık, Halik’in emrindedir.

Rahman olan Allah’ın rahmeti, yokluğu var eder. İnsan, varlık ağacının hem meyvesi hem de tohumudur. Rahman (vasfı yalnız); Rahman olan Allah’a aittir,  Rahim, kuluna dönüktür, yani Rahmet eden Allah’tır.  Rahmet, O’nun zatına aittir. Var eden Rahman ve var ettiklerine karşılıksız rahmet veren, Rahim vasfıdır. Bu yüzden daima merhamet eder, rahmet eder. Ve bu Rahmeti hak etmesi yönüyle insan, tüm eşya ve bütün varlıktan önce gelir.

Allah, yerle gök bir aradayken onu ayırdı; bütün canlıya da sudan hayat verdi!

Beşer, önce can ve cesetten ibaretti. Âdem topraktan, Havva da havadandır. İnsanın maddi yapısı, budur. Bu maddi yapısı dört ana unsurdan yaratılmıştır. Bu dört ana unsurun, birincisi topraktır, ikincisi su katılmıştır. Üçüncüsü, sıcaklık yani pişirilmiş, dördüncüsü hava ile kurutulmuştur. Sonra, beşere ruh üflendi de insan oldu! Sonra Yaratandan ünsiyet etti. İnsan bu yolla da kemale erişti ve yeryüzüne halife oldu.

 

Kul, Hakkın nefsidir ve Hak nefsine Rahmettir.

Velilerin, nebilerin gönülleri açılmıştır; Allah’ın lütfüne mazhar olmuştur. Cezbeyi ilahi, insanın vicdanını cezb eder; emeğini esirgemez, yayar.

Üstünlük ilimdedir. İlim kudrettir. Her bir Nebiye ilim aktarılmıştır. Nebi aldıklarını, insanlara gerektiği kadarını aktarmıştır. Her Nebinin bildiğini diğer Nebi bilemez. Nebiler, arasında biri birilerine üstünlük sağlanmıştır. Milletler arasında da, bilgilenme dereceleri de farklılıklarla derecelendirilir. Dilde sürekli tekrarlanan, kaldir. Ariflerin yaşadıkları da, hâldir. Hâ”lin, tarifi yoktur. Onu hâl ehli yaşar.

Benim hayatım, benim için en iyisidir. Çünkü Rabbim bana, her hayatı bahşetti. Rıza ikrardır. Elhamdülillâh Rabbil âlemin. Senden sana sığınırım.

Demiri yumuşatmak güç değildir. Önemli olan kalpleri yumuşatmaktır.

Nübüvet ilahi olarak verilir. Çaba ile ulaşılacak bir makam değildir. O Allah’ın bir armağanıdır.

Haddini bilmek ve edep sahibi olmak bir erdemdir. Bu nebi de olsa, arif de olsa beşeriyet de olsa böyledir. Bir Nebi, bir arif de olsa, alçak gönüllülük her zaman en başta gelir.

Rızk, hem yiyecek anlamına gelir; hem de manevi bir takım hallerin zevkidir; makamlara ermedir. Bu da yaradılışın bir sırrıdır. Bu sırrı da ölümlü hiçbir beden bilmez.

Cehennem olmasaydı demek, cennet olmasaydı demektir. Ölüm olmasaydı demek, doğum olmasaydı demektir.

Gaybı Allah bilir.