Özgürlük içinde en büyük gelişim sağlanır!

Başkasına ihanet etmek, kendine ihanet etmekten farksızdır. Kendimize ihanet etmemiz, asıl ihanettir. Kendisine sahte olmayan, başkasına sahtekâr olamaz. Yaşam amacımız yükseldikçe, seçimlerimiz de yükselir ve en büyük özgürlük içinde de en büyük gelişim sağlanır. Eğer başkalarının hazır kurallarına uyuyorsak; gelişemeyiz, sadece itaat ediyoruzdur. Bu da yaradılışla ilgili sorun yaratır!

Standartlarınızı peygamberlerin belirlemesi, otomatikman davranışlarımızı sınırlıyor, yönlendiriyor, emrediyor. Birileri bize, nelerden haz alıp almamamız gerektiğini dikte ediyor. Gerek cinsellikte, gerekse diğer konularda sadece sınırlamakla kalmıyor, hayatı kısır bırakıyor. Mesela bir erkekle bir kadın, bir şeyleri denemeyi arzu ediyorken ve hayal etikleri, yaşamayı arzu ettikleri şeyi denemekte kendilerini engelliyorlar. Çünkü ahlak standartlarına karşı çıkmaktan korkuyorlar. Hâlbuki bu ilahi sistemin gereğidir.

Bu varlık âlemi sen sorduğun için, açık yürekle, açık zihinle ve ruhunla bilmeye hazır olduğun için halk oldu. Bu âlemi yaratanın maksadı da, aynıdır. Allah, yarattığını deneyimler. İnsan da deneyimleyerek öğrenir (bu ta.. Çocukluktan ölene kadar devam etmelidir) Her şeyi şu anda deneyimleyin! Yaratıcımız olan Allah da, söylenen her şeyde ve her olayda tek bir gerçeği söyler; O da, her şeyde yalnız ve bir olan Allah vardır. Allah, varlığına tevhiden Ahed’dir.

Bu neden böyle oldu deme, nedenini düşün! Düşünmek faydalıdır öğretir, idrakini arttırır ve Allah’ı bilmek idrakine vardırır ki en mühim olan da budur.

Acı öğretir ve acı çekenler bir şeyler öğrenirler. Ölüler, bir şeyler öğrenemezler.

Er-Refi; yükselten, eşsiz yüce olan. Allah, bu esması ile kulunu yükseltmiştir. Yarattıkları arasında insana değer vermiştir. Onu yegâne muhatap alarak yaratmıştır.

Aciz kaldığım, yorulduğum zamanlar oluyor. Her türlü tehlikelerle baş başa kalıyoruz. Görüyorum ki, ben aciz ve eksik; Allah tam, Metin, Kavi ve galip olan, yegâne var olandır. Ben kul, Allah sultandır. Ben eksik, Allah tamdır.

El Kâfi: Allah kuluna yetmez mi? Yeter! Allah Dünya’ya indirdiği kullarına yetecek ve artacak her türlü şeyi sunmuştur. Ara, çalış, bul!

El Fettah: Allah’ın açtığını, kimse kapayamaz. Kapadığını da, kimse açamaz. Allah kulu layıksa ona nice nimetler açar, ona kapar.

Bir insanı, bir toprağı gönül fethiyle fethederseniz fetihtir. Zorla silahla fetih olmaz. O fetih değil, devamlı kavgadır.

İlmi, dini veya dünyevi demek yanlıştır. Dini âlem, dünyevi âlem demek de yanlıştır. Bunun yanlış olduğu da bugün belli.

Sevgi, saygı ve iyilik herhangi bir çıkar için yapılıyorsa, iyilik değil; menfaat için ve öğünmek için yapılmıştır.

El Alî: Sonsuz yücelik sahibi. Yüceler yücesi olan Allah’a yaklaşmak, çok müsaittir.

Çünkü O, sana şah damarından yakındır. Yani O’ndan daha yakın akraba olur mu? O’ndan daha yaklaşılacak, güvenilecek başka bir şey olabilir mi? Hele iyi bir düşün!

Allah, yarattığına karşı sorumludur. Ama O’na kimse, kendi bile soru soramaz. O, sorumsuz sorumludur. O, Yaradandır.

El Kefil: Kullarına kefil olan Allah’tır. Onun için, yarattığı hiçbir şey Allah’ı anlatamaz. Hatta yarattığına kefil olduğu halde!

İnsan için en tehlikeli şey, kendi kendini aldatmasıdır; kendi kendine yalan söylemesidir.

Sen kendine yetemezsin! Allah’ı bil! Maksat, Maksud olan Allah’tır. Her şey, insan içindir. İnsan da Allah içindir.

Allah, insanlara mühlet verir; onlara şefkat ve merhametle bakar. Allah şefkat ve Rahmanıyeti ile insana; akıl, idrak ve vicdan vermiştir. Allah, Rauf ve Rahimdir.

Er Rauf: En şefkatli olan, ilahi şefkat. Allah’ın koyduğu yasalar, şefkat ve merhametle konmuştur. Yumuşak ve latif bir ifade, insana güzel gelir ve tercih eder.

Allah, bize yakın ve bizi halk etti. Ya biz bizi yaratan, bize Rahman Rahim olarak yaklaşan Allaha nasılız? Gaflet, delalet içreyiz.