Her zaman merak edilen kavram: ZAMAN

Zaman; izafi bir varlıktır ve durağan olarak değil, bir hareket, bir akış olarak algılanır. Oysa hareket eden biziz zaman değil. Zamanın hareketi yoktur sadece tek an vardır. Her şey o ‘an’da yaşanmaktadır. (ama güneşin varlığı ve dünyanın dönmesi zamanı geçiyor gibi gösteriyor, biz yanıltan bu ) Gerçekte, insan an’a gark olduğunda zamanın durduğunu anlar, ta ki başını o işten kaldırıp da, tekrar o zaman oyununun içine dâhil oluncaya kadar!

Sen, zamanın (değişiyor, akıyor gibi görünen) sürekliliğinin her boyutunda aynı anda varlığını sürdürüyorsun, daima vardın, daima var olacaksın! İlahi sistemin şaşmaz düzenidir bu. Bunda gelecek ve geçmiş yoktur, dem bu demdir. Dem bu demde tek olan Varlık vardır. Bir kelime kullanmak lazımsa, Ahed’ dir.

Ahed- Vahdet;

Ahed’in kesretteki (madde âlemindeki) görünüşü Vahdet’dir. Yani Vahdaniyet; ruhun türlü kalıplara girerek alternatif yaşama imkânına sahip olması, letafetin kesretteki tezahürüdür. Bunlardan maksat da Allah’tır.

Bütün, Allah’tır. Allah mevcuttur, varlığı kuşatmıştır. (La mevcuda illallah) Varlık aşktır maşukuna, maşuk aşktır varlığına. Allah yarattığı varlık üzerinde, sıratı müstakimdedir. Kul da sırat-ı müstakimde olursa, huzurda olur; Varlığın lütfuna uğrar. Elhamdülillah.

Sen Allah’tan bir zerresin; parça bütüne tabidir. Hollygram, bir fiziksel ispattır ki (parça tamamıyla bütünü ihtiva eder). Görünüş ve Esas, bu ne kadar hayrettir! Bireysel, nefissel bakıştan ziyade, hür ve serbest görüş (eşyadan bağımsız daha yüksek bir idrakin bakış) açısından bakınca, daha iyi ve daha kötü diye bir şey yoktur. Sadece OLAN vardır. Yani, İlahi düzende, tabiatta, doğru yanlış yoktur. Kadın, erkek, sıcak, soğuk gibi dualite yani ilkem vardır ama bunlar asla birbirinden farklı değildir. Doğru yanlış gibi kavramlar bizim algımıza göre değişir. Hatta bizim hayatımızda, menfaatinize uygunsa doğru; uygun değilse yanlıştır. Bu da bu dünya için doğrudur, ama bunu saklamamız yanlıştır. Yani bu maddi görüştür.

Maneviyat, maddiyattan güçlü ve daha değerlidir. Maneviyatı öne alanlar, ehli tasavvuftur. Maddiyatı ele alanlar, ehli dünya, ehli fiziktir. Ehli fizik, fizik yolunda icatlar keşifler yapmışlardır. Ehli mana da, tasavvuf yolunda hayretler içinde kalmış, daima Yaratanla olmaya bakmışlardır.

Rahmanın tecellisinden, varlık lutfa uğramıştır.

Varlık, Allah’ın Rahmetinin eseridir. Sevgi Rahmaniyetinin hususiyetidir. Varlık ağacının tohumu, dolayısıyla meyvesi insandır. Meyve Allah’tandır.

Allah, Rahman ve Rahimdir. Azabı yoktur. Azap kulunu kemale götürür, onun için lütuftur. Eser, hüküm O’nundur. Hükmüne hayran diyebilmek, kâmil kulu içindir.

Çocuk, oyun ve oyuncak ister; büyür mal mülk ister. Kamil olan insan da Allah’tan O’nu, yani Allah’ı ister. Varlığın maksadı da budur. Bu da Allah’ın nefes alış ve verişidir.

Rahmanın tecellisinden, varlık lutfa uğramıştır. Bu bakımdan mükemmeldir, doğum ve ölüm tezahürü ilahidir. Varlığın nefes alıp vermesidir. Allah Rahmandır, Rahman oluşu da mahlûkuna dönüktür. Mahlûkun oluşu ve görünüşü, Allah’ın Rahim oluşundandır ve süreklidir.

Çünkü Allah, ezeli ve ebedidir. Varlık O’nunla kaimdir.

Veciz Sözler

Başkalarından bir şey beklememek, en güzel şeydir. Beklemek ise, acizliktir. Acizlik de; gücü kullanmamak ve tembel olmaktır; dolayısı ile yaşama zevkinden mahrum olmaktır. Yardım dilemek, en büyük müsrifliktir.

Dünya, bilhassa insan için bir yaşam sofrasıdır. Rezzak olan Allah’ın kullarına sunduğu, zengin bir sofradır. Esirgemeyin, cimri olmayın, bu sofradan birbirinize ikram edin. Korkmayın, tükenmez, bilakis çoğalır. Çalışıp kazanarak ikram edin, sıhhat bulun.

Allah’ın çiçeğine konup bal alan arı var, bir de Allah’ın balına konan sinek vardır.

Arı çiçeklerden bal alır, yılan topraktan zehiri alır vücudunda toplar, bu yüzden topraktan çıkan her yiyecek zehirsiz olur. Onu ilahı usulünde kullan!

Bazıları hacca giderler, hac onlardan kaçar. Bazılarına da, Hac onların ayağına gelir. Kim Allah dediyse, Allah onu andı. Bunun idrakine varalım, inşallah!

Yalnız kendi aile fertlerinizi seviyor, onlarla alakadar oluyorsunuz. Hâlbuki insanlık da, büyük bir ailedir; aynı âdem nüshalarından teşekkül etmiştir. Hepsi, hepimiz aynı Allah’ın kullarıyız. Ayrı ve öteki görmek, şirktir. Sanki onların başka Allahı, başka dünyaları var gibi.

Allah’ın yarattığı meyvelere sebzelere, insanın ukala eli değince GDO oluyor. Tabiata kıra ormana, insanın ukala eli değince gökdelenler oluyor. Yine insanın yaptığı uçaklar, bu beton yığınlarını yerle bir ediyor. İnsanın insana kahrı ve zulmüdür. Allah lütfeder. İnsan zulmeder.