Mutluluk, Mutsuzluk ve Allah’ı Dost Edinmek

MUTLULUK VE MUTSUZLUK

Mutlulukla mutsuzluk bu dünyada aynıdır.

Ben böyle söyleyince sizlere tuhaf geldiğini bilirim.

Tuhaf gelir, çünkü öbür türlü alışmışsınızdır, öyle bakıyorsunuzdur dünyaya.  Dolayısıyla mutluluk arıyorsunuzdur.  Oysa ki insan; yiyip içtiği, yatıp kalktığı yeri iyi bilmezse, mutlu olmaz.  Olamaz.  Bizler dünyayı bilmiyoruz ki…  Bize dünya yanlış öğretildi.  Bu yüzden de hepimiz ebleh durumdayız.  Hayatında ne duş ne televizyon görmüş biri, Paris’e gitsin meselâ; ne hale girer?  Paris’i yaşayabilir mi?

Böyle bir dünya düşünün işte…  Üstelik de, birçok ukalâlar orayı bozmuştur; mahalle baskısı, gelenek, görenek, din…

Din Allah’ındır, sistem Allah’ındır…  Sistemi zikretmeyen bir zerre var mıdır? ‘Yoktur’ deriz ama, onun girdabında mıyızdır gerçekten?  Nehirler hep aynı şırıldar; zikri öyledir…  Hep aynı seste,  hep aynı akıştadır; hep sistemi zikirdedir.

 

Ya biz?

Hazırda bulduğunuz, size verilen nimetlere şükredin.  Yani kadrini bilin.  Şükredin ki, kanatları kesilsin.  Ya kesmezseniz de elinizden uçup giderlerse o nimetler?  Nerede ateş, orada su; ne tuhaf!  Birbirlerinden hem bî haber, hem de haberdar…

Siz yaşamı, bütün iniş ve çıkışları ile kabul etmedikçe, acıyı ve tatlıyı bir görmedikçe; hayat acı verici olmaya devam edecektir.  Yıllarca söylenmiş, aşınmış, kabak tadı vermiş şeylerden geçmedikçe; yerinde sayar, monoton hayatın içinde heba olur gidersiniz.  Halbuki siz çok yüce birer yapısınız.

Her anı dua ile olanın her anı Allah’ladır.

Tevekkül,  Allah’ı bilip ondan geleni beklemektir.

MÜZİK, ŞİİR, ‘HİÇ’ ve İLHAM

Lütuf ve hoş duyguları yaratan; bir şiirdir, müzik eşliğinde…  Gönül için verilen en güzel ziyafettir.  İlahi ve sonsuzluk süruru içinde mest olmaktır.  ‘Hiç’tendir.  Şiirde esin, bir şiirin başlangıcı ve sonudur. Bu da, başlangıç ve sonuç arasında; ritmik, ilahi bir dönüştür.

Sema gibi…

Şiir okumakla, okuduğu şiirleri beğenmekle, okuyup beğendiklerinin taklitleri olan şiirler yazmakla şair olunmaz. Kendi dehasından gelen ilhamla yazandır, şair.

İlham, ancak hür bir düşünceye gelir.  Uygun bir anda ilk gelen esinden sonra, arkası çorap söküğü gibidir.  Gözlemci insanlar yaratıcı olurlar ve yaratıcı insanlar olayların dışında kalarak, tarafsız söylem yaparlar.

Bu; yansız, takıntısız bir doğaçlamadır.  Yeni bir şeydir.


ŞÜPHE VE MÜDAHALE

Kötülüğü genişletmenin adını ‘ilerleme’ koymuşlar.  Alışkanlıkların ve önyargıların boyunduruğunda değil miyiz?  Kurtulmak için bir ömre ihtiyaç var. Alışkanlıklar, elimizi, becerikli, aklımızı muattal (hareketsiz, boş) kılar. En derin acılardan doğar en derin sevinçler.  Kötülüklerin içinde bir ışık gibi yanan üstün insan nerede?  Nerede kirli derinlikleri arındıran deniz?  Cüzler, külle gark olduğunda arınır.

Ruhuna, kalbine sahip çıkamayan, hayvan yapısında kalır.Suyun dibine inmek için, dalgıç elbisesi giymek lâzımdır.  Bu eşya alemine inmek için de eşya elbisesi olan bedene girmek lâzım gelir.

Acaba bu bir merak meselesi midir?

Gel gör ve bil ki; Allah, Rahman ve Rahim’dir.  Bundan şüphe etme ve buna müdahale etme.

KUL, DUA ve TESLİMİYET

Bu gördüğün dünya, Adem’indir.  Bizlerindir yani.  Bir işe yarar mı bu dünya, biz olmasak?  Adem, dünyanın manâsıdır.

‘Allah’ de de, hakikatı anla…

Sapıtmayan yoktur.  Söyler söyler, iyidir hoştur; ama bir yerde sapıtır…  Kuldur çünkü.  Hele o ‘Ben hiç yanlışlık yapmam’ deyip, farkında olmasa da Allah olma iddiasında olana, kul bile deme!

Herkes kendi duası içindedir ve duası kabullenilmiştir.  ‘Şunu bunu yapayım, sonra da şuraya giderim’ demiş olmak, dua etmek değil midir?  Kabullenilmemekte midir?  Sen dua edeceksin de, Allah kabul etmeyecek…  Olmaz yahu!  Gitseniz bir arkadaşınızdan bir şey isteseniz reddedebilir çünkü kuldur.  Ama Allah reddetmez…

ALLAHI DOST EDİNMEK

Gerçeği mantığın kısır döngüsü içine sokamazsın.  Tekamül bir süreçtir.  Hoşgörü, kazanımdır.  Düşman olan nefsinle sulh etmeye çalışma.   Derdimiz, nefsimizden gelir. Acep nedendir?

Aldırma ve sabret.  Hiçbir şey mühim değildir.  Sen mühimsin.  Narsist olmayan sen!  Başkalarından bir şey bekleme.  Senden de beklenirse verme.

Sakın kızma.  Kızan, incitenden incinen; kemâlde değildir.  O, farkında değildir ki; herkes ve her şey Allah’ın emrini ifa etmektedir.

Karşıdan gelen sıkıntıya katlan.

Cüz-i varlığını ihtiyarî bil.  Halbuki sen, cüz-i varlığını mecburi olarak kabul ediyorsun.

Muhabbet-i ilahiden uzak düşen, dünya sıkıntılarına duçar olur.  İlahi sohbet ve tevhidden ayrılan, şeytanla baş başa olur.

‘Bütün varlık, onu hatırlatıyor’ diyebiliyorsan, sana kâfidir.  Doğruyu bulmak için, faaliyet ve gayret lazımdır.  Allah, sistemine uyana yardım eder.  Yalnız dünyayı düşünen, yaratanı unutup yalnız yaratılmışla meşgul olan, fakirlikten korkup zenginlikten başka bir şey düşünmeyen; mutsuz olur.

Allah’ı bil, onu dost edin.