Ney, o kamışa üflenmeyince ses vermez. Bize de Allah, ruhu üflemese biz de canlanamaz ve ses veremeyiz.

Ruhun, bu beden yani Dünya âleminden sonraki hayatımız Allah’ı bilme derecesinde olacaktır insan bu dünyada Allah’ı ne kadar biliyor ve seviyor, ona bağlanıyorsa ahirette de o kadar nimetlere kavuşacaktır.

Anlarsan Allah’ın her olaydan bir ikazı, bir uyarısı, bir öğretisi vardır. Sokrat, asırlar önce öğretmenin ve öğretmenliğin değerini (dünyada her şeye değer biçilir, ama öğretmenin eserine değer biçilemez, çünkü onun eseri her şeydir hem de hiçbir şeydir) demiştir. Bir de (Ben bir şey biliyorum o da hiçbir şey bilmediğimdir) der. Çünkü o Allah’ın ilminin yanında bilgisinin hiç olduğunu anlamıştır.

Kuran’ın ilk emri oku, namaz sonradan gelir ama mühim olan ilk emirdir.

Sen ölülere söz işittiremezsin, sağırlar arka verip döndükleri zaman onlara da davetini işittiremezsen, sen körleri bulundukları eğri yoldan doğru yola getiremezsin. Sen ancak mümkat olanlara dinletebilirsin.

Biz onların kötü amellerini hoş gösterdik. Bundan dolayı artık onlar dalaletlerinde taşkın kalırlar.

Ne Hz. Musa’ya kavmi, ne Hz. İsa’ya kavmi, Hz. Muhammed’e kavmi için de haberdar olmayanlara acı. Beni tanımayan oğlum, kızım, gelinim, damadım ve kardeşime acıyorum.

Dünya ve onun yaşantısı evvelli, ahirli, zahirli, batınlıdır. Bunun üzerinde yaşayanlar da aynı şartlara tabidir. Dünya üzerindeki yaşam, keder ve mutluluk, üzüntü ve sevinç hep vardır ve böyle devam edecektir. Aynı zamanda her gecenin bir sabahı olduğu gibi her zorluğun da bir kolayı vardır. Naçar kalındığı zaman nagah açıldığı gibi. Bu haller içinde esas mülkün sahibi hâkimi ve faili olan Allah’ı bilmek, ona yöneltmektir. Sıkıntılar, dertler, hastalıklar insanları Allah’a “ya Şafi senden şifa, senden mutluluk” diyip ona sığınmak ve ona dayanmak maksattır.

Allah fesat çıkaran ile ıslah edeni bilir. İnanan köle müşrikten hayırlıdır. Müşrikler zora ve sıkıntıya davet ederler. Allah ise lutfa, feraha ve huzura davet eder ki bunun en yücesine cemat denir.

Korku var ya işte burda asıl benden korkun, bana sığının, huşu bulun.

Mikro makro: Mikro; öz mühimdir. Makro; teferruattır, kabadır. Anlayana sivrisinek saz anlamayana davul zurna az.

Dünya diriliği insanları güzel görünür. Sakınanlar ise lutuf içindedirler. Dünya düzeyinden nasiptar olurlar, Hakka yönelirler, yaratana dönerler.

Günler gönlün müşahede sayfaları olmalıdır. Onlara ilahi eserlerin kaydı düşmelidir.

Allah’tan yüce öğretmen var mıdır?

Yaradan’ın maksadı yaratıkla olmak, yaratığın da maksadı yaradanla olmaktır. Bunun böyle devam etmesi yaratana aittir.

Kim ki bu yalan dünyaya kanmaz,

Bu feleğe mert gelir, mert gider

Kim de bu yalan dünyaya kanar,

O da mert gelir namert gider.

(M.R.M)

Bir şeyin var olması için, ihtiyacında olduğu her şeyin aralıksız ona yetişmesi ve bu suretle varlığını sürdürmesi ve sağlaması için Rahmani nefesten irtibatlı olması ve ondan kuvvet bulması lazım. Yani her yaratık yaradana muhtaç.

Ey çoban, ey ahmak! Râ’ina demeyin. Unzurnâ deyin. (Bizi gözet manası).

Size kötülük herhangi bir halde ve insandan gelirse sabredin. Allah ondaki hikmeti size gösterecektir. Sizi, bu güzel yolunuzda alı koymasın.

Allah’tan ilişkiyi kesmeyin.

Neml Suresi 80-85, Dabbetül Arz; bana göre arzın, mükevvenatın dilidir, anlatımıdır.

Sabır, sabır der, sabredersin. Cefasından, sıkıntısından haberin var da sabrettiğinin lutfundan haberin yok. Böyle bir sabrın gönle ne hükmü var?

Ehli tefekkürün yorumu Hikmet’tir.

Ey Âdemoğlu! Sen hem en yüce, hem en aciz yaratıldın. Sen bu âlemin hem tanrısı, hem de kölesi oldun.

Natürel oluştan hâsıl olan kaderi suni yapılar etkiler.

Bütün sıkıntılara can aşkıyla katlanılır.

Senin yasanı, severim onları yarabbi. Bundandır. Bu kisve içre huzurluyum. O sefa ile cefa arasıdır.

Ol cennetteki cehennemdeki bin beter.

Acı, yüreğindeki haçı kaynatarak içindekini lezzetli kılar.

Kâinatı idare edenin sistemine uymayan yoktur. Her halükarda bu bir sabır olayıdır.

Allah’ın dininden başka dinlere yönelenler, dalalet içindedir. Aramızda olanlar, ahirete intikal etmişler yani ruhlarına varmışlardır.

Allah yolunda hâsıl olan musibetlere katlanma oranında, Allah kullarına merhamet eder. Allah Rahman ve Rahimdir.

Ekinine soğuk bir rüzgârın esip onu dondurması gibidir. İfşad: Bozmak.

Siz hizmet ettiğiniz yoldan nüvelenirsiniz, maddeye madde, manaya mana.

Musa hem orada bir ateş gördüm gideyim de size yolumuzu gösterecek, malumat yahut o ateşten bir şule getireyim ki onunla ısının. Musa ateşin yanına varınca ona söyle nida olundu:

Ateşte olan, onun etrafında bulunan şey mübarektir ve mutahhardır.

Allah ondan münezzehtir. Musa! Yegâne galip olan, Hâkim olan Tanrı benim, asanı yere bırak.

Musa asayı bıraktı. Asayı ok yılanı gibi çırpınıp görünce kaçtı. Arkasına bakmadı. Bizde dedik ki Musa korkma, Peygamberler benim huzurumda korkmazlar.

Allahın inayet ve Rahmeti üzerimizde olmasa herhalde ziyankârlardan olurdunuz.

Herkese iyiliği emrederiz de kendimizi unuturuz.

Onlar ki Rablerini konuşacaklarını ona rücü edeceklerini ümit ederler.

Ey insanoğulları! Size ihsan ettiğin nimetlerimi ve sizi âlemlere tercih ettiğini hatırlayın.

İlahi ebediyetten uzak kalmaya, cehennem denir.

Cahil kimselerin yanında sessiz ol. Onların seni anlayacakları zamanı bekle. Ne tarz bir sohbeti beklediklerini anlar ve ona göre konuşursun. Değerli malı saman pazarında satışa çıkarma, zulüm olur.

Allah size darlık vermez. Suyun olmadığı yerde teyemmüm edin, olumsuz olmayın, düşünün, arayın, bulun, yok ki ne yapayım demeyin.

Allah sinelerdekini tamamıyla bilir. Sizin donuk huylarınıza göre o da sizi donuk tutar. İnsaf ile şahit olun, gayret edin.

Herhangi bir olay ve muamele karşısında öfkelenmeniz, sizi adalet etmemekle vebale sürüklemesine en güzel ibadet, adil davranmadır.

Maişeti ilahi, bazen ilahi rahmet bazen mağfiret bazen de azap istikametinde tecelli eder.

Her şey Allah’ın elindedir. Allah dilerse olur, çünkü en güzel ve uygunda Allah’ın demesidir.

Dikkat edersen her şey o’nundur. Her şey meşiet-i ilahidir.

İnsanların ekseri kısmı münkirdir. Onlarda bile bilmeye inkaren ispat yolundadırlar.

Bir işi yapmaya Allah müsaade ederse hiçbir şey mani olamaz. Müsaade etmezse türlü mani çıkar.

Edepli ol! Deme ben sen, sen de ben!

Ruh çıkmadan, bu şekli bedenden

Azameti ilahiye dokunur,

Fena fillah olmadan, ikilikten

M.R. M

Melamilik: Örf ve âdete önem vermez.

Fena Fillah: Allah’ta yok, Beka Billâh: Allah’ta var olmak,

Müşahede. Arz da bulunan şeylerle ilgili olan müşahededir. Asıl olan Âla (en yüksek makamı) müşahededir. Yani cevher olan kendindeki özü müşahede, ruh kendi özünü müşahede etmek ister.  Ruh, Allah’ın bizdeki  cüz-i varlığıdır.

Izdırari: gayri iradi, istek dışında.

Ünsiyet, sevgilinin sövme, dövme, azarlamasını azaltır.

Sevgi nefis için, muhabbet ruh için, gönüldendir.

Şeytan, küfür bulutlarının birbirine girmesinden meydana gelen, saf olmayan bir ateştir.

Hem dünya ile işleri zikretmek hem de Allah’ı zikretmek mümkün değildir. La ilahe illallah: Ret ve kabulden gelir.

Hak indinde sıdk nezdinde, halk indinde zındık.

Hakkın makbulü olmak için, halkın merdudu olmaktan çekinmemek.