Mürşit’in yolu, ilahi yolda bilgi, sevgi, muhabbet kazanma yoludur

Hakikate saygı; ibret alış, yalanı bırakmak, saf akıl sahibi olmak, düşünmek ve yapmak, ihya edici yapıcı olmak, öz eleştiri yapmak, af dilemektir.

Asıl bize dünya dershanesini hazırlayan Allah, öğretmendir. Rab’ tır, öğretir. Dünya ve içindeki araç gereç de, O’nun laboratuardır. Mürşit de Allah da insana, insanlar aracılığı ile öğretir. Mürit, dönüp gitmez de ilerlemeğe devam ederse; Rab olan Allah öyle bir lütuf sahibidir ki, mutlaka lütfeder. Soyguncuya, hırsıza, uğursuza bile bu insanlar işlerinde meyvesini tatsınlar diye yardım ediyor. Ve öğretmek için, onları lüzumlu olduklarından tekrar tekrar yaratıyor.

Müritlere verilen alıştırmalar, yalnızca ruhun inkişafı veya açılımı için değil, hayatın her alanında faydalı olması içindir. İnsan manen geliştikçe, hayatı kolaylaştıran şeyler, kendiliğinden gelir.

Mürşit’e gelmek; ilahi yolda bilgi; sevgi; muhabbet kazanma yoludur. İnsanın bu yola devamında; ilk ay içinde alacağı faydayla ertesi yıl alacağı fayda arasında çok fark vardır. Bu faydanın artışı, kelimelerle anlatılmaz. Bu artış, hayal edemeyeceğimiz kadar büyüktür ve sabrın meyvesidir. İlerlemek için, vazifeye devam etmek lazımdır. Zihni ona odaklamak ve sonuca umutla bakmak, gerektir.

Manevi kazançlı çalışmak; onun getirdiği artılarla zaman içinde büyüyen bir sermaye haline gelir. İnsanı ilerlemekten alı koyan, sabırsız olmaktır. Dua, ‘o zaten öyledir’ demek olmalıdır; yoksa şunu şöyle bunu böyle benim için yap demek, ne kadar adaba aykırı bir şeydir!

Fıtri yapı keşfedilip onun üzerinde yoğunlaşıp öğrenme varken, o bunu bırakıp yeni bir yola yönlenirse yani okula ve okulun verdiğine devam ederse, yanlıştır. Hâlbuki istenilen sonuca ulaşmak için; çalışmayı değiştirmek değil, sürdürmek gerekir.

El Müheymin; koruyucu, değer koyucu, değerlerin sahibi, onu sevip sevdirici Allah.

İlgi, alaka imandır; ilgisizlik, imansızlıktır. İman, Allah’adır ve O’nu sevmektir.

Onsuz varlık olmaz. Allah, varlığın ta kendisidir!

Canlı hayvan da canlıdır, beşer de canlıdır. Yalnız insana ruh üflendi de, beşerken insan oldu.

İnsanlar hastayı, maddi manevi ruha sahip olan Ya Şafi’ den destur alarak tedavi ederler. Manevi hastalık, hangi ilaçla tedavi olur? Onu ya Şafi, tedavi eder.

Veciz sözler

Allah’ın kadına verdiği dişilikten gelen ilahi yaşama zevkinden; evlenmeyen; doğurmayan kadın mahrum kalır. Çünkü bu ilahi zevk, kadınca yaşamaya verilmiştir.

Özgürlük, insanın önce nefsinin ve canının emrinden çıkmasıdır. Özgürlük, egoizmanın esaretinden çıkmakla olur. Yani, ruhun özgür olmasıdır.

Tefekkür; cehdi gayrettir, külfettir; sabırdır dolasıyla nimettir; saadettir; huzurdur; sıhhattir.

Huzur istiyorsan; edepli ve saygılı ol!

İçi parçalanırsa dışı da parçalanır; Tevhit içtendir.

Zan olanda, iman olmaz! Yakin olanda iman vardır.

Her şeyin kaynağı, Allah’tır.

Çoğalma, kaliteyi düşürür. Ömür de uzar ve çoğalırsa, bunamaya gider.

Sevmeyi de abartırsa, onu değil onun imajını sever. Kendine göre kutsal olmuş bu öz değil, abartmadır.

Sıradan beste yapmak isteyen biri, yapacağı bestenin önce taslağını düşünmek zorundadır. Fakat gerçek bir besteci, ruhuyla besteci olan birinin, düşünmeye ihtiyacı yoktur. Beste O’ndandır. Besteleme onda her zaman vardır. Zaten kendisi, bestedir. Yalnız onu kâğıda, notaya, geçirmedir.