Merasimde, ruhun yeri daralır.

Mevlana’nın ilk döneminde, semada musiki yoktu.

Nefisten kurtulmanın yolu, Allah’a sığınmakla olur. Sabredilirse dönüş O’nadır. Allah’ın göklerde, yerde yarattığı varlıklarda hikmetle bakanlara birçok delil vardır.

O kimseler ki dünya hayatına razı olup, gönülleri ona yatmış bulunan kimseler, bunca ayetlerden gafil olanlar var ya, işte bunların ömürleri boşa gider.

Selam veren, alandan daha fazla selamete erer. Onlardan sana bakanlar da var, fakat körlere sen yol göstereceksin. Hele basiretleri de yoksa. Allah kimseye zulmetmez. Lakin insanlar kendilerine zulmederler.

İnsana bir zarar dokunduğu zaman, yatar, kalkar Allah’a dua eder. Ama zarardan kurtulduğu zaman, dua etmemiş gibi geçer, gider. Hâlbuki Allah, insanı yeryüzüne Halife yapmış.


Allah’ım seni her şeyden tenzih ederim. Hamdü sena sana aittir. Eğer Allah hayır ve şerri bir arada çabucak verse muhakkak hayat biter, ecel sona ererdi.

Göklerin ve yerin sırrı Allah’a aittir. Bütün işler ancak O’na döndürülecektir. O halde yalnız O’na ibadet et. O’na tevekkül eyle.

Allah isteseydi bütün insanları tek bir ümmet yapardı. Hâlbuki onlar çeşitli dinlere ayrılmakta devam ediyorlar. Ancak Rabbin rahmet buyurdukları müstesna, onlar çeşitli dinlere ayrılmazlar. Onları bunun için, yani bir kısmı itilaf etsin, bir konuda hak dinine girsin diye yarattı ve Rabbinin şu kelimesi tamam oldu. “Ant olsun ki cehennemi cinlerle, insanlarla dolduracağım.”

Akşamın karanlığından, sabahın ışığı çok yakındır.

Üzerinize yağdırdığım taşların üstlerinde, kimin başına düşeceği yazılı idi.

Allah mülkün sahibidir. Mülkünün başındadır. Mülkünü korur, gözetir.

Arif ama bilemez,

Bilse de göremez.

Beş vakide uyamaz,

İmanlı olmayınca.

Gelip gevher sorarlar,

Ecri misil isterler

Külfetinden kaçarlar.

Hizmette olmayınca.

Allah, kuru çamurdan şekillendirilmiş bir insan yarattı, onu düzelttiği ve kendi ruhundan üflediği zaman, size hemen secdeye onun için kapanın demişti.

Sapıklardan başka, Rabbinin rahmetinden kim ümidinin keser? Seni topraktan bu hale getiren yetmez mi?

Bütün varlığı idare eden Allah’tır.

Allah, ilmiyle yarattığına yakındır.

Güç, kuvvet Allah’a aittir.

Olaylar Allah’ındır şaşmayın.

Dünya ve âlemin halk olması Samet esmasının zuhura gelmesi icabıdır.

İnsan, naçar kalınca Allah’ı çağırır, ona sığınır, işler düzelirse yine işlere dalar. Allaha sığınmayı unutur.

Can gurbete geldi, gurbetin şartları ona zor geldi, eza çekti, aslına rücu edince kurtuldu. Çok sevindi.

Herkes kendi maddi, manevi kazancı içinde yaşar. Ne ekerse, onu biçer. Bahaneyi dışta değil kendinde ara. İyi, kötü senden sanadır.

Hile kuranların hileleri, dağları yerinden oynatacak dahi olsa, kendilerine döner. Çünkü Allah, onların hilelerini kendilerine döndürür.

Bazı insanlar, burunlarını dikerek yürürler. Gözleri kendilerine bile dönmez ve yüreklerinin içi bomboştur. Bunlar daima hüsrandadırlar.

Allah, bize istediğimiz sayısız şeyler vermiştir. Eğer Allah’ın verdiği nimetleri saymağa kalksak onları sayamayız. Ama istediğimizi bilmiyor, öğrenmiyor, talep etmiyoruz. Tembel oturduğu yerde sayıyor. (senden hareket, benden nimet).

Esas insanları şaşırtan, edindikleri bühtan ve sabit fikirlerdir.

Bir ilahi sabit söz var ki o kelimeyi şahadetle sağlam tutar insanları. Allah, zalimleri şaşırtır. Allah dilediğini yapar.

Allah, bu kesret âleminde tevhidi bu hazlı ve sırlı kelimeyi kökü yerde sabit, dalı, budağı gökyüzündedir diye misal gösterdi. O ağaç, Rabbinin izniyle her dem yenisini verir. İşte iman da böyledir. Aslı kalpteki tasdiktir. Ameli göğe yükselir, onun bereketi daimdir.

Kötü bir kelimenin, küfrün temsili de kötü bir ağaç gibidir ki, yerin üstünden koparılmıştır. Onun bir kararı yoktur, yerinde durmaz.

Allah’ın varlık üzerindeki sistemini, kimse değiştiremez, uymak mecburiyetindedir.

Kıyamette Allah’ın huzuruna çıkarılacaksınız, denir. Her an Allah’ın huzurudur. Her an bütün varlık Allah’ın huzurundadır.

Tevekkül yalnız Allah’adır. Her inatçı, zalim hüsrana uğrar.

Haktan uzak olanlar, sapıklık içinde olurlar. Allah, gökleri ve yeri Hak ile yaratmıştır.

Evet, biz sizin gibi insandan başka bir şey değiliz velâkin Allah, nimetlerini kullarından kime dilerse, ona ihsan buyurur. (Dileyenle, dilenen birdir). Allahın izni olmadıkça size bir mucize getirmek haddimiz değildir.

Dünyanın ne altında, ne de üstündeyim

Ne ölüyüm, ne de diriyim,

Hal bilirim, Âlim-i Billah’tan

Üstadıyım, Üstadı Kibriya’dan

İnsan çok acelecidir ve cahildir. Sıkılınca hayra dua eder gibi, şerre dua eder.

Allah, gece ve gündüzü insanlar gece dinlensinler, gündüzde nafakalarını arasınlar diye bir de yılların sayısını, vakitlerin hesaplarını yapsınlar diye böyle kaldı. Biz, her şeyi yerli yerince beyan ettik. Her insanın ve mahlûkun amelini boynuna borçlandırdık.

Allah şımarık kulu sevmez.

Allah lütfünü, ihsanını herkese verir. Kimse onu yasaklayamaz. Ancak nankörler mahrum kalır.

Burada verdiklerimizden daha çoğunu ve değerlisini ukbada vereceğiz. Yalnız sen Allah ile beraber başka bir ilah edinme ki kınanmış ve kendi başına bırakılmış olarak oturup, kalmayasın.

Hakkında bilgi sahibi olmadığın bir şeyin, ardından gitme. Çünkü kulak, göz ve kalp bütün bunlar sorumludur.

Yeryüzünde kibir ve azametle yürüme, çünkü sen elbette yeri değiştiremez ve dağları da deviremezsin. Haddi aşma, Azamet-i Kibriya’ya dokunur.

Sakın Allah’la beraber başka bir ilah tanıma.