İlmin içinde saklı sırlar vardır.
Mürşidi Kâmilin kalbinde ilahi nur yanar, onun için onun kalbi nurlu ve aydındır. Onun yüzü gözü fikir ve ibret almakla parlaklığını korur, mücahededir. Arif görünürde halk ile gizlide Hak iledir. Yani (Allah onda) nihandır, o da halkta nihandır!
Bu âlem, Hakkın varlığı ile halkın varlığı arasında mukayyet (bağ) varlıktır. Yani vacib-ül vücut olan ilk varlık (kıdem) ile mümkün-ül vücut olan ikinci (Hudus) varlığın oluşundaki sırrı ilahiyi, henüz bir kimse kavrayamamıştır. En az ben öyleyim. Hudus (sonradan olma) ile kıdem (önceden olma); bunların her ikisinde de ilmi sırlar vardır. Öncesizlik de ilmîdir.
İlmin içinde saklı sırlar vardır. O sırlara, sahip olanlar Allah’ı daha iyi bilirler. O sırları açıklamaya çalışanları öldürmeğe kalkarlar. Onun için ehli olmayanlara sırlar ifşa edilmez. Allah nurunu (ilâhi ilmi) dilediği kimsenin kalbine indirir.
Hayat insanın, nefsine, kendi hakikatine arif olma yolculuğudur!
Özden cisme gelen yolculukta, her insanda bir hakikat vardır. Bu hakikate varmak için beden içinde bir hayat başlar. Bu hayatta çeşitli aşamalar vardır. Bu aşamalara seferi yolculuk denir. Bu yolculukta hakikat, görünmeyenden görünene, gizliden ayana çıkar. İnsanlar bu hayat yolculuğunda terbiye olur, nefsini bilir, aslına rücu eder. İdrak uyanıklığı için mekân ve zaman kâfi değildir. Ne varsa ‘an’da vardır, artık o an ne alabilirsen; ya ebedi hakikat ehli, ya da ebedi toprak ehli olursun!
Hidayet Allah’tandır. O bizi doğru yola yöneltir. Talip olmalıyız.
Gafletten uyanmak, her oluşun aslında ilahi irade ile oluştuğunun farkına varmaktır. O an hangi ilahi isim etkisi altında isek, meydana gelen olay da, hangi ilahi isim ile var oluşta ise, bize ters gelebilir; bela olarak nitelendirebiliriz; bir ceza olarak görebiliriz. Oysa her şey ilahi iradenin kontrolü altında; bir düzen ve ölçü içinde; denge ile meydana gelmektedir.
Bir insanın, Hak’tan halka, halktan Hakka yolculuğunda bir mürşide rastlaması ve tâbi olma hali hem iyi hem tehlikelidir. Çünkü bu yol kılıçtan keskin, kıldan ince yoldur, ama sıratı müstakime gider!
Bu yol hayret ve aşk içinde olanlarındır: Onlar için Dünya; bu dünya âlemine inen insanın dünyanın cazibe alanından kurtulduğu, nefsin terbiyesi için öğreticinin mühim olduğu ve bunun bir velayet mertebesi olduğu yerdir.
Şaşkın, cahil, sürüden farksız olanlar; kendilerini bedenden ibaret görenlerdir. Hâlbuki hayat, bir rahimden doğarak bedenlenen insanın, kendi nefsine kendi hakikatine arif olması yolculuğudur; hayatın manası budur. Yaşarken ve beden içinde derinleşerek, hakikate ulaşırlar. Bunlar da bir mürşide tabi olanlaradır.
Beden içinde kalıp da ölen kişi, bedende tekrar dünyaya gelir. Ta ki, üflenen ruhun aslını bilip ona rücu edinceye kadar bu devam eder!
Varlık, Hayy esmasının nuru ile nefes alır verir.
Varlık, dünya bizi sever biz de onu severiz. Onlar, bize Rahmet lütfudur. Onun için yağmura rahmet diyoruz. Bunların hepsi, Hayy isminin tecellisidir. Allah’ın Hayy isminin tecellisi ile yarattığı bütün varlık canlıdır. Cansız varlık, diye ayırmak yanlıştır.
Ruhi hayat, üflenen ruhundur, Allah’ındır. Varlık, Allah’la canlıdır, Hayy’dır. Rab, varlığın öğretmenidir.
Maddi hayatın, ruhu maneviyattır. Hayat ilahi mucizedir. Mutlak hayat, sonsuz hayattır. Hilkate verilen hayat muvakkat hayattır. Maddi hayatın ötesinde, hayat vardır. Allah’ın sonsuz tecellisi vardır.
Havva, Hayy olan dişiliğin anasıdır. Yaradılışın özü de an asır-ı erbaa’dır (toprak, su, hava, ateş). Varlık, Hayy esmasının nuru ile nefes alır verir.
Allah yarattığı bu dünyaya, El Hayy esması ile hareket vermiştir ve Allah’ın Hayy esması ile canlıdır.
Allah’a karşı gurur ve nankörlük eden, azaptadır. Lütfu ilahiden mahrum kalır. Allah yine af eder. Rahman ve Rahimdir. Rahmet eder.
Veciz Sözler:
Cahil, bir şey öğrenmek istemez ve kendi bildiğinin tasdik edilmesini ister.
Hikmet, yazıya dökülmüş yazı olmuştur. Hikmet esastır, yazı ise kopya.
Yarabbi beni de affı mağfiret sahibi eyle. O lütfundur. Bağışla!
Haramdan helal sudur etmez. Helalden de haram zuhur etmez.
Peygamberler de biraz celallidirler.
Ben sizi, Aziz ve Gaffur olan Allah’a çağırıyorum ve hatırlatıyorum. O affı mağfiret sahibidir.
Şah damarından, alakayı kesmeyin! Zira Allah size ondan yakındır.
İnsanlar ancak maddi âlemde fizik âleminde eşreftirler. Allah’ın bu dünyadan başka ne âlemleri vardır. Allah’la ilişkiyi kesmek, gaflettir.
El Gafur; daima bağışlayan ayıbını örten, gaf sayandır. Allah’tan her hâlükârda muhabbet hâsıl olur. Müşriklerin içinde dahi vicdan vardır.
Allah benim gönül kapımı açtığı gibi, evimin kapısı da açıktır. Elhamdülillah gelen her halde gelsin. Aslını bilsin. İnşallah.
0 Yorum