Arif hal insanıdır.

Hak makamında fenafillâh olan arif için, bizim bildiğimiz gibi bir dünya hayatı değil; kendi gönlünde tecelli eden Hakiki hayat başlamıştır.

Ariflerin söyledikleri birbirlerini tutmayabilir. Çünkü onlar, çeşitli makamlarda farklı haller yaşarlar. Bu tutarsızlık değil, makamların birbirlerinden farklılık göstermelerindendir. Bir Arifle karşılaşıldığı zaman, o zahir görünen hali ile yorumlanır, hikmetli sözleri ve davranışları kolay anlaşılmaz. Onun için hayat, senin bildiğin hayatın ötesindedir.

Arif hal insanıdır. O Hak makamında yaşadığı tüm halleri anlatamaz. Çünkü Hakkı anlatmak için kelimeleri yeterli olmaz. Arif için, batıl diye bir şey de yoktur. Onun için din de yoktur. Hakikatine ulaşan arif için, susma dönemi başlar. Bu bir biliş ve idraktir. Arif susmaya ihtiyaç duymaz zaten susar. Bu onda bir haldir, öyle bir hale gelmiştir. Hayal ve gölge âleminin nesini yorumlayacaktır? Yorumladığı hakikat bilgi olsa, zanlar ve zihni yorumların ötesine geçemeyen beşerler için ne fark eder?

Rab planı;

İnsan yaradılışının dışında hareket edersen, şer olur. Şer senin tasavvurundadır. Hayır olan; Allah’a dua etmek, talep etmektir. Şer bizdendir. Onu bizden izale et Yarabbi!

Hayır ve şer olarak görülen her olay, insanın yaratıldığı ilahi sistemin Rab planıdır. Bu da insanı terbiye etmek içindir. Hayır olarak gördüklerimiz, tabiatımıza ve isteklerimize uygun olanlar, şer olarak gördüklerimiz ise tabiatımıza ve isteklerimize aykırı olanlardır. Oysa hakikat olan, her şeyin Rab planının bir parçası, bir öğretisi olduğu yönündedir. Bir insanın başına şer gelirse, nefsinden geldiğini bilmesi gerekir.

Allah özünde kerimdir, daima kerem eder. Allah her şeyi istediği gibi keremiyle yarattı. İnsana bırakmamıştır, bu da bize en büyük lütfundandır, hamd-ü sena et, böbürlenme! Allah’a karşı gurur ve nankörlük eden, azaptadır. Lütfu ilahiden mahrum kalır. Allah yine af eder. Rahman ve Rahimdir. Rahmet eder.

Aklı kandırabilirsin ama vicdanı kandıramazsın. Doğru düşün, hayrı iste! Varlığın özü, hayrıdır. Şer senin bakışındır. Cevher vardır, hayırdır. Şer arazdır, geçicidir, esas değildir.

Üzülme! Dünya hayatı geçicidir. İster doğru, ister yanlış, ister zararlı ister faydalı olsun, iyi ki geçicidir. Dünya hareketinde daima hak ve batıl vardır.

Hiçbir yaprak düştü de bunu Allah bilmemesi, olmaz! Yani vücut bulmaz. Halik hilkatinde muhteşem ve mükemmeldir. İnsan da mükemmel ve muhteşem olsa, Allah’ın yanında eksik ve acizdir. Yalnız Allah Samed’tir. Hiçbir şeye ihtiyacı yoktur.

Her varlık var oldukça rızıklıdır, rızkı kesilince ölür. Dünyaya ve dünya rızkına ihtiyacı olmaz. Dünya çifttir, ukba tevhittir.

Veciz Sözler:

Allah’ın varlığa bilhassa insana sınır koyması, varlığa verilen lütuftur.

Sevgi arasında ölçü vardır, muhabbet arasında ölçü yoktur. Sayı ile ölçü ile yapılan her şey, sevgili ile seven arasında ayrılık yaratır. Hak olanı arasında, az verdi çok verdi yoktur. Bu ilâhi muhabbettir.

El Hafiy; kulu ile ilgilenir onu izler, yanlışını düzeltir, gidişatını güzele yöneltir. Allah’lık yalnız Allah’ındır ve O’na yakışır.

Allah kuluna halimdir, çünkü kul eksiktir, Allah tamdır. Allah bunu bilir ve bağışlar. Yani Allah Âlim ve Halim’dir. Kulunun açığını, gizlisini bilen Allah, ona Halimdir, Hafi’dir.

En büyük sahtekâr, sizi Allah ile aldatandır. Hafi olan Allah, kulu ile daima ilgilenir. Şunun bunun ilgisini kaybetmek bir şey değildir, Allah’ın ilgisini kaybetmekten korkun! Allah kuluna ne darılır, ne de terk eder. Ona şah damarından yakındır. Onun gönlüne ve niyetine bakar. Allah’ın ilgisi kuluna daimdir. Çünkü O size şah damarınızdan yakındır. Allah yakındır da senden ne haber?

İnsan, insanın sorumlusudur; bigâne olamaz. Ölüm, zor kabullenilir. Ama Allah var, ölüm ona rücudur.

Sen de öfkelenme olacaktır, o zaman öfkelenmeyeceksin! Tövbe, Allah’ın Halim ismine yönelmektir. Tövbe, doğruya yönelmektir.

Allah’a bakan yüzler, pırıl pırıl parlar. Abuk ve asık yüzlerden, Allah’ın nuru gölgelenmiştir.

Ruha mesken olan bu beden, bazen ikametgâh, bazen zindan olur. Bundan maksat adalettir.

El Kerim, keremi bol, lütfu bol, özünde kerim, ikramda kerim, ahlakında kerim, rızkında kerim.

Dünya kabuklu ve posalıdır, ukba kabuksuz, posasızdır. Ukba, dünyadan daha latiftir. Allah tasavvuru ekseride yanlıştır.

Allah kulunu köle olarak yaratmamıştır, ona cüz-i irade vererek; hür kılmıştır. O’na karşı Rahman ve Rahimdir.

Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı, söz ola şifa vere, söz ola cefa ola!

Kulağın duymaması bir şey değildir. Gönlün duymaması çok kayıptır.

Ebrar, nankör olmayanlar saadetle yaşarlar.

Allah hayırdır, hayrı hep ve daimdir. Şer aciz olan insanın evhamıdır.

 

İstihare hayrı istemek, duaya yatmak, gelecek hayrı rüyasında görmek, duada bulunmaktır.

El Hayır; hayrın mutlak kaynağıdır. Kahrı da lütfu da hoştur, yani hayrı âlemi sarmıştır.