Hayat Allah’ın esmalarının tecellileridir.

Allah’ı en iyi tanımak, O’nun esmaül hüsnasındandır. Sınırlı olan insan, sınırsız olan Allah’ı nasıl tanır? Nasıl konuşur? Hayat, Esmaül Hüsna üzeredir. El Kadir, E Muktedir, Allah gücüne, Hâkimdir. Tutar, maazallah, bu güç insana verilse, felaket olur.

Allah El Âlimdir, eşsiz ve emsalsiz bilendir. Biz var olanı biliriz. Allah Âlimdir, ayırt edendir. Dostu düşmandan ayırt etmek gibi haslet, ehil olmayanlara emanet edilmez.

Allah’tan üflenen ruh, (esmai Hüsna) Yaradandan gafil olamaz, onunla canlanır.

Ahlak, hilkat içindir; insan içindir. İnsana denir ‘güzel ahlaklı ol! ‘ Esmaül Hüsna, güzel ahlaktır. Hikmettir. Aklın miracıdır. Arifin meslekidir. Bütün olaylar, Esmaül Hüsna üzere hareket eder. Bunlar da, Allah’ı anlamaya götürür. Kısır bir idrake sahip olan insan, vasi idrak sahibi Allah’ı ne derece anlar? Hülasa biz ona muhtacız.

Allah’ın zatı Hâkim, fiili mukimdir. Tohum, toprakla buluşmazsa ağaç olmaz; hele mümbit bir toprakla buluşursa orman olur. Allah insana tohum verdi, eksin diye! Bilgi de insanla buluşmazsa, insan kemale eremez. Bilhassa zengin bir gönül ve idrakli vasi olan var.

Allah’ın hükmü, adil ve geçerlidir. Senin kendine verdiğin hüküm nedir? Karşına çıkan iki alternatiften neye hüküm veriyorsan sen o sun. Hâkim mi, sefil mi?

Kibir, kendi nefsini yüce diğerlerini küçük görmektir. Kibirli insan sevilmez, dost da olmaz. Dünyayla ve insanlarla mutluluk kuramaz. Hindi gibi kabara kabara, insani hasletlerden uzak kalır.

Günahsız insan olmaz, ama günahı savunma! Zulmü durdur!

Zulümden kaçma, zulmü övme, zulmü yer!

Ya Rab bana eşyadaki Hikmeti söyle.

Amaç ve anlam’a Hak, anlamsıza batıl denir. Anlamı anlamak, hikmetî aramadır. Allah’ın eşyaya koyduğu hikmeti anlamaya çalışmak, hikmettir. El Hak anlamdır.

Varı saymağa kalkarsan, sayamazsın. Yoku, saymak gibi bir külfet yoktur.

İdrak, mesuliyet yüklendi aczini bildi.

‘Din elden gidiyor’, diyenler Allah elden gidiyor demekte. Allah’ı kim elde etti ki onu elden kaçırdın. Senin elin dahi, O’nun sana verdiğidir. Seni halk eden, seni bırakmaz!

Ben oldum Seni bilmek için, beni bırakma YA Rab! Beni Sensiz koyma ya Rab! Bu kesret âleminde beni Sensiz koyma ya Rab!

Talip hazır olduğunda, dağda dahi olsa öğretici ortaya çıkar!

Öğrenci ve öğretmen hakikatte Allah’tır. Böyle görenlerde, sırrı ilahidir ve Hak’tır. Talebena, tevellena, bu muhabbetin ve aşkın tezahürüdür.

Varlığı Allah’sız düşünürsen, varlık derttir, acıdır, kederdir. Bunlar dahi seni Allah’ı düşünmeye iter, çeker. Varlık Allah’ındır. Varlık Allah’sız olamaz. Varlığı, Allahsız düşünme! Kesreti, vahdetsiz görme! Ayrı gören ayrı kaldı, sıkıldı.

Amel sahibi olan insan, ameli Salih olmalıdır. Allah’’ın kudreti sınırsız, insanın sınırlıdır.

Allah’ın iradesi, varlığa irade vermiştir. Bu küçüktür. Allah, Kadiri Mutlaktır. Tefrit, tevrit insana aittir. İlahi basiretten nasibi olmayan mürşit, mürşit değildir.

‘Ne kader’ denir aslı budur. Biz ‘ne kadar’ deriz, yani ne miktar istiyorsun. Kaderin ne kadar, sınır makulattır. Ölçüdür, kıymettir.

Eşya hikmet taşır da, yüce yaratılmış insan taşımaz mı? İnsan, hikmetler taşıyan bir varlıktır. Allah insanı yüce yarattığı için, yük ve dert içindedir. Ama derdin esiri olma, derdin verdiği hikmete bak! Derdin hekimi olmak vardır, bu da kendi ile barışı getirir. Zorluk ve kolaylık biri birine eştir.

Kendi zanlarından kurtulan kişi ancak nefsine ulaşır ve tek nefs olarak yaratılan âdem makamına erenlerden olur. Âdem makamı, insan-ı kâmil makamıdır.

Beni biraz anlamış kullarım vardır, onlar size vesile olup beni anlatırlar. Meğerki sizden talep ola! Halik seyyal, mahlûk donuktur.

Cehalet karanlığında kalmışlar için, güneş, ay ile ışık yansıtır. İlmi Billâh da cahil kalmışa da arif-i billahla, ilmi billâh yansıtılır. Yeter ki talebin ola.