Allah kullarına cürümlerine göre cüz-i irade yani tercih etme imkânı vermiştir. İnsanların bilhassa kırk yaşından sonra hayat durumlarında kendilerinin rolü olmuştur.
İnsanlar, fıtrattan gelen cüzi iradeleri, güçleri ve imkanları içinde davranırlar ama bulundukları hayat şartları onların kaderini meydana getirir. Kaderine katlanmak, rıza göstermek haktır.
İnsanların yaradılış ve kabiliyetleri muhacesinde iş güç sahibi olmaları gerekir. Rast gele değil, kabiliyetleri ve zevkleri içinde olurlarsa, hem kendilerine hem de insanlığa faydalı olurlar.
Allah’ın Halik esması ile vücuda getirdiği her varlığı, bilhassa insanı değerlendirir ve yerine koyar. Ona, o insana, Allah’ın verdiği değerden fazlasını vermek (riya) veya yermek, aşağılamak insanın haddi değildir; haddi aşmaktır.
Her şeyi yaratan yüce Allah, bilhassa insana değer vermiştir. Onları küçümsemek, (bodur, sırık, tilki, domuz gibi) türlü türlü lakap takmak cahiliyettir.
İnsanların hatalarını araştırmak ve aleni yüzlerine vurmak, “edepsiz”, “ahlâksız” gibi sözlerle aşağılamak edebe, saygıya, sevgiye ve insanlığa sığmaz. Sen de insansın. İnsanları alay ederek, küçümseyerek yermek de abartarak yükseltmek de lüzumsuzdur. Allah’ın onlara o halleri verdiğini nazarı itibare almamaları, küstahlık ve haddini bilmemektir. Kendisine saygısızlıktır.
El Metin; Allah’ın insana verdiği metanet, lütfu ilahidir. Metin olan bir insan, her şeyi bir ibret olarak alır. Her türlü zarar, ziyan, acı, tatlı bir olur.
Halis muhlis ol, Halis muhlis bul, öyle yaşa. Ahlâklı ol, ahlâklılarla yaşa, mutlu ol. Dost ol, dostla arkadaş ol. Bu “ol, ol, ol” tembihleri seni kâmil kişi yapar.
Öğretme aşkını taşıyan iyi bir öğretmen, talebesine iyi bir not da verir kötü not da verir. O, öğretmenin talebesini iyi tespit etmiştir, ona hak ettiği notu vermiştir. Yoksa her talebesine aynı notu verirse haksızlık etmiş olur.
El Hâdi; mutlak rehber, yol gösterendir. Hâdi’ye hidayet manevi, delalet maddidir. Allah, Hâlik esması ile yarattığı her şeye esmasını katmıştır. Mübarektir her şey, bilirsen.
Ey can, ey canan, nefse neler verirsin. Ko sana o, hiçbir şey vermesin, varsın insafı nefsin.
Halik’ te mahlûk bir âlem
Durmaz döner devri âlem
Haktan gayrı her söz yalan
Oyalan Mutlu oyalan
MRM
Kalem kaşlı güzel gözlü
Öpüyorum öpüyorum
Gonca gülüm öt bülbülüm
Dinliyorum dinliyorum.
MRM
Ben Mutlu’ yum ben Mutlu’ yum
Ağlıyorum ağlıyorum
Ben yalnızım ben yalnızım
Özlüyorum özlüyorum.
MRM
Sabah doğuş
Akşam batış
Gözlüyorum
Gözlüyorum
Pembe yanak
Kiraz dudak
Öpüyorum
Öpüyorum
Ben dervişim
Ben bir hoşum
Seviyorum
Seviyorum
MRM
Esra gizem
Esra sitem
Küsüyorum
Küsüyorum
Esra hatır
Esra gönül
Seviyorum
Seviyorum
MRM
Esra burda
Hulus nerde
Zeynep burda
Esra nerde
Hak getire
Namus nerde
MRM
Seni aşüfte
Seni zarife
Seni nazife
Herkes hedefte
Bu yaman felek
Tüm elek elek
Zehir zemberek
Mana surette
Dertlidir dertli
Değildir farklı
Gönülde saklı
Eşkâl surette
Mutlu Baba kim
Manada hekim
Cemali sakin
Celâli surette
MRM
Haddin değil haddin değil
Et kemikte değil değil
Suret değil siret değil
Gönüldesin gönülde
Mekân var mekân içinde
Cümle âlem kûn içinde
Kevni mekân dönünce
Gönüldesin gönülde
Cümle âlem kûn içinde
Sırrı âdem hun içinde
İçindeki can içinde
Can evinde can evinde
Mutlu hayret hayret içre
MRM
Dünya nedir?
Ukba nedir?
Âlem nedir?
Devran nedir?
Sır nedir
Sırdaş nedir
Haktan gayrı
Hak var mıdır?
MRM
0 Yorum