Bu Dünya, imtihan yeridir.

Ruhlar, bedenlenerek bir araya gelmiş topluluklardır. Onlardan birbirleriyle uyuşanlar, kaynaşır, uyuşmayanlar da anlaşamaz, ayrılırlar. Bunun dışında menfaat ve şatafat da bir araya getirir, ama bu suni beraberliktir. İnsanları bir araya getiren, onların ruhi yapılarıdır. Örf, adet, gelenek, inanç, zevk, hobi insanları bir araya getirir. Böyle ruhi yapıları birbirini tutmayanlar bir araya gelemezler.

Allah, varlığı hemcinsleri ile terbiye etti. Tohumu tohumla, hayvanı hayvanla, balığı balıkla, kuşu kuşla, insanı insana örnek kıldı. Allah, kulunu burada imtihan eder. Verince ne yapar, alınca ne yapar, güçlenince ne yapar, kuvvetsiz olunca ne yapar, ona bakar! İnsan insandan korkar. Korkunca ne yapar? Sevince ne yapar? İyilik ve kötülük de dünyada vardır kul için. Kul ölür, iyilik kötülük devam eder.

İnsanı âlimlerle, mürşitlerle kemale erdirdi. Âlimler konuşurken, biz dinlemeliyiz ki faydalanalım. Karanlığı bilmeyen aydınlığı bilemez. Her gün karanlık aydınlığa aydınlık karanlığa dönerek ömür sürer. Bu Âdem için ne âlâ tespihtir, hikmetine varsana!

Bu dünya, bize gurbettir, o latif öz vatanımızdan sonra bize dar geliyor. O ilahi yerden ayrı kaldığınız için, yarsız olmak burada zor geliyor size, ama muhakkak öz yurdumuza döneceğiz; öz varlığa kavuşacağız. Öl de kurtul ve kavuş! Bu ilahi sistemdir.

Ya Rabbi, zenginliğin, fakirliğin, fitne ve fesadın şerrinden, sana sığınırım!

Hatasız insan, olmaz! Hatasız olduğunu ilan eden insan, yegâne hatasız olan Allaha şirk koşmuştur. Hata işleyip sonradan pişman olup tövbe eden insandır. Hatasında ısrar eden de, insana musallat olan şeytandır.

İnsan hata yapar. Hata yapmamak değil, yaptığımız hatalardan pişman olarak yaratana sığınmak; af dilemek lazımdır, o kemal yoludur. Buna insanın kendisi, talip olmalı! Zaten kendisi talep etmişse, onu görür. Hz. İbrahim babasına, Nuh oğluna iyilik yapamadılar. Çünkü onlar talep etmediler.

El Berr;

El Berr; Mutlak iyi demektir. Yani Allah’ın yarattığı her şey iyidir, karaların, toprakların tümü iyidir. Biz de iyiliği düşünmeliyiz, kötülüğü değil. Çünkü Allah El Berr’ dir. İyiliğin garantisi, Allah’a aittir. O El Berr’ dir. Onun için Allah’a sığınmaktır. Ben iyi olmalıyım. İyilik yapmalıyım, insana da iyilik yapmasını öğretmeliyim.

Kusurlarını kendisi görmeyen, asla ıslâh olmazlar. Kusurları için de kirli, pasaklı, yaşarlar. Kusurlarını asla kabul etmez, söyleyenleri, uyaranları da kızarlar ve kavga ederler. Hayatları boyunca huzursuzdurlar.

Sen bil, bilme an’da O vardır!

Hakk âleminin nur deryasında dalgalanmaları, Zat’tan gelen tecellilerdir! Her dalga özden özedir, Zat’ın şekil ile suret ile ilgisi yoktur.

O insanda zuhur eder ama insan değildir, O hiç bir şeye benzemez. Hiçbir şey de O’na benzemez.

Allah’ı anmak; idrakin kavrayışın dışında O’ndan bahis etmek,  boyun eğmek taklitle olur, o konuştukları da ancak zekâlarının kelâmı olur. Allah’tan sadır olan her şey bir değil, bin mana taşır. Ve mükemmel olan Allah’tır, eksik olan kuldur. Kul eksik olduğunu bilecek ki mükemmel olan Allah’a sığınsın.

Âlemlerde ve boyutlarda meydana gelen, zaman kavramıdır. An vardır bunlar yoktur. İlk belirme an’dadır, gerisi suretler halinde görülür. Bu misal ve hayal âlemidir.

İsm-i Azam Hakk’ın bütün isimlerine Esma-ül Hüsna’sına verilen addır.

İnsanı Kamil ise Mülk, Melekût, Ceberut ve Lâhut âlemlerini kapsar.