Asabiyetin kendine verdiği zararı kimse veremez.

 

El Kaim,

Allah halk ettiği bütün varlığı üzerinde kaimdir. Çünkü O, Rahman ve Rahimdir. Hidayet eder. Hamiyet sahipleri, daima gece gündüz Allah’la olurlar. Bunlar gündüz gözleri ile gece gönül gözü ile müşahede ederler; ilahi faaliyeti görür, Allah’a şahit olurlar. Derdi derman, acıyı tatlı görürler. Daima huzur içinde, şeksiz şüphesiz yaşar; müşahit olurlar. Uyurken bile Allah’la olurlar. Hayırlı rüyalar görürler.

Önce sen isteyecek Allah’tan talep edeceksin ki Allah versin! Bazıları yatarken, uyurken, ayakta iken, daima Allah’ladır. Hayret içindedirler. Halk olduklarının nimetini yaşarlar. Daima Allah’a sığınırlar.

Gece uyuyanlar, deliksiz uyurlar, bazıları da Allah için öyle uyuyamaz. Kalkarlar, bazılarını da Allah vücutlarına verdiği sıkıntı ve illetle kaldırır.

İnsan yaptıklarını görür. Zerre miktarı hayrı da şerri de görür. Böyle bir görüşe sahip olan insana, Kaim olan uyarıcı ona emir eder, oku! Kalk! Gibi…

Abdest alıp, namaza kalkmak;

Namazdan önce abdest alır bedenini temizlersin, sonra euzu besmele çeker niyet edersin, o da aklına abdest aldırtmaktır. İyi düşünmek, her türlü olumsuzluğu arkana atıp, Allah’ın huzurunda olduğunun idrakinde olmaktır. Namaz; bedeni harekete geçirmek, hizmet etmek, Allah’a dayanmak ve nefsinizi secdeye eğdirmektir!

Bu zikir; fikri, bedeni ve kalbî olursa, sen zikirle Allah’ı andığın gibi Allah’ ta seni anar! Uyanık olursun, yürümekte olduğun yolun tehlikeli olduğunu görürsün, gaflette isen önceleri tehlikeleri görmezsin. Allah kendisine sığınanları korur. Kalbi Allah’a bağlı olanlar, böyle tehlikelerden ve belâlardan korunurlar. Korunmaya ihtiyacı olduğunu bilmeyenler ve kendine güvenenlere, kazalara uğramak muhaldir.

El Müteal; Mutlak yüce varlık,

O’nun varlığı ile varlık görünür. Bu görünüş, aslına rücu eder. Kim İsmail gibi, Allah emrine tabi değil ki? Kim bu dünyaya geldi de hayatta karşılaştıklarını yaşamadı. Boynunu eğmedi de ölmedi. Kim ölmedi ki?

Allah demezsen, sen ve ömrün neye yarar. Sen hiçbir şeysin. Allah deyince çok şeysin, varlığın O’nun varlığındandır.

Allah bir mizan ölçü içinde faaldir, şaşmaz. O’nun bu düzenini, hiç bir şey bozamaz. O’na uymak, mecburiyettir. Ey insan sen de teraziyi düz tut, Allah, yardımcın olsun!

Bizim varlığımız, Halik’ in varlığına delildir. Bu bizi aziz kılar. Ama büyüklenmeğe kalkarsak aziz, değil zelil oluruz.

Uzay, zaman, üç boyutlu bu âlem, hilkat âlemidir. Hilkat Halik’ i kavrayamaz. Allah’ın verdiğini yere değil, baş üstüne koymalıyız!

El Kebir, kıyassız büyük, hep büyüklük, tek büyüktür. İnsan, El-Kebir olan Allah’ı kelimelerle izah edemez. Bu dünya, misal âlemidir beka âlemine, ama beka âlemine gidilince görülür ki misal tam misal olamamıştır. Yani bekanın ihtişamı daha yücedir.

Asabiyetin kendine verdiği zararı kimse veremez.

Asabiyet aklını idrakini sıfıra indirir. Asabiyet ve taassup, farklı görmekten gelir. Bu farklı görüş de karşısındakini rakip görüp ona karşı üstünlük baskısını kurmaktır. Ancak, tevazu asabiyeti ve taassuba meydan vermez. Kendisini üstün görmek de nereden geliyor. Bu Allah’ın yaratışına razı olmamaktır. Yani cehalettir. Hikmeti Huda’dan mahrum olmaktır.

Bana gelmeyi ve beni dinlemeyi lütuf olarak görüp farklı paye istemeyin. Niza, çıkartmayın! Farklılık edinmek, bazen caiz, bazen vacip, olabilir. Tefrika ise haramdır, zarardır.

Bana ne oluyor ki, benim gibi olan bu insanlara bağırıp çağırıyorum.

Veciz Sözler;

Şehvete sahip olunca, şehvet iyidir faydalıdır. Şehvet insana sahip olunca, rezalettir.

Allah, idraksizlikleri idrakliye secde ettirdi. Allah, melekleri insana secde ettirdi. Çünkü melek idraksizdir, Âdem idraklidir.

Arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim. Sırrını söyleme dostuna, dostun söyler dostuna. O da sır olmaktan çıkar. Gerçek dost Allah’tır. O’nunla sırdaş ol!

İnsan dost bildiği, arkadaş edindiği kimseden etkilenir. Onun için, dostunu arkadaşını dikkatli seçmelidir.

Sevdiklerinizi bir etmedikçe, sevgi nedir bilemezsiniz.

Çorba kazanının başında olanlar, bulaşığın başında olanlar baştadırlar, bunlar ebrar zümresidirler, cennetliklerdir, oturup ta yiyenler sondadırlar.

Düzen, başarıyı getirir. İşi serileştirir ve uzatmaz, çabuk bitirir.

Değeri bilmeyip çıkarı değer sayanlar, huzur bulamazlar. İnsanlık, esas değerdir, din kardeşliği değildir.