Din ve çerçeve…

Doğum; ruhun maddeye girmesi yani ruhun maddeyi canlı kılmasıdır. Maddeden çıkması, bedenin cansız kalması ölümdür. Bunun böyle devam etmesi tekâmül olayıdır.  Soru: Ruh ne zaman bedene girer?

Sıkıntı geldiğinde bekle, ferahlık gelecektir. Yerinde saymaktan daha iyidir.

İnsanın olumsuz düşünceleri ve duyguları; beyninin içindeki fiziksel nesnelerin fazlası ile karmaşık bağlantılarından doğar.

Sadık ve ihlâslı olanın, maksuda ve matluba ulaşmasına hiç bir şey perde ve engel olamaz.

Darlığın ve genişliğin zevki, maddi ve manevidir. Ürküntü ve rica etmenin zevki, kalbîdir.

Dünya, fetretin emrine amadedir.

İslam âlimleri, dinin şer-i hükümlerine göre genel prensipleri delil gösterirler.  Oysa hüküm; Allah’ın bir anda bin oluşta olan coşkusudur.  Buna, âlemler de, âlimler de kâfi gelmez.

Bütün dinler kendi çerçeveleri içinde konuşurlar, çerçeve  aşılırsa günah sayılır. Müslümanlıkta da öyle; ‘Günaha girdim, cehennemlik oldum’ derler.  Ama 6666 ayet ya da binlerce hadis, bir anda bin sende olan Allah’ı nasıl ifade edebilir ki? Onu kim anlamış?  Kimdir o? Herkes bilirim der ama herkesin bildiği gibi değildir Allah.

İnsanların kendi inançlarını sarsılmaz bir biçimde tek gerçek inanç olarak görmeleri, bir savaşın fitilini ateşleyebilir.

Din, halkı sakin tutmak için mükemmel bir araçtır. (Napolyon Bon apart)

Bilgeler dinin bir yalan, yöneticiler ise yararlı bir araç olduğunu söylerler. (Filozof Ceneca)

Politika, esaretteki binlerce insanı katletmiştir. Din ise onbinlercesini. (Sean O’casey)