Allah bilir!

Seven merhametlidir. İnsanın merhametli davranmasında, bir menfaat vardır, cennetlik olmak gibi. Allah’ın rahmetinde, hiçbir menfaat yoktur. Çünkü O Samed’tir. Hiçbir şeye ihtiyacı yoktur. Allah’ın rahmeti, varlığı meydana getirir. Rahman ve Rahim olmak, Allah’a mahsustur.

Allah’ın Rahmeti her şeyi kuşatmıştır. Azap, ilahı bilenler için rahmettir.

Rahman Zat’ına, Rahim fiiliyatına aittir.

Mutlak tenzih, mutlak teşbih yanlıştır. Cazibeyi ilahi, varlığı harekete geçirir. Aktif olan, nimettir, berekettir rahmettir. Allah varlıktan tamamen tenzih edilemez. Allah’ın Rahmeti vardır. Varlık üzerinde teşbihte, bütün güzelliğin, lütfun en yücesi; Allah’ındır.

Yaratan, yarattığını bilir. Allah âlimi mutlaktır. Lübbun lübbunu, sırrın sırrını Allah bilir. Sebeplerin sebebi Allah’tır. Allah bizi bizden iyi bilir. Bizim için bize şer olanı Allah bilir.

Allah’ın benim için istediği; benim kendim için istediğimden, benim için çok daha mübarekmiş.

Allah; mesul tuttuğunu mecbur etmez, mecbur tuttuğunu da mesul etmez. Dilimize giren kadere, bu açıdan bakılması lazımdır.

Hiçbir göz onu göremez, idrak edemez. O her şeyi görür. Allah’ın gözü yanında kulun gözü acizdir.

 

İnsanlar, manaları bakımından farklıdırlar.

Allah, yarattığı her şeye bir mana vermiştir. Manasız hayat-Allahsız hayat, manasız insan- insansız mana yoktur, cesettir.

Kulun Allah’la olması, mahlûkun Halik’le olmasıdır. Allah’ın esmalarından biri de El Müheymin olmasıdır. Mihenk taşı, altının saflığını gösterdiği gibi, Müheymin esması da; insanın kul olmasındaki, ihlâsı gösterir. İhlâs; kulun Allah’la arasında hiçbir şeyin olmayışıdır.

 

Vasıtasız Allah’la olmak; beden varken vasıtasız olamaz. Burada başka bir sır vardır.

Sen bu beden içinde iken Allah’a kavuşamazsın. Elinde mülk vardır. O mülkü bırakamazsın. Mülk bedene aittir. Bedende dünyaya aittir.

Yeryüzündeki cennet içindeki cehenneme bağlıdır. Yeryüzünün merkezinde mağma, ateş vardır.

Zalim acizdir, zayıfa karşı kuvvet kullanır. Zalim olmayan; merhametlidir, zengindir, ilahi kuvvete sahiptir. Mazlum, zalimden güçlüdür. Çünkü onun yardımcısı Allah’tır. Zalim, Allah’a Hakka sırtını dönendir.

 

Bir şeyin görünen, bir de görünmeyen yönü vardır.

Dünya görünür, ahiret görünmeyen yönüdür. İnsanın görünür yönü beden, görünmeyen yönü ruhtur. Toprak görünür, içindeki çiçek, meyve, koku, görünmeyen yönündendir.

Allahın kapısından geliriz. Allah’ın kapısından gideriz. Kapı bedendir. Dünyada ruh gelen gidendir.

Bedenin ruhu değil, gönlün kalbin ruhu yöneltmesi mühimdir. Kayyum olan Allah, her şeyi yönetir. Allah’ım Senin azametin karşısında toprak olmakta bulduk kendimizi!

Allah’ın karşısında gurur olmaz.

Yol manevi yol ve maddi yol iki türlüdür; Bir ana babadan gelen geleneksel yol; biri de müşahede yolu ile gelen, öğrenilen ve takip edilen manevi yol. Bu yol, ileriye matuf yoldur. Ötekisi geride kalmış yoldur. Hangi dinden hangi yoldan olursan ol, Allah, çalışana verir. Şükredeceksin, şükrettiğinden Allah verir.

Aklıselim, kalbi selim, zevki selim; insanda aranan meziyetlerdir. Bunun dışı hayvani yaşantıdır

Zihniniz gıybetle dolmuşsa hakikatten uzaktır. Lafı güzaf; kal mana yok, hakikat yok, idrak yok.

İşte asıl yokluk budur.

Kadının dişiliği yerine, onun kişiliğine bakmak recul erkeğin işidir. Yamuk erkek, ona hep şehevi bakar. Kadın fitnedir diyorsun, erkek ol da onu öyle görme, latif gör, her zaman her kadına cinsel bakma, güzel bak! Her kadına cinsel bakan yamuk bakar.

Yaptığım şeylerin arkasındaki tasarıyı, Allah bilir. Allah’ı bilen, Allah’ın ona verdiği tasarımla bakar.