-Hayat sonsuzdur. Sevgi ölümsüzdür. Ölümse sadece bir ufuktur. Ufuksa görüşümüzün sınırlarından başka bir şey değildir.

-Hayatın sonsuz olduğunu bildiğimizde asla ölümden korkmayız. Yalnız insan öleceğini bilir. Ölümün doğasını, harikuladeliğini, yüceliğini anlayacaktır. Ölüm bir armağandır.

-Kendi ölümümüzü seçen kendi beden yapımız içinden gelir. Bu daima doğrudur. Nerede ve nasıl ölürseniz ölün.

 

-Dünya ve ahirette hiçbir an, hiçbir şey yoktur ki manasız ve zamansız yaratılmış olsun. Her şey mükemmel ve yerindedir. İhtişam-ı ilahiyi idrak edebilenlerin edebileceği kadar ve sonsuzdur.

-Ne acı, ne dert, ne de rahatsızlık vardır. Bunlar dünya hayatının icabıdır. Bunları yaşamayan, acı ve tatlıyı bir görmeyen hayatın manasını bilmiyor demektir.

-Kendini bilmek: Kendini bilmek için dünya laboratuvarına indin. Burada her an, ömür sürence türlü deneylerden geçersin. Her deney yeni bir yaratıcı süreçtir. İdrakin gelişmesidir.

-Bir şiir yazıyorken, sonunu getirmeye çalışırken ardı ardına satırların yenisi geliyor. Şiirde mana nasıl bitsin? Tükenmiyor.

-Ruhumdan gelen gerçekleri söylemekten hiç çekinmem. Çekinirsem gerçeklerin gerçek olduğundan şüphe ediyorum demektir. Birileri anlamıyor, hatta dinlemiyor, burun büküyorsa da.

 

– Hayattaki amacım ruhsal bir beraberlik, sevgiyi bulmak, yaşamak.

-Kader; eninde sonunda gerçekleşen olay.