Sonsuz bereket ve tükenmezlik Allah’ ın zatına aittir. O Halik’tir, halk ettiği de mahluktur. Mahlukta genetik varlığın ötesinde manevi soyluluk vardır. Kamil insan bunun farkındadır. Genetik soyla türün devam eder, manevi soyla ise idrakin ilahi idrake yükselir ve halifelik anlayışına, süruruna erersin.

Allah’ tan üflenen ruh, bedene girince, dünyada bunu unutur. Beden mezardır. Bedenden soyunup onu mezarlığa gömünce; Ruh; onu üfleyen sahibine döner.

Sana bu dünyada lazım olan azık, topraktan gelir; bir ekersin, bin hasat edersin. Bu Rezzak olan Allah’ ın vergisidir. En güzel kar yolu da budur. Maddi varlıktan geçip, manevi servetlere varma imkanı vardır. Yönel, çalış, ara, bul ve vasıl ol. Kalbini Hakk’ a bağla, gafil olma, dua et! Yetmedi mi; ‘’ Yarabbi yetir! Yarabbi sen bana yakın ve mucipsin, beni sen Halk ettin, sahibi sensin; beni destekle, sen lütufkarsın!’’ de!

Af edecek durumda iken af ettin mi ki, şimdi af edilecek durumdayken af bekliyorsun? Affeden, affedilecek duruma düşmez.

Maddi varlıkların ötesinde mana âleminin şahları olsalar dahi edeplerini takınmaları şarttır. Adap ya hu derler.

Her sözü beğenirsen daha yüksek fikirlerden nasiptar olamazsın. Yüksek manalı sözleri ve fikirleri şiar edenler; idrak, mana ve vicdan varlıklarındaki hareketin hızını bir an bile kesmezler.

Düşüncenin hızı artınca, nefsani çarkın dönme hızı yavaşlar, tutukluk yapar. Dünya sahnesindeki hayaller seni tatmin etmezse, sana mana âleminde daha iyisini gösterirler. Yine de dünya varlığının cevheri elinde olsa, ona fazla güvenme ve onunla övünme, ruhunda ondan daha değerli meziyetler vardır, oraya bak, orada ara.

Beden kafesinde hayat kısa ve muvakkattir, daim değildir. Ama hiç ölmeyecek gibi daim, yarın ölecekmiş gibi kısa say, öyle bil, öyle yaşa. Dert etme, Allah’ ın dediği olur. Düzeni budur.

Tene göre, tenin kapasitesine göre can vardır. Karınca da fil de o canı taşır ama canlı insana ilahi ruhtan akıl, idrak, vicdan üflenmiştir. Burada da külfet, nimet farklıdır.

Allah’ın Kahhar esması insana insanlığını hatırlatır ve uyarır. Burnu kalkanın burnunu indirir ve hizaya getirir. Yumuşatır, hatır sahibi yapar. Ya Rabbi, kahrın da hoş lütfun da hoş!

Korku tedbiri getirir. Soyut düşünceyi madde bedenimizin neresine koyalım. İbret almak, bilmek, öğretmek, mesuliyet duygusu taşımak; insanı meziyetlendirir.

Suizanla değil, hüsnü zanla bakmaya çalış, dua et. Acıların kölesi olma, onu sabırla yen. İnsan cüzidir ama onda da med cezir olur. Acılar ilaçlara benzerler. İlaçlar acıdır ama tedavi ederler. Yürüyün, çalışın, yorulun; tedavidir. Müzik yapın, müzik dinleyin bu da ruhun rahatlığı ve ferahlığıdır.

 

Deniz derya umman su

Dergâhımda ferman hu

Müzik ruhun gıdası

La ilahe illa hu

MRM

 

Rüya tasdik değil tabir edilmelidir. Mana mühimdir. Mana akıldan ve bilinçten üstündür. Akıl ve bilinci mana, anlama getirir, varlığını kullanır.

Baba Mutlu. Anan, baban, kardeşlerin, arkadaşların ve sevdiklerin arasında Mutlu Baba kaçıncı sıradadır ona bak. O senin nerede olduğunu bilir, sakın riya yapma! İnsanların hayatları boyunca hep tercihleri vardır; seçerler ve kullanırlar. Böylece kaderlerinde kendilerinin rolü vardır. Noktayı nazarlarında ısrar ederler.

‘’Ey Esra! Mahzeni esmadan haberin var mı? Mürşidini baş tacı yap da sana verilen esmanın sırrına, yüksek seviyedeki idrakine varasın. Nefsani sevgin, muhabbeti ilahiye varsın güzelim!’’

 

 

 

Her varda senin yüzün

Nihandır saklı özün

Var yok gece gündüzün

Aynada kendi yüzün

 

Can ayna candan ayna

Canlandı canan ayna

Merhaba Mutlu Baba

Surette siret ayna

MRM

 

Suretinden öte

Et kemikten öze

Gönülden gönüle

Baka Hakkı göre

MRM

 

Nedir bu bilmezem

Hoştur bu mestanem

Demem ne o, ne bu

Zamanda andır bu

MRM