Aklının, nefsinin hükmünde kalmış zavallı, aciz kimselere değil; seni manada saygın gören, hastaların doktordan bekledikleri gibi senden bekleyenlere sahip olmaya bak!

Ey Allah’ın Mutlu kulu, onların kusurlarına bakma!

Kimden kaçarsan kaç, Allah’ tan, Allah’ ın zikrinden, O’ nun sohbetinden, O’ nu daim anan sadıklardan kaçma, böyle yerlerden sakın uzak durma!

İnsan beyni, muhteşem, muazzam bir organik cihazdır. Binlerce hücrelerden yaratılmış, Halik’ inden de ruh üflenmiştir. Bu ilahi senteze de, gönül denmiş. Mahluka,  Hilkate sığmayan Halik gönüldedir.

Allah dünyayı, kulu  (talebesi)  olan insan için, laboratuvar olarak yarattı. Bu dünya laboratuvarında sayıya sığmayan, binlerce ağaç yaratmıştır. Bu laboratuvarda, ‘İlmi Billah’ okunur, yaşanır, öğrenilir. Allah zikredilir, Allah anılır, maksat Allah’tır. (Maksadullah).

İlahi düzen, adildir. Orada haksızlık olmaz, her şey, her olay, her mahluk, adil olan Halik’ in hukuku üzere yaratılmıştır. Bir mahluk olan insan da eksik ve cahil olduğu için anlayamaz. Otomobile, uçağa biniyor, hızlı gidiyor bu yüzden hızlı da ölüyor. (Acele eden, ecele gider)

Allah sohbeti, yapmaya doyamıyorum, yorulmuyorum, güç ve kuvvetimi kaybetmiyorum, ilim deryası kesiliyorum. Yorulmam, unutmam;  sevabı nefsin varlığındadır.

Sevgili ile öyle bir ünsiyet kurulur ki onun kahrı her halde alınır.

Herkesin içinde gizli bir Müslüman vardır. Yani; düzgün ahlaklı, akli selimle  bakma yeteneği; Hakla Hakka bakma.

Kayıp, kaybolmak, gayb; var olduğu halde görünmeyen; orada öyle biri var ki, O varı, varlığın ihtişamını, mahluksu gözü göremez. Mesela, çok kuvvetli bir ışığı bu gözün göremediği gibi. Fiile bak, faili gör. Esere bak, müessis gör, zahire bak gaybı gör, hayata bak, nimeti gör. Mahluka bak, Halik’ i gör!

O’ nun gözü bütün gözleri görür. Bütün gözler, onu göremez.

Aynı şey, bal olsa, kaymak olsa, ilim olsa, hikmet olsa; tekrarı daimi sıkar, yorar, bıktırır, değişik, esprili, şakalı olmalıdır.

Her şeyden haberi olan Allah’ tan başka kim haber verebilir. Kimsenin göremediği iç yüzünden ancak Allah haber verir. İsim farklı ise, her biri farklıdır. Yüzünü görüyorum, içinden ne haber? Toprağı görürüz; çiçekler, ağaçlar, meyvelerin içinden haberdir. İnsanın başı görünür, akıl ise görünmeyendir.

Eserlerim, aczimin ifadesidir. Allah’ı idrak etmekten idrak acizdir. ‘’Süphanel Rabbiyel Ala’’ ; en aşağıda, en yüksek secdede ‘Rabbiyel Ala’. En yüce olan Allah adına hareket et.

Hoş geldin diyerek, tanışıp beraber olmayı severim. Veda etmeyi ayrılmayı, sevmem. Habirlerimizin, zevklerimizin bir olmasını severim. Güzeli güzel görmeyi, çalışmayı, bilhassa müziği severim. Hakk’ a aşığım.

Kaba kuvvet kullanmak, aczin ifadesidir.

Neyi kabul ediyorsan, neye inanıyorsan öyle yaşıyorsun. Sana bu zaman, bu ömür bir süre olarak verilmiştir. Zamanı ve mekanı yaratan Allah, mekana, zamana sığmaz ama nereye baksan, onun cemali orada görünür. Allaha soyut bakamadığı için onu  somutta görmeğe çalışıyor, çabalıyor.

Bir şeyin hakkını vermezsen, hak etmezsin. Varlık, Allah’a vakfedilmiştir. Esas; kendini, Allah’ a adamaktır. Aslında her şey, Allah’ a adanmıştır. Varis O’ dur. Varlık ala, sistem üzeredir.  Her şey, Allah’a amadedir. Rabbiyel Ala, yaradılışın amacı. Yüce, ala olan, Allah’ı teşbih etmektir. Gönülden çıkartmamak da terennüm etmektir. Allah’ ın Vahi esması ile maddiyat sergilendi.