Akıl, insana verilmiş vahiydir. Bu yüce bakış, ancak mahlûktan Halik’ e bakar ve ihtişamı görür.
Ben yazı hazırlar, internette yayınlarım, okuyanlara sunarım. Fizik olarak onları tanımam; onlar da fizik olarak beni bilmezler, ama ismimi duyarlar. Ben bunları onların gönüllerine, bilgilerine sunarım. Onlar yazılarımı okurken gönülsel birlik olur, beden ise ayrıdır. Çünkü burası kesret âlemidir.
Rızık; sadece yemek ve içmek değildir. Ömür, sıhhat, afiyet, huzur, uyumak, uyanmak, gülmek, ağlamak, hayat rızık ve nimettir. Allah’ ın yaptığını yapmaya kalkmak, gayret etmek, çalışmak; gönül etmektir; imrenmektir; Allah’ ın rızasına kavuşmak için şükretmektir. Nimete şükür etmek, nimeti arttırmaktır. Külfet, nimettir. Külfetsiz nimet, hak edilmeyendir. Alınandan ziyade verilene, verene yani Allah’a hamd etmek; şükretmektir.
Allah’ın Şakir olması, şükre şükredesiniz diyedir. Sorumluluk; Allah’a şükretmektir; verileni yerinde kullanmak, israf etmemek, sabretmek, Allah’ın lütufkâr ve Gafuru Rahim olduğunu bilmektir.
Kul veremez, vasıta olur. Yalnız Allah verir, Allah alır. Alması, daha çoğunu vermesidir. Kadri bilmeyen bunu bilmez. Allah gani, Kerim ve Halim’dir. Lutfen verir, verdiğini başa kakmaz. Muhtaçsın, çalış ve iste, hamd et! Asıl gönül zengini, zengindir; dile!
Eninde sonunda elimden çıkan şey; mal, mülk nasıl benim olurdu; her şey Allah’ın! O ‘Malik-ül Mülk’ tür. O yaratmıştır. Kul, bugün zengindir, yarın fakirdir. Kulun zenginliği muvakkattir. El Gani; zengin; hiç bir şeye ihtiyacı olmayan zengindir. Herkes, her şey, onun zenginliğine muhtaçtır çünkü O; mutlak zengindir.
Şeytanlık; Allah’tan aldığını, O’ na satmaya kalkmaktır; hazıra konmak, ben yaptım demektir.
Varlığın emanettir. Varlık, emanettir. Allah, varlığın hakiki sahibidir. Çünkü o yaratmıştır. Kul yaratamaz. Allah’ın yarattıklarına emaneten sahip olabiliriz. Varlığın emanettir. Varlık, emanettir. Allah, varlığın hakiki sahibidir. Çünkü o yaratmıştır. Kul yaratamaz. Allah’ın yarattıklarına emaneten sahip olabiliriz.
Hiçbir varlık “ben bana yeterim” diyemez, bunu diyen firavundur. Allah insanı, kullarını; varlıkla, yoklukla dener; yani onların aciz olduklarını; Allah’a muhtaç olduklarını gösterir.
Bedeni, nefsi yaratılmış değil, üflenen ruh mühimdir. O Allah’tandır. O’ nla olmak, Allah’ la olmaktır. Sureti ile değil, sireti ile olmak, mühimdir. Sureti beşer olan; canlı, sîreti beşer olan insan; âdemdir. Mahlûk içinde en şereflisi, insandır. Fıtratı itibari ile beden ve canlı yaratık, beşerdir. Beşere üflenen ruh, akıl, idrak, vicdan; onu âdem yaptı. Her yaratığın sebebi, Allah’tır.
Her şey fıtratı üzerine yaratılmıştır. Fıtratı bilen, şerre düşmez. Allah fatırdır. Her şeyi fıtratı üzerine yaratmıştır. Bilgi, her şeyin fıtratını bilmektir.
El Halik, o her şeyin Halik’ idir. Her şeyi O halk etmiştir. O Halik’ tir. Yarattığı mahlûktur, kuldur.
Allah’ı unutanlar, kendilerini unuturlar! Ne için yaratıldılar ne için öldüler?
Gönülden olmayan, Mutlu babanın dergahında devamlı olamaz, kalamaz!
Mutlu’ya diyorsan, Baba
Edepli ol, gir sıraya!
O konuşurken sen dinle!
Sakın sual etme ona!
Bilmek istersen, kim Adem?
Mutlu’ ya bende ol, her dem
Kurtul nefsinden, ol Adem!
Şayet Baba dersen ona.
MRM
Zeynep, ana vatan bana
Allah Zeynep’i saklaya
Ayşe de sever Zeynep’i
Eksik olmasın nefesi!
MRM
Sofray-ı Mutlu’ ya gelsin
Gelsin, helal yesin içsin
Ehli dil değilse, gelmez
Ko gelsin de, yesin içsin!
MRM
0 Yorum