Allah Kadir ve Muktedirdir ve Halik’tir; Halk eder. Zat-ı Vacib-ül vücuttur. Ey Ali; şahanedir. Düzenine, ihtişamına akıl ermez. O mükemmeldir. Kul acizdir. Allah’a teslim olmak şarttır. Bunu idrak etmek; idrakli bir an; bin aydan lüzumlu, faydalıdır. Allah’ın alana her anı ölçülü ve harikadır. Allah yarattığına ölçü koymuştur, lütfetmiştir. İnsanda ölçü, her organında ölçü.  Sev; ölçülü sev, Allah’ ın öv dediğini öv, yerdiğini yer; Allah’ı anla!

El Rakib; bakalım kul ne yapacak. Her şey zaten yapılan olaylara şahittir; ama Allah’ın Rakib olması yani gözetlemesi; ona kusur kaçması değildir. O’ nun her haline Adaleti ile değil, Rahmeti ile bakmasıdır. Rahmeti üstündür; bağışlar, avf-u mağfiret eder.

İnsan sorumluluğunu üstlensin, çalışsın, gayret etsin, iradesini kullansın. Allah yarattığı her şeye ölçü koymuştur; bize sünnetullah’ a uymak; sabırlı ve razı olmaktır. Allah; yarattığı her şeye kader koyar; ölçü, nizam koyar. Merhamet ve lütfen ihsan eder. ‘Biz her insanın kaderini kendi çabasına bağlı kıldık’.

Ebced: Arap alfabesinin harflerini ihtiva eden kısa bir metindir, sufiler bazı ayetler ve hadislerden ebced hesabı ile bazı manalar çıkarırlar.

Vecdi bulma, var olma, hasıl olma, buluş. Kulun kasti çabası olmadan onun kalbine tesadüf eden şey, ilham, his, feyz, hüzün, neşe gibi şeyler vecd dir. Bu kul Allah’ dan bir şey dilese dileği kabul edilir, Allah’a sığınmadadır. Allah onu korur. Allah Velisine düşman olan kişilere harp ilan eder. Veli, keramet izhar etmez. Ama keramet Veliden zuhur eder. Veli; nefisten fani, Hak ile bakidir. Veli; İnsanı Kâmildir.

Elektrikte; ışık veren ampuller, muhtelif ışık kaynakları olduğu gibi, Allah’ın yarattığı kulları arasında da farklı nur vardır. Bunlar gönülleri aydınlatırlar. En küçük ışık kaynağı da yerinde lüzumludur. Allah yarattığı her şeyi yerinde ve lüzumlu kılmıştır. Allah derki ey kulum gözüm üzerinizdedir. Ben, El Rakibim. Allah’ın  “Ey kulum” hitabını duyan kulları vardır. Onlara veli, evliya denir.

Müşahede zirvesinden bakan gönül gözlülere, selam olsun, mutlu olsun!

Öğrenmek iştahı taşıyan, doymak bilmeyen insan öğrenir. Tabii olarak da bilenle bilmeyen bir değildir.

Hakkı Hak sohbetten nasibi olmayan; o haksız, edepsiz insan; açık, sarih sohbete muhatap olanın davranışlarına ters düşerse; ‘sus, sus’ der, karşısındakinin boğazını tutup, susturmak ister.

Kendinden emin olan, yanlıştadır. Allah’ı bil, ondan emin ol. Kendi öz nefsini yenmeyen, kamil insan değildir. Nefsine doy, özünde güzelliği gör, O; Hak’tır. Tevazu ehline alemde herkes serfüru eder. Seccade yerde durur, halkın ilk secdegâhıdır.  Hal böyle iken, serkeşten de herkes nefret eder. Her şeyi, her hali, herkesi olduğu gibi kabul et, inşallah. ‘Akşam olsun, akşam olsun’ demekle akşam olmaz, zamanı gelmedikçe.

Asıl olan şehvet beraberliği değil, şefkat ve sevgi beraberliğidir. Mutluyum, mutlu ederim. Benden mutluluk sirayet eder.

Senin niyetine bakılır. Hareketinde yanlışlık olabilir. Lafın sözün ayrı, niyetin ayrı, fikriyatın ayrı olabilir. Esas olan niyetindir. Mürşit, senin tavrına bakar, lafı güzafına bakmaz. Laf; sana da, bana da tesir etmez. Allah’a davet edende, güzel sözden başka ne olur.

Gerçek Adem makamı; kamil insan makamı, büyük insan makamı, Evliyaullah makamıdır. Dünya evliyaların yüzü suyu üzerine döner, hürmetine döner.