Bizlik, benlik davasından geçende, bizlik benlik yoktur. Allah selamet vere!
Bütün renklerin aslı, renksizlik olduğu gibi, bütün dinlerin aslı da bir ve aynıdır. Bu da bütün insanların Elest Bezmi’ nde kendilerinin kul, Allah’ın Rab olmasını kabul etmelerinden ibaret olan; tek ve bir dindir.
Bireysel gelişim denen şey, ruhsal gelişimin ta kendisidir. Yani; insan yaşamı, bir göz açıp kapamak kadar kısa, yaşam ise sonsuz; dediğimiz de budur. Beden olayı kısa, onun içindeki özündeki ruh sonsuz, ölümsüz, layüseldir.
Ten bedenden bir uzuv kesilip ayrılınca, o uzuv artık çürür, gider. O; tende bütün iken faydalıdır, canlıdır, lüzumludur, diridir. Gideceğin yere varınca, arabayı bırakırsın. O artık, sana yük olur, sıkıntı verir.
‘’İnna lillahi ve inna lillahil recracüun’’ Allah’ tan gelinir, Allah’ a dönülür. Elhamdülillah, davete icabettir. Dahil et Yarabbi! Kulun kusurlu olması Allah’ ın kusursuz olmasındandır. Her olay, her şey Allah’ ı söyler.
İlim, alamettir. İlmin alameti Allah’ tır; O’ nu gösterir, O’ nu öğretir.
Allah’ın doksan dokuz esması, sıfatı vardır. Allah zat,ı Allah’tır. Aziz ismi de en çok kullanılır. Aziz olan Allah’ın izzeti, mahlukuna da sirayet eder. Aziz ettiği kulunu farklı kılar. Allah’ ın izzetini nazir ettiği yer, maruf olur.
‘’La havle ve la kuvvete, illa billah!’’
Manevi zevk, neşe, içten gelir; bu aziz olan Allah’ tandır. Aynı zamanda biyolojiktir. Halîk’ ten mahlûkadır. ‘’Bana kudret, kuvvet, dirayet, idrak, akıl, vicdan Allah’ tandır. Bu da bana yavaş yavaş verildi, yavaş yavaş alındı.’’ Bunu bilmek de Allah’tandır.
Bilgi dileyenindir. Bin yıl ömrü olsa vazgeçmez, aramaktan. İlme doymaz. ‘’Sevgili ol da, sevgiliyi gör yani sevgiliyi tat; gönül ol da, dostu gör; cennette bile olsam seni özlerim; ellerinle yüzünü kapamışsın, elini aç ta göster bana yüzünü …’’
Ameli Salih; yüce yaratılmış olduğumuzun ispatıdır, tezahürüdür. Ameli Salih olmayanın; idraki, aklı, vicdanı yoktur. O hayvan gibidir. Yüce Allah tarafından yaratıldığın için şereflisin. ‘’Elhamdülillah, veren alan Allah’ım var. Akıl, idrak ve vicdanım var. Verdi, var oldum; aldı; varlığım kalmadı, aziz ve izzetli oldum.’’ İzzet, şeref, Allah’ tandır. Bunu Allah’ tan bilmezsen o kahren, cebren seni şerefli kılar.
O seni, yeryüzüne halife olarak yaratmıştır. Celali tecelli; ilahi darbe; kahır, cebr, intikam, azap ve gazaba vesile olan ilahi tecelliler; afet ve felaket getiren ilahi irade; tüm bu tecelliler, halkın Hak karşısında eğilmesini, bencillikten ve benlik davasından vazgeçmesini sağlar; bir terbiye vasıtasıdır.
Marifete, Nuri ilim dendiği gibi; anlayışsız kalbe de, zulmeti cehalet denir. Yıllarca dünyevi ilimleri tahsil etmiş olsa, hatta profesör bile olsa, gerçekleri idrak etme yeteneğinden uzak bulunan gönüller böyledir.
0 Yorum