Nefsi tanıma ilmi (Psikoloji)

Bedeni hor kullandığın zaman; yani, içki, kumar, bedeni ihmal, nefsi zevklerin idraksizce peşine düşmek gibi haller, ahlaken de zafiyet içinde olmana sebep olur… Kerametse insanın kötü huylarını bırakıp iyi huylar edinmesidir. Her yükseliş, yani bir üst kata terfi edişimiz, alt kattaki kişiliğimizi terk etmekle mümkündür.

Aşağı tabakadaki kişinin orayı terk etmesindeki en büyük mani bir üst katın varlığından haberi olamamasıdır. Sen yaşam itibarı ile daha aşağıda kalmışın seviyesine inip, muhabbetle ‘sen de bendensin (benim gibi bir insansın) ama ben sadece senin seviyende değilim, sen de istersen seviyeni yükseltebilirsin’ der ve onu uyarabilirsin. Dolayısıyla onu hem nefret ettiği yerden kurtarmış, hem de kendine daha üst bir seviye önermiş olursun!

 

Kimse kusursuz değildir. Senin kusurlarını, ayıplarını bildiği halde, seninle arkadaşlığını bozmayan, seninle sohbette devam eden bir kimse senin hakiki dostundur. Ama en hakiki dost mürşittir. O, sana üst varlığı gösterir ve aşama yapmanı sağlar.

Mürşidin, hali hazırda öğrettiği nefsi tanıma ilmi (psikoloji) ; içimizde var olan potansiyele işaret eder. O, nefsin dar hali içinde, maddi olarak en üst yaşam içinde olsak bile, huzurlu olamayışımızın nedenini gösterir ve bizi uyarırBu uyarılarla, insanın kendini eleştirmeye başlaması, bir üst hale gelmesidir!

Bu halde tefekkür derinliği ve düşünme başlar ve ilham gelir, bilgelik yolu açılır ve yaşamanın değeri anlaşılır. İnsan daha sevimli, sevinçli ve huzurlu yaşar. Eğer, hayat sürecini, ruh dalgalanmaları içinde müşahede edemiyorsan, bir mürşidi kâmile uğra da gör!

 

İlham nedir?

 

İlham beklenmedik bir şekilde oluşan ve mantığı olmayan, gönle düşen anlık bir haldir. Fakat, insanın nefs katmanları, vesvese ve kuruntu halleri ortadan kalkmayınca, rahmanî ilham pınarının fışkırdığı yüce âlem yaşanamaz. Huyun debisi yüksekse her şeyi alır götürür, yoksa hayat ağır aksak yine geçer gider.

Eğer hayat, canlı ve hızlı geçiyorsa, bizim zihnimize takılmış, lüzumsuz şeyleri alır süpürür, atar. Ariflerin halleri de çok hızlı ve değişken olduğu için onların gönüllerinde gam, kasvet kalmaz, orada yalnız ilahi feyiz kalır. Feyzin bir anlamı da taşmadır, gönül katına yağmur gibi bir şeyler taşıp gelir, yani oraya rahmet yağar.

Zaman üstü görüşe sahip kişilere Arif, Rahmani yeteneğe marifet denir.

Bilim adamları bütün bilgileri küçümseseler bile önemli ve büyük keşiflerin tümü ilhama dayanmaktadır.

 

Sirkülasyon (hayat döngüsü)

 

Niçin huzurlu yaşamayı isteriz. O özgürlüğümüzden gelir. Benliğimiz teferruata ve manasız yasaklara takıldıkça, özgür olmamız mümkün değil. Pranga mahkûmu gibi bir yere saplanarak yaşanan hayat, insana layık bir yaşama hali olamaz. İnsan, hem süfli hayatı ve hem de modern dediği o üst yaşamı, her türlü hali ile yaşamalı ki, hayatın anlamını anlasın. İyi ve kötülüğü anlama izanına kavuşması, insanın varlık icabıdır, insana bu yakışır!

 

Ameller, insanın surat halinin suret âlemindeki olaylarıyla olur (içindeki neyse dışa o yansır) . İnsanın bu suret hallerinin (dışa yansımanın) içinde bir de, ruh varlıklarının sır âlemi vardır. Sır âlemi de izan ve ihlâs halinden zuhur eder.

 

Ey Âdemoğlu! Neslinden gelen bir damla hayat suyunun içinde ölümsüz ruhun yaşadığını unutma! Beni Âdem’den beri süregelen bu sırrın devamı neyi söylüyor?

Bu hayat sirkülasyonu içinde dolaşır durursun. Ta ki… Her şeyin; acının, tatlının, kederin geçip gittiğini, geçici olduğunu anlayıp mananın hikmetine varıncaya kadar…

 

Maddeler; ağır, tembel, yoğun durumda olan kütlesel varlıklardır, mana ise daima hareket halinde, seri, efor yüklü, gaz halindedir, enerjidir. Bunlar (madde ve mana)  daima dönüşüm halindedir. Bu muhteşem olayın hülasası ölüm dirimdir, Halik- mahlûk ilişkisidir. Yani, aktivite (yaşam) Halik-mahlukun zikrinden doğar.

Kâinatta düzen ve ahenk; sistemi ilahi ve aşk-ı muhabbettir!

Enstrümanı da ilimdir, ahengi müziktir!

 

Sevgi- muhabbet

 

Sevgiyi tatmış olanın hali, arınmışlıktır, saflıktır. Saf olanın yolu da muhabbettir.

Muhabbeti yüzünden Ahmet’e de, Muhammet dendi.

 

Eğer sen, Allah’ın katında yerini öğrenmek istiyorsan, hangi işte seni tuttuğuna, hangi halde olduğuna bak! Bu hal ve hayat kaliten hiç şaşmaz.

 

Allah’tan başka ilah yoktur. Ne yaparsan, nasıl davranırsan davran, neyi seversen sev neyi ilah kabul edersen et, bile bilmeye yine Allah’tasın. Çünkü ondan gayrı bir şey yok ki!

 

 

Sen neler yaparsın diye sorarsan

Sen ne yaptırırsan onu,

Sen neler arzularsın dersen bana

Neyi arzulatırsan onu,

Sen Sametsin hiçbir şeye ihtiyacın yok ama,

Ben daima açım, hiçbir zaman olamam tok.

 

Senin tokluğun âlemleri bıraktı aç

Her şey sana muhtaç

Açlık seni başımıza yaptı taç.

Kimse veremez sana haraç,

Çiğ kalmayalım har aç

Pürü pak geldim ama yine aç.

 

______________________

 

 

Bilmiyorum gidecek var mı bir yer

Ne kadar dersen gönüldedir o yer

Sanma bu kendi ihtiyarınladır

Mutlu derki “dünyada birdir her yer”

 

Sana Haktan lütuftur ilmi dünni

Derdine hem devadır ilmi dünni

Anlatır sana hayatın sırrını

Mutlu feyz-i Hudadır ilmi dünni

 

 

Genci pinhan; gizli hazine demektir. Gayb alemi de Ahadiyettir.