Mal, mülk, çoluk, çocuk deme

Bunlar bir anda yaban olur

Sen senle dostu dost eyle

Dostun kavli kavi olur

Gönül çanağını, tecelliyi nura açık tutun.

Gri, hafif puslu siluet, belli belirsiz, önce ışıklar titrek, yaklaştıkça diri ve canlı bir yerleşim beldesi serpantin gibi dağınık, bu ışıklar birer hane. Hanelerde aç tok, evli bekâr, doğum ölüm, hastalık, sıhhatli, acılar, korkular, seccadede ruhu sücut, diğer tarafta müthiş bir tartışma. Sana sükût, ışıklı manada cismi, mutfakta harıl harıl yemek hazırlığı, çamaşır makinesi faal, televizyonda maç var, biri ödeyeceği senedi düşünür, biri alacak tahsilini düşünür, birinin projeleri var, birinin ümitleri yitik, biri piri fani işi bitik.

Ben öldükten sonrayı düşünmüyorum, cennete mi yoksa cehenneme mi gideceğim?

Esere bakıp Müessir’in hayranı ve hayreti içindeyim. Bu, bana namaz sürûru veriyor.

Ben sizin,  ef’alinize değil, niyetlerinize ve kalbinize bakarım! (Ayet)

Ef’al zuhuridir. Niyet zuhura bakıştır.

Vergi, kudret ve kuvvet Onda, nispet sende!

Mümkünül vücut, zikir ile vücut bulur. Mümkünül vücutta varlığı yaşamak, o zikrin idrakine varmaktır. Allah’ın adını zikret, mutlak ihlâs ile ona doğru yönel.

Âlim değilim, Âlimdenim, hissedarım.

Sabır, nizaya hiledir.
Yaşadığı olaylardan nasibi olmayanın, kemali olmaz.

Bir acı söze katlanamayan, barışın zevkine varamaz.

Bak belâ ve keder, her şey gibi geçip gitti.

O ne isterse yapsın dersen, kaderin kadirdir.

Koysan da ger derdi gama

Senden lütuf, Senden ata

Benden olur, cümle hata

Affı mağfiretim ola

…………………………………………………………

Sen Gani’sin, Sensin Huda

Koyma beni Senden cüda

Sen Ganisin, Senden Reca

Mutlu ola, Senden yana

‘Buy-i Rahman’ın bereketi ile şevken geldik, raks ettik dergâhında mert ile’

‘Buy-i Rahman’ın bereketi ile mert olup raksa geldik, dergâhında şevk ile.’