Ehlen ve sehlen, seni seviyoruz; rahat et!

Vacip varlık, mutlak varlık; Allah’tır. Allah’ın varlığı öyle şahane ve parlaktır ki, gözler O’nu göremez, göz kamaşır. Allah’ı kimse göremez.

Anlamlı ve amaçlı olan şey, Hak’tır. Allah demek; anlam demektir, manâ demektir, âlim olmak demektir. Allah’sız anlam, olmaz. Manayı anlatmak için, varlıklar kullanılmıştır. Varlıklar, O’nu tanıtmak için yaratılmışlardır.

Hilkat ı (yaratma olayını) niye yarattı Allah? Hâlik’ i, anlamak için!

Yiyip içme bile, kulluktur, yani kulluk bütün bir hayattır. Hayat, Allah’ı anlatır, anlamdır, manadır. Hâlik’ i anlamak, düşünmek; sonsuz süre içindedir. İdrak, insandadır. İnsan Hikmeti sezdi, fakat kûnhuna varamadı. Varlık, kitabullahtır. Varlık, Allah’ın dediğidir! Putperestlik, insanın cehaletindendir.

Ȃlemin hülasası olan insanın nefes alışı, Hû’ dur. Ȃlemin de, kâinatın da nefes alıp vermesi, Hû’dur. Hû nefes, alıp vermedir. Her nefes, O’nu söyler. Yani Hû, Hüve (çekirdek), O’dur. Cüz-i irade ile küllü irade, iç içe kenetlenir. Varlığı, canlı görürsünüz.

İnsana verilen cüz-i varlıkta, esmanın cüzü vardır. Allah, el-Basar’dır. Kulda, cüz-i görme vardır.

Mürşid-i Kâmil;

Geçmişten hüzün duymaz, gelecekten korkmaz.

Mürşidi kâmil, görünüşü gibi değildir. Görünüşü onu, ehil olmayanlardan saklar. O, ilahi aşk ve muhabbete gark olmuştur. Mürşidin süpermarket mağazasının vitrininden, bakan vardır; içeri giren vardır; ne alacağını bilen vardır; bir de girdiği için, görüp beğenip alacağı şeyler olanlar olur.

Benimle olmaya gelenler, beni dinlemeye gelenler, ilahi bilgilere sahip olurlar. Önceleri pek anlamazlar, ama sabredip devam ederlerse, öğrenirler ve ne kadar yüce yaratılmış olduklarını ve Allah’ın lütfuna mazhar olduklarını anlarlar. Allah’a şükreder, hamd-ı sena ederler.

Allah’ım, dünya hayatımda, yolculukta, yorgunlukta, sıkıntılarda, gitmek ve dönmekte, iyi hallerden, kötü hallerden Sana sığınırım! Mala ve aileme gelen kaza beladan Sana sığınırım. Âmin!

Hayatta insanlara duçar olan dert, keder, hüzün, gam, hastalık; onların hayatta yaptıkları hatalar için kefaret kılınmıştır. Böylece onların derecelerini, yükseltir.

Allah’ın insanlara verdiği nimetlerden biri sağlık, biri de zamandır. Boş durmayıp bunları değerlendirenler, sıhhat ve afiyette olurlar. İşini en iyi bir şekilde yapanı, Allah sever. Allah, emeği en iyi değerlendirendir. Biz zamanın hâkimi değil, mahkûmuyuz.

An’ı iyi değerlendirmek lazımdır; muhakkak Allah’ın adını, anmak lazımdır.

Allah’ı anlamadan, bilmeden nasıl O’nun kulu olunur. İnsan; zevki, hazzı mutluluk sanıyor. Hakiki mutluluk; Allah’ı bilmek ve Allah’la olmaktır. Allah vardır, gam yoktur!

Asıl kalp, velilerin, nebilerin gönülleridir ve orası Allah’ın vahyinin yeridir. Kâbe semboldür. Gönül olmasa; oraya vahi, ilham gelmez. Onlar vahi, erbabıdırlar, emri ilahiden dışarı çıkamazlar. Vahi, hayatın sonsuz formüllerini çözmeğe yarar. Yıllar, asırlar içre.

İnsanlarda harf ve sesin ötesinde bir şey daha vardır ki ilham, vahi ve kalden öte; hal vardır. İşte Hz. Muhammed, ben de sizin gibi bir insanım ama bana vahi geldi dedi.

İnanmak, iman sahibi olmak, nihayet bir dayanağı vardır. Ona sınırlı yaklaşırız. Allah’tan ümit kesilmez! Ümitsiz olmak, ne kötü şeydir!

Veciz sözler;

Hamdü sena Allah’a aittir. Verdiğine, aldığına değildir şükür, verdiğine göredir. O’nun verdiğine göre, sizin de vermeniz şükürdür.

Peygambersiz, kitap gelmez. Varlık kitabullahtır.

Adalette, sizin için hayat vardır. Adaletsizlikte; zulüm vardır, ölüm vardır. Allah’ın adaletinde, Rahman, Rahim, avfumağfiret vardır.

Allah bir şeyi öğretmesi için, ağza, dudağa, kelimeye ihtiyaç yoktur. İnsanın bunlara ihtiyacı vardır. İnsanlar (onlara verilmiş bu organlar) yardımıyla öğrenir, yetişir, büyür ama Allah’ı bilmezler. Tıpkı, ağacın dalında bir meyvenin nasıl olgunlaşıp, tatlandığını ve o tadı kökünden aldığını bilmediği gibi.

Kul, tedbir alır; takdirin ne merkezde olduğunu bilmez. Allah’ın dediği olur. Allah, kullarını onların nefis tuzağında avlar. Ava giden avlanır.

Kül le yevmin huve fişen, yani O her şeye müdahildir. İnsanların davranışları ile tabiat arasında bağlantı vardır.

Kaçacaksan, Allah’a kaç! O, Rahman ve Rahimdir. Varlıktan kurtulmak istiyorsan, Allah’a kul ol, özgürleş!

Yüzünüz kıbledir. Arkaya dönerseniz kıbleye yüz çevirmiş olursunuz.

Hz. İbrahim’in makamını, namazgâh edinin! Onun makamı, yönü; lâ ilâhe illâllahtır.

La ilahe illallah demek, Allah mutlak varlıktır, demektir.