Allah’ı hiç kimse idrak edemez. O, her şeyi idrak eder.

Vücut beden mezarına girenlere; sen işittiremezsin, anlatamazsın!

Ehli hidayet başka, bu da isteyene verilir. Allah şanı ve şefkati ile o kuluna nazar eder, onlara az verir, onları şımarmaktan korur, aşırı gitmekten korur.

Biz eşyayı, eşya gözü ile görürüz. Hâlik, yaratıcı göze sahiptir. Allah, sebeplerle değil, müsebbip olarak görür. Yarattığı sebeplerde müsebbibi görmeğe çalışın!

Gözü olan her şey görür ama bu görüş sınırlıdır. Görüş sahibi olmak başka, o sınırsızdır.

Enerji, maddeden güçlüdür. Nur, eşya gözünden daha güçlüdür. Madde, katı olarak görünür.

Enerji görünmez, ama güçlüdür.

Ömür; kemal yolculuğudur, kemale erince biter, yani ölür. Ölü, diriden güçlüdür. Ruh; eşyaya tenezzül etmiş, onu ihya etmiştir.

 

Fıtri yapıyı aksine çekmek zulümdür!

Allah bazı kullarını Hızır meşrepli yaratmıştır. Bunlar her zaman, her yerde Hızır gibi yetişirler. Sıhhatlidirler. Gönül sahibidirler. Allah’ın lütfüne uğramışlardır. Sistemi ilahiyi bilen, kişiler bunlardır. Bilenle bilmeyen bir mi? Bu sual üzeredir. Fıtri yapı ve sistemi ilahi geçerlidir. Şaşmaz, bütün uğraşılar da bunu gösterir.

Çok şeyler söylenir, yollar gösterilir. Modasal yenilik, gibi görünen her şey fıtri yapıyı değiştiremez. Keçiyi koyun yapamazsın, yapmamalısınız, boşuna uğraşıdır. Fıtri yapıyı, aksine çekmek, zulümdür. Hilkatin, değişmez prensipleri, hükmîdir- Hüküm Allah’ındır-. Kulun hüküm vermesi, kendini mahkûm eder.

 

İlim Allah’ın Zatından neşet eder!

İlahi bilgi, ilahi ilim, insanın ruhuna ekilmiş tohumdur; orada neşvünema olur, gelişir, tesir eder. Eğer insanda bu tesir başlarsa, akıl, irade ve vicdan aktif hale gelir!

Muallim, öğrendiğini öğretendir. Sonradan öğrenip öğretendir. Bu bakımdan Allah’a öğretmen denmez. O, Âlemi mutlaktır. İlim zatından neşet eder. O Rab’ tır, öğretir!

İlmillah, Allah’ın ilmidir ama akıllullah gibi şeyler Allah için denemez. O, Âlimi billâhtır. İlim, onun zatındadır. Sonradan öğrenen insandır, unutur. İnsan, en iyi bildiğini unutabilir. Allah, unutmaz. Çünkü O, sonradan öğrenmedi, ilmi O’nda mevcuttur.

İnsan için en güzel ilim, esma ül hüsnayı bilmektir.

Allah’ın isimleri, Allah’ı öğretir, sonsuzdur. Doksan dokuz esma, bizim için yeterli olmalıdır. Cüz, küllün yanında acizdir. Kul eksiktir. Allah mükemmeldir. Allah Muhiddir. Kul, la muhiddir, yeterli değildir, eksiktir.

Asıl cahil, kendini bilmeyendir. Cahiller seçer, seçtiğinin mesuliyetini yüklenmezler, cehalette inat ederler. Ancak cahil böbürlenir, âlim böbürlenmez. Âlim, Allah’ın ilmi karşısında, tevazu içinde olur.

Emaneti ehline verin diyen Allah, emaneti ehline verir. Emaneti, idraki; insan üstlendi ve mesul oldu. Aczini idrak etti.

Söyle; O tam mükemmel ve bütündür, Samed’dir. Hiçbir şeye ihtiyacı yoktur. Sen ihtiyaç içindesin, O’na muhtaçsın. O sultandır, sen O’na kulsun. Böyle bir sultana kul olmak ne şerefli bir mahlûk olmaktır! Senin eksikliğine bu kâfidir. Kul olma idrakinde olman, kâfidir. İdrak, kul olmayı mukaddes kıldı, şanlandırdı,  aşırısı, şirke girer. Allah’a sığınırım. Ne olsam yine de Senin yanında acizim. Acizliğim idrak, iftiharımdır.

 

Din; gönle hitap ederse, biri bin olur.

Mevcut din anlayışı, zamana, zemine, iklime göre değişmelidir. Bir anda bin şende olanın dini fix olamaz. Asıl din, insan üzerinde tutku olarak kullanılmamalıdır, vasi olmalıdır. Bir buğday başağında binlerce tane vardır. Din; gönle hitap ederse, biri bin olur.

Esas halis din ve iman; Allah’a aittir. İnsan, tam din ve iman sahibi olamaz. Allah’a din ve iman öğretmeye kalkışmayın!

 

Veciz Sözler;

Âlem bir Kuran, insan bir Kuran, hayat bir Kurandır. İşte bu Kuranı oku!

Kitaba girmiş kuran Hz. Muhammed’ in okuduğu kuranın kitaba geçmiş halidir.

Allah’ı, biz O’nun yarattığı varlık üzerinden anlarız. Bu âlem boşuna yaratılmadı. Allah mesul değildir. Sen mesulsün.

Allah ver der, tedbir verme aç kalırsın der. Takdir, tedbiri bozar, yani Allah’ın dediği olur. Ama ne ala olur. Bunu da ehli hikmet idrak sahibi bilir. Bilenle bilmeyen bir mi?

Edepsizin, edepsizliğine tahammül, edeptir. Dergâh makam-ı mürşittir.

Zevk; mideden ibaret oluyorsa, beden semizlendikçe, kalp zayıflar, gönüldeki unutulur. Hastalıklar mideden gelir. Sıhhat ve afiyet düzeni bozulur. Etli, butlu bedende, letafet, zarafet olmaz.

Yaşamak, yalnız bedeni olarak yiyip içmekten ibaret değildir. Beden ölür, ruh bedensiz yaşar.

Allah’ın davetine icabet şarttır.