Allah, sistemini kurdu ve kuluna tanıttı.

Allah, sistemini kurdu ve kuluna tanıttı. Kullar bu ilahi sistem içinde, kendilerine, nefislerine göre olanı seçtiler ve onda inat ettiler. Bazıları da ihlâs ve akılla karşıladılar. Arınmayı veya kirlenmeyi seçen, biziz. Allah, zor kullanmayı peygamberlerine bile yasak etmiştir.

Vekil olan, Allah’tır. Yalnız Cebbar olan, O’dur.  

Tekâmül, gelişme, Allah’ın yasasıdır. Tekâmül sırrı, Allah’ın Cebbar esmasındandır.

El Cebbar; varlığı onaran, tamir eden, varlığı yaradılış noktasında tutan, düzelten, istediğine ulaşan ve ulaştıran zorlayan esma!

İnsanın namaz kılması gibi, bütün varlık Allah’a secde eder, iradi secdedir. İradi olsun olmasın, bütün varlık; Allah’a secde etmekle mükelleftir. Öyle yaratılmıştır. Fıtratı icabıdır.

İnsanın yaratılış itibarı ile hayvandan farklı oluşu, insanın akıl, irade ve vicdan hususunu taşımasından yani ruh üflenmesindendir. Allah yaratıklarını; İradeli olanları da, iradesiz olanları da Cebbar yani mecbur etme hususiyeti ile ihya eder. 

Âlem anlamlıdır, hikmet-amizdir.

Mahlûk ta Halik’i söyler. Allah’ı söyleyenden daha manalı ne vardır ki?

Haliki mahlûk, mahlûku Halik gören şirktedir. ‘Zaman Allah’tır’ diyen, mahlûka Halik demiş olur. ‘Zaman sınırsızdır’, diyen de şirktedir.  Nurdan yüzünü çeviren, karanlığa gömülür. 

Örneksiz ve kanunsuz ilk yaratan El-Bari olan, Allah’tır ve O süresiz yaratır. Halik yaratan, Bari ile ilk yaratan, Musavvir ise tasvir eden. El Müheymin; Değer koyucu, koruyucu otorite sahibi.

 

Veciz sözler,

Bütün yıl, sıcak, soğuk, güneşli, bulutlu, yağışlı, geçer. İlkbahar, yaz, kış gelir. Soğuk kar, soğuk rüzgar, kara bulutlar, böylece yaşlanır yıllar,, yine yeniden yenilenir. İlkbaharda her yer yenilenir, tazelenir canlanır insan. Yıllar geçerken; dertler, sıkıntılar, zevkler, sefalarla idraklenir, yenilenir.   

Sıkıntılı zor günler; insanın sabrederek, Allah’a sığınıp ondan yardım dilemesi içindir. Sabır etmek, insanı kemale yani Allah’a yaklaştırır. Manaya yöneltir.

Dünya misafirhanedir. Allah misafirhaneyi de korur. 

Mürşit, mürit münasebeti; Hakiki mürşidi kâmil; müridi için daima faydalı ve iyi öğütte, iyi öğretide bulunur. Müridin aklı erer veya ermez, eğer mürşidine teslim olursa, itirazsız onun dediğini kabul ederse, ihya olur.  

Göz yolu ile kulak yolu ile aldığımız şeyleri zihnimize atarız. Acaba, bunların, hangileri lüzumlu, hangileri manasızdır bakmalıyız. Hangilerini zihinde tutmak lüzumludur, hangileri değildir diye seçip, boşaltıp atmalıyız. Bunu mürşit, daha iyi bilir. Ona danışmak lazımdır.

Âdem, kibirlendiği için iblis oldu. Tevazu da onu, erdemli yaptı. Tevazu küçük görünmek değil, büyükleneni küçük görmektir. Bir de sahte tevazu vardır. ‘Kapında köpeğim’ der ama ona bir şey dersen köpürür, yapmadığı kötülük kalmaz. 

İçgüdülerin insanda alışkanlık haline gelmesi, onda huy oluyor. Ondan ayrılmak, zor geliyor. Hâlbuki onun yerini çok faydalı haller kazanabilir. Saplantılarından kurulabilir. 

 

Veciz sözler;

Cahil için cehalet mutluluktur. Oh ne rahat! Öğrenmek külfetine katlanmak yok! 

Yaratılmış her şeyde, Allah’ın eli vardır. Bu yüzden yaratığı, mübarek bil!

Karıncadan dahi, ibret alan Hz. Süleyman gibidir.

Kör; gözü görmeyen değil, gönül gözü görmeyendir. Gönül gözü; gözü açık olan körlere de göz olur. 

Allah’a aykırı bir yemin olamaz. Bütün geçerli yeminler, Allah’ın sistemine aykırı olmaz.

Allah, insanı özgür yaratmıştır. Özgür olmak, körü körüne lidere bağlı olmamaktır.

Batının hürriyeti, nefsi hürriyettir. Yani canının istediğini yapmak, hürriyetidir. 

Hayattan kopma! Zaten kopmazsın. Allah’a ait tasarrufu; kendine veya başka birine vermek, olamaz.

Tutkular, arzular, kazanma, biriktirme hırsı ve kızma, bağırma; bunlar değil, esas olan irade ve idraktir.  Çoğaltma tutkusu, sana cehennem hayatı verir. 

Ben kardeşimi, gücünden, mevkiinden, şan şöhretinden, maddi varlığından değil, insan olduğu için sevdim. 

Biten şeylere değil, devam eden şeylere şükredilir. 

İnsan her şeyden şüphelenir, şüphesiz olan Allah’tır.