Allah kahrıyla da rahmandır,

(Senin iyi veya kötü gördüğün her şeyi) veren Allah’tır, ben bunu söylerim. Hak söyle der, ben de söylerim. Söyleme derse de, ben nasıl söylerim?

Hayatın sana sunulmuş vazifedir.  Bu vazife, sahip olduğun maddi ve manevi nimetlere şükretmek, paylaşmak ve çalışarak çoğaltmaktır. Vazifeni iyi yap! Zaten yapmaktasın, bunu idrak et yeter!

Hayat insana fırsatlar sunar veya fırsatlar kaçar, nice fırsatlar fırsatları kovalar, senden ne haber? Senin için mühim olan, sana verilmiş olan bu mahdut zamanı sıhhatli ve iyi bir şekilde kullanmaktır.

Bu seni mutlu kılar.

Allah kahrıyla da rahmandır. Terbiye eder. Kaba ve sert olsa da zaman onu zarif yapar. Hz Yusuf; saygılı ve emre uyan, Rabbini bilen, bir kuldu. Allah, onun başına gelenlerle onu eğitti, öğretti. Sonra o, dünya okulunda iyi bir öğretmen oldu. Sabreden öğrenir Hikmet-i Hüdâda.

Firavun da öğretmendi, Nemrut da!  Musa, o şedit öğretmenden kavmini aldı, yumuşak muamele etti. (ama kavmi tekrar buzağıya tapmaya başlayınca) gördü ki, bunlara Firavun gibi öğretmen lazımmış. Nemrut Hz. İbrahim’e ateşle öğretti ve ateş su oldu! 

Acı ve zorluklar, insanı canlı ve terbiyeli tutar. Acıya katlanmak olgunluğa götürür. Acı hayatın sırrıdır. Gördüğün kötülük seni terbiye etmeğe matuf bir olaydır. Dünyada terbiye olmayanlar, cehennemde yoğun bakıma alınırlar. Tedavi edilerek, kalbi selim, sahibi olarak cennete alınırlar.

(Onun için kendini bu dünyada eğit!) İçine kötülük yapmak gelirse, ondan vazgeçersen lütfe uğrarsın. Allah’ın rahmetinden feyiz alırsın. Unutma Allah Rahman ve Rahimdir!

( Fatiha okumak; Allah’la olmak, onu unutmamaktır).

Rahman veren, Rahim alan rahat olsun. (Her şeyin Allah’tan geldiğini bilirsen rahat edersin).  Merhametin, olduğu yerde terbiye vardır. Rahman olan Allah terbiye edendir.

İlahi terbiyeciye küstah olma, saygılı ol!

İnsanı bilmek, kusurlu olduğunu bilmektir. Allah’ın öğretmenliğini, red edenler vardır. ‘Diliyle Sen Allah’sın kabul ettik’ derler ama bir yandan da nefis der ki, ‘Sen bizim işimize karışma, biz istediğimiz gibi davranalım!’  Hâlbuki her yer Allah mekânıdır. Nereye gitsen, orada da sana ders vardır, öğretirler. Cehalet, başıboş dolaşmaktır. Sen Allah’ın kulusun, yani talebesin.

Kul kusurludur. Rabbine kul olduğunu bil! Rab öğretir. Razı ol!

Öğretmenler, Rububiyetin yani Allah’ın öğretmenliğinden gelir. Öğretmenler adeta, Allah’ın meslektaşlarındandır. Allah’ın lütfuyla, Onun iradesini tam kullanan insan köle olur mu?

Biz Allah’ın kuluyuz, Allah’a kulluk şereftir.  İnsan, Allah’ın en çok değer verdiği yaratıktır.

Rab, onu terbiye etmek için her şeyi kullanır. Terbiye sonsuzdur, ihsandır.

Allah, insan olan kuluyla adeta içli dışlıdır. Kul kusurludur, kusur işler.

Allah Gaffar’dır; af eder. Settar’dır; kulun ayıbını setr eder (örter).

Kul daima yardıma ve korunmaya muhtaçtır. Allah Rahim ve Rahmandır, korur, gözetir.

Şafi’dir; kul, hasta olur, Allah şifa verir.

Allah der ki; Borcunu itiraf et, kabul edeyim! Yeryüzü, insanın terbiye olduğu yerdir. Allah’ın yarattığı her şey öğretmendir, öğretir. Her şeyde Rabbin eli vardır. Çünkü O, kulu ile daima ilgilenir. 

Lütufu sonsuzdur, bitmez. Bu yüzden insan da, öğrenir ve bilir.

Bilmediği yoktur. O, Âlim-i mutlaktır. Ondan insana, üflenen ruhtan bilgi geçmiştir. Gözlerin hain bakışını ve kalplerin gizlediğini, Allah bilir. Allah’ın bilmediği yoktur.

 

Veciz sözler,

Eylem, söylemden çok daha etkilidir. Söylem çabuk unutulur, eylem kolay unutulmaz ve daha geçerlidir. Senden hareket, benden lütfu bereket.

Allah isimlerinden olan Selâm; her türlü bela, afet gibi şeylerden uzak ve emniyette tutar.  Selâm, (kelimesi, temennisi, zikri) güven duygusu, verir. Selamı genç olan yaşlıya, atlı olan yayaya, arkadan gelen önde gidene ve az kişi de, çok olanlara vermelidir. 

İnsanla ortaklık edersen o seni üzer. Bir şey verirsen, geri almaya kalktığın zaman sanki onun malını gasp ediyorsun gibi gelir. 

İnsan hep Allah karşısında diken üzerindedir. Hasrettir, kritik haldedir. Benimle sohbette idin, gelecektin, neden gelmedin, o gün, ben seni özledim, sen beni özlemedin mi? Hâlbuki beraber Hak sohbeti edecektik. Zikredecektik. Seni Allah zikrinden ne geri koydu. Değer mi?

Allah, onları zikrine,  özel sohbetine almıyor. Onlar, layık olduklarının dışına çıkamazlar. Allah’ın emri ve lütfu önce insanlaradır.

Müzik, insanları birbirlerine gönül ve muhabbeten bağlar. Müzik gönle ait vitamindir. Mükemmel bir senfoni karşısında insan, başını gönüle eğerek, hızlı bir tefekküre daldırır.

Hikmetli ilim; tecrübeden gelen, uygulanabilir hususiyeti olan ilimdir.