‘’Mutlu seni ancak gönlündeki mutlu eder. Git halkın içine, onlar gibi onlardan biri ol. Onlar arasında senin suçun bilgindendir. Kendinle olmak istiyorsan çekil, saklan cümle âlemden.’’

Kalıbına sığmayan, yere göğe sığmayan gönüle sığar. Orada Allah var, teveccüh Allah’tandır.

Olan olmuştur, yapılacak başka bir şey yok; ibret al, Kâmil ol. Bu dünya ‘Kemâlet Okulu’ dur, mezun olmaya bak. Her şeye yan çıkma, gönül ufkunu daraltma.

Algılarımızın bir noktada sabitlenmemesi lazımdır, idefiks olmamalıyız. İşi ehline verin. Adaletle davranın. Şiddet kullanarak, iyi de olsa fikrinizi dikte etmeye kalkmayın. Bir ağacı gösteren, tanıtan meyvesidir.

İnsanlar, milletler layık oldukları devlet sistemi ile idare edilirler.

Dünyadan keyif almak lazımdır. Bu biraz da acı ve tatlıyı bir görmekle olur. Halife; O’nun yerine O’nun gibi davranabilen kişi olur.

Sen bilirsin Yarabbi, hüküm senindir. Mahluk acizdir. Ey Halik, beni bana bırakma. Seni anmaktan gaflete yol verme Yarab.

 

Gelmişken bu ilim mektebine
Konmuşsan talebe merkezine
Öğrenmezsen insan edebinden
Cehaletle kalırsın ebeden.

MRM

 

Kasım ayında bahar olmaz dediler
Ben kasım ayında dünyaya geldim
Yaşlılarda bahar olmaz dediler
Mutlu’ yam ben, her dem bahar oldu.

MRM

 

Gözlerin aklımdan çıkmıyor, şaşkın bakışların tezat
Uzak mı yakın mı anlarsan, bana da anlat

MRM

 

Göz evimden bir baş gördüm
O başta kaşla göz gördüm
Elleri çok hünerliydi
Esra’da leziz aş gördüm.

MRM

 

Güzelim benim güzelim
Seni pek sever üzerim
Türlü bahanelerim var
Acip masallar düzerim
Vazgeçmem, geçemem ki
Sırattır o geçemem ki
Çok mazeretim var benim
Mutlu’ yam seni isterim.

MRM

 

Senin cefakâr hâlin dilden dile
Nazından ciğer kebap günden düne
Mutlu gel ol leyli nehar sevgiyle
Ola şemsi karez hayran veçhine.

MRM

 

Gönül evini bil ki
Oraya sahibi gelir ki
Onu gayrından boşalt
Kasrına sultan gelir.

MRM
 

Gelmiş geldiği yere
Yemek pişirmiş birine
Baba değil koca değil
Bilmediği birine

Kızı değil sulbundan
Yaşı değil yaşından
Akıl değil akıldan
Çok sevdiği birine.

MRM

 

Esra pek masum değil
Bu devir masum değil
Suret değil mana değil
Eşgali insan değil

Bir muammadır çözene
Diyar diyar gezene
İdrak varsa söze ne
Gönülsüz insan değil.

MRM

 

Sevgime duçar oldu bir  kez
Sevgimle hem hâl oldu bir kez
Allah-ü bes bâki heves
Gel sen gayriden ümidi kes.

MRM

 

Aklı olan dünyayı
Değiştirmeye kalkmaz
Daima o zihinde
İdraksiz ona bakmaz.

MRM

 

Siyah saçlarla canlı
Ak saçlarla bir hayli
Zaman da geçmiş eyvah
Saçlar beyaz gönül kara.

MRM

 

Şekli şemaline bakma
Kılık kıyafetine bakma
Dilde tilavetine bakma
Hak gönülden gayrıya bakma.

MRM

 

Her bir nakış bir figür
Onlar yıllardan izdir
Gölgelerden bir nüans
Sanatçıdan Remizdir.

MRM

 

Mutfak güzel kokuyor
Esra yemek yapıyor
Baba üstad izliyor
Jüri tada bakıyor.

MRM

 

Gönül Mutlu pürü pak
Gönül dedi Enel Hak
Gönül sahibi mutlak
Âlemler ona müştak.

MRM

 

Bu ne kokular Yarab
Esra mutfakta Şarab
Kim demez ona erbab
Bir ye de lezzete bak

Düzenli bir sofrada
Baba da baş masada
Karnıyarık pilavsa
Mükemmel olmuş El Hak.

MRM

 

Yazılanı kim yazdı
Sayfalara sığmazdı
Gamlanmak boşunaydı
Mührü vuran Yezdan’dı.

MRM