Bulunduğun andan memnun ol ve şükret; daha fenası vardır, daha iyisi olamaz. Keyiflisi  ya da sıkıntılısı olur bu da senin o andaki haline bağlıdır.

İlmi irfandan maksat; varlığın, hayatın manasını nedenini anlamaktır. İlim irfan sahipliği de insana, insanı kamile verilmiştir. Mürid ile Mürşit arasındaki münasebette, biri ile öyle yakınlık olur ki nefisten ve maddiyattan ötedir. Gönül derinliğinde bir sevgi ve saygı ki bu ezeli ve ebedi oluşun başlamasıdır. Sebebi pek anlaşılmaz, görüşü güne uymaz ama uyumdan öteye uyumdur ve ilahidir. Hakiki sevgidir. Beden kisvesi içinde başlar, ondan öteye gönül bütünlüğü içinde devam eder.

Gönül dili ile söylemek ve gönül kulağı ile dinlemek; beden dili ile söylemenin ve dinlemenin ötesindedir. Sükutun ifade ettiğini, lafı güzaf ifade edemez.

Benim sevdiklerim, en az benim onları sevdiğim kadar beni sevselerdi… Sevgi kadar mühim, kuvvetli ve güçlü bir bağ olamaz. Acı tatlı, güzel çirkin; maddi bakışın ötesinde; gönülsel, ruhsal bakış olursa huzur ve saadet olur.

Kimsenin kusuru veya kabahati yok ki. Onların hayat filmi öyle. Onlara dünyada verilen rolün icabı, yani takdiri ilahi.

İnsan denizinde lodos olur, poyraz olur, imbat olur. Bu esinti altında deniz vardır. Denizde çok arada bir de tsunami olur. El Hak, iyi ki olur! Yoksa kocaman varlık denizi kokardı.

Sevap (esvap) ruhun elbisesidir. Allah’ tan kork. El Muntakim;  zalimlerden intikam sahibi demektir. Suyu getirenle testiyi kıran bir değildir ve bir olamaz. Muntakim; aynı şeyi zulümde direnenlere tattıran demektir. İyiler ve kötüler ölür ancak iyilik ve kötülük ölmez. Hikmeti nedir?

Manevi öğretmen saydığınız ve sadece öğretmen talebe ilişkisi değil; onun hayatı ayrı, kendi hayatınız ayrı gibi de değil; ara sıra birtakım bilgiler almak için gittiğiniz bir eğitmen olarak kabul ederseniz eğer, ya onun çekim alanında zorlanır ya da ancak uzak bir halde kalır ve çok yakınına yaklaşamazsınız, hem hal olamazsınız. Aslında onun sevgisi bir manyetik alan oluşturur ve kendine doğru çeker.

Gönül evi can kâbesidir ve tavaf edilecek yerdir. Oraya adapla girilir. Orası aydın yerdir. Karanlık, madde aleminin nakışlarını orada arama. Orayı o hale getirmeye de çalışma, ters olur. Beden dediğin seramik, yani topraktandır.  Esas asil olan kalptir. Seramiği de o hale getiren gönüldür, kalptir.

Her halim seninle sürer. Zerreyim, elindeyim. Yaratır, bırakıp atmazsın, meşgul olursun. Yaratmaktan maksat da budur. Kul, söyle; kula söyle. O, bütünü ile tek ve Ahed’ dir.

Allah yarattığı her şeye, layık olduğu kıymeti vermiştir. İnsanoğlu buna kanaat etmez, huzursuzdur. Huzuru ilahide olduğunu bilmez ve gaflettedir.

Allah kahren lütfeder. Allah musallat eder; sineği musallat eder. Nemruta sevgili verir, kahredicidir, derttir, ezadır. Sefası tez biter, çok verir hiç işe yaramaz. Adam ol da nefsinin belalarından kurtul, zinciri kır. Ölüm yolu kurtuluş yoludur. Bir mum yanarken güzel ışık verir ve yavaş yavaş erir. Ve bedenini ortadan kaldıran latif olur.

Külfet, nimet; zahmeti çok çekenlerin inayeti de bol bulurlar. Vefa ehli birçok zorluklardan geçmişlerdir. Meşakkat, ıstırap gıdası, arifler için afiyettir. Nefisten gelen afiyet derttir, beladır. Bela, bir başka deyimle “beli, evet” demektir; merhemdir, tedavidir.

Bedenin değil, kalbin kölesi ol da sultan olasın. Gönüller sultanı Mutlu Baba! Saman kürk istiyorsun ama bil ki senin vücudun sıkı ve serttir. Ona riyazattan daha uygun bir elbise yoktur.  Miskin güzel kokusu sert kabuğunun altındadır. Celalin faydası ve etkisi Mürşit’ in sertliğindedir. ‘’Zül celali vel ikram!’’.

Halik halk eder. Onu yaşayanı ve tadanı; onun verdiği tatlılığı ve etkilediği halin yarattığı etkiyi mahluka, insana taşıyacağı kadar aktarılmıştır. Tadan ve seven daha fazlasını almak için gayret eder ve çalışır. Dua eder. Rahman ve Rahim olan Allah onunla idraki kadar hemhal olur. Kamil olur, arif olur.

Gören, görmeyen; bize cüz-i verilmiştir. Aziz ve zelil olmak da bize verilmiştir. Bizim gayret ve talebimiz muhacesinde hemhal olunur.

‘’Allah yoktur gam vardır. Allah vardır gam yoktur’’. Allah Rahman ve Rahimdir; korur ve gözetir. Sahip olur, her şeye yeter. O, kabirdir, ona sığınılır. ‘’Sübhan Allah’’. En büyük kayıp olan ölüm karşısında ‘’Allahuekber’’ deriz. Kurban keserken ‘’Allahuekber’’ deriz. Kul için hiç olmayacak şeyde ‘’Allahuekber!’’.