Kendi ayıbına bakmaz, âlemin ayıbını arar! Kendine bakmıyorsun diye bu âlem yok değil. Gönlüne bakmıyorsun, hiç değilse benim gönlüme bak! Temiz aynaya bak da güzelliğini gör!

İnsanın omuzları üzerinde bir baş, onun içinde bir akıl, bir idrak, bir vicdan var. Bu yüzden insan şahsiyet sahibidir. Düşünmelidir, muattal kalmamalıdır. Sözün yanlış, hatta eğri olsa da niyetin geçerlidir. Senin hayat düzenin, niyetin üzerinedir. Bu huyundan, niyetinden memnun değilsen, terk et, mekân değiştir, arkadaş değiştir! El Muteal, mutlak aşkın. İnsan insanın sorunudur. Onların şahsiyet sahibi olduğu hususu, onlara daima hatırlatılmalıdır.

Allah insana, aklı ve fikri kıyas yapsın, delil arasın ve gerçeği bulsun diye verdi ve bu husus yalnız insan içindir. İnsan da, onları veren içindir. Takip edegelen düzenin bozuk olduğunun farkında olmayan, olmadığı için de değişmeyen, mutlu olmaz! Bozuk, çürük bir ağaç, meyve vermez.

Yerinde kullanma, şükürdür. Gözün, kulağın, gördüğünü kalp değerlendirir; kalbe vermeli! İyiler, kötüler ölür de, iyilik kötülük ölmüyor. Kötüyü görüp alışan, cehenneme de alışır. Zalimlere, sorumsuzlara Allah Müntekimdir, intikam alır; yaptıkları, yanlarına kar kalmaz. Kahhar, ismine mazhar olursa, şehvetine kahhar, öfkesine kahhar, olur.

Kahhar’ da tek O’ dur. Kahrında hoş, lütfunda hoş!

Yaratıkta hiçbir şey tek olamaz, tek olan O’ dur. Tek peygamber olmaz, peygamberler olur. Allah’ tan başka hiçbir şey tek olamaz. Yalnız tek olan Allah’tır. Zat, sıfat, efal tevhidi Allah’ a aittir. Her şey, Allah’ ın tek olduğunu söyler; isimler, sıfatlar da O’ nun isminin, sıfatının tek olduğunu söyler. Allah’ın Vahid ismi, yarattığında da tek gösterilebilir. Allahu Ekber!

El Vahid: Allah birdir, eseri çoktur. Hiç bir şey, tek değildir. Teklik O’ na aittir. O her şeyde tek, O’ nun tekliğini söyler.

Allah’ tan korkmak, O’ nun sevgisini kaybetmekten korkmaktır. Korkmak, insana Allah’ın lütfudur. Deli korkmaz, tedbirsiz ne yaptığını bilmez. Bir bilene sığının, yani Allah’a sığının. Korkudan bana sığının, Korku bilmediklerinden gelir.

Dünyada maksat ilimdir, yaşamaktır. Yaşamaktan maksat, nasiptar olmaktır. İlim, İlmi-i Billah’tır. Yani kendini yaratanı bilmedir. Bilenle bilmeyen bir değildir. İlim, Maksadullahtır. Maksattan maksat Maksut’ tur. Maksut Allah’tır.

Allah insana, yarattığı hiçbir varlığa vermediği idraki verdi. İlmin fazileti, ibadetin faziletinden daha hayırlıdır. Bir ilim sahibi, ilmiyle amel etmezse, ilmi öğretmezse, o ilim onun için fayda değil, zarardır. Cahile bir defa yazık, âlime iki defa yazıktır.

Ben onun rakibi olmadığım için hayır söylerim, doğru söylerim. Doğru söyleyenlerle olmak bir şey değildir; sabır, tahammül, sıkıntıyı alt etme yolu bir şeydir. Her külfetin sonu nimettir. Züht, dünyaya rağbet etmemek, geçici olandan ebedi zenginliğe varmaya çalışmaktır.

Bu kainat anlamsız, faydasız değildir. Üç boyutlu alem, boşuna yaratılmadı. Fark edilmesi için cehennemden, cennete geçilir. Mekan, üç boyutludur. Maddi alemden maksat, cehennem değil cennettir. Halik’ in maksadı budur. O Melik’tir.

Kul olacaksan, Allah’a kul ol! O’ndan yüce bir varlık var mıdır? Allah şafidir, Nafi’ dir, Kâfi’dir.