Bana baba diyenler, evlatlarımdır benim
Sehven dahi deseler, evlatlarımdır benim.
Gönül verenler bana, nefsi dahi olsa da
Gönül derim onlara, müritlerimdir bana.
28.12.2017
Ben konuşurken, bir eylemde, bir faaliyette bulunuyorum. Elbette yoruluyorum. Sizde beni dinlerken bir öğrenme faaliyetinde bulunuyorsunuz, elbette siz de yoruluyorsunuz.
Öğrenmek için akli ve nakli taklitten geçmeli, peşin hükümlü olmamalı. Doğru analizde bulunmak için, bunlardan geçmek, korkulardan, çıkarlardan sıyrılmak gerek.
Bir aslana rastladığın zaman, hiç korku ve kötü niyet düşünmezsen; yaklaşıp aslanın başını da okşayabilirsin. Eğer onu görünce bir korku, bir dehşet duygusu taşırsan, beden yapısı bu duygulardan neşet eden koku, acayip vibrasyon intişarından; aslan yaradılışındaki kuvvet yapısı itibarıyla saldırır, seni parçalar, seni ona zarar veremeyecek hale getirir.
Tıpkı bunun gibi; insandaki tereddüt ve art niyetten arınmış, sakin dingin ruh haliyle bir şey öğrenmek, gönülden talip olmak, bilhassa çok hassas ve lirik olan müziği çalmaya ve söylemeye hazır olmak lazımdır. Bu şekilde bi hakken ve güzel öğrenilir, aksi halde bocalanır, öğrenme gerçekleşmez.
Hz. Nuh, zamanında kavmine lütfu ilahiden mesajlar vermek istedi, bunun için yaratıldı. Bu ilahi habercilere, evliya; enbiya dendi. Cahil kavmi, zulmet içinde olduğu için anlamadılar ona zulmetmeye kalktılar, aralarından çıkarmak istediler. Hak Teala, kullarını bu aleme Allah’ ın lütfundan mazhar olmaları için getirdiği halde; bunu anlamayanları, lütfunu görmeyenleri yeryüzünden silip çıkardı.
Halbuki Hz. Nuh’ un anlatmak istediği şuydu: Bir Tufan olacak, yani bu dünyanın sonu gelecek. Gelin bu sona Hikmet babından bakalım; bunun başında verilen Allah varlığına onun Rahman ve Rahim olduğuna, O’nun her yarattığının manalı ve faydalı olduğunun ifadesiydi.
Her bir zerrenin varlığı, Allah’ ın yüce varlığının manasını taşıdığının ve lütfu olduğunun sebebiydi. Bu sebeplerden maksut da Allah idi. Çünkü Allah, zatı vacib- ül vücuttur. Bilinmek istedi. Kulu Nuh vasıtası ile, mesaj olarak halka hikaye olarak sunuldu.
Akıbette tufan olup her yeri su basacağı için, “gelin bir gemi yapalım bu gemiye girip kurtulup selamet menziline ayak basalım denmiştir”.
Bu gemiden maksat evliya, enbiya, mukarrebun, arifanın halleri, sözleri ve tavsiyeleriydi. Onları örnek alıp sadık kullardan olanlar selamete çıktı, uymayanlar helak oldular, hatta Hz. Nuh peygamberin oğlu akıl kullanarak bu yüksek dağa çıkıp kurtulurum dedi ve babasına asi olduğu için helak olanların başında bulundu.
0 Yorum