Bu alemde her şey surettir. Her şeyin bir manası vardır. Gülün manası onun kokusudur. Her mahlukun manası, onu yaratan Halik’ tir. Halik’ in esmasından biri de Samet’ tir.

Mürşit’ in sıradan biri olmayıp, ehli keşif ilmiyle amil, ilahi bir hüviyet sahip olduğunu görmüş kimseler ancak O’ ndan feyz alır ve huzur içinde olurlar, nefs derdinden kurtulurlar. Mürşit’ e en çok; onun değerini görüp, açılmış idrakinden hayrette kalmış, titremiş, kaybından korkmuş kimseler ısrarla devam ederler.

Arzuları; ne ‘benim olsun’, ne de ‘beni sevsin’ dir. Yani sevilmek için veya sevdiğine sahip olmak için değil, yalnız Allah’ a ve ebediyete kavuşmak kastı ile sevmek ve yanmaktır. Benliğinden geçmek suretiyle; dünyayı, her şeyi yerli yerinde görmek, her şeyin merkezinde  olduğunu idrak etmek, Halik’ in mahlukunda (mahluku yaratmasında) hiç bir kusur olmadığına varmaktır.

Esas, ölümsüz olan ruhunu seçersen, fani olan nefsinden geçersin. Nefis hayvanlara mahsus olan cinsiyet zevkindedir. Onlara, bunun üstünde ‘Âli’ zevk verilmemiştir. Ya insana?!..

”Ben et ve deride değil, Adem oluşumda da değil, içimde, özümde onu Yaratan’ dayım, O’ na hayranım!”

Allah her şeyi yarattı;  O’ na giden yol O’ nun yüce yarattığı insandadır. Kendini bilen, Allah’ ı bilir.

Kusur ve eksiklik nefiste yani şekildedir. Ruhu yaratan ise kusurdan münezzeh ve mükemmeldir. Esas haz; daimi huzur ve sevinç kaynağıdır.

Bilgi; zayıf bir ışık gibi mahdut bir sahayı aydınlatır. Üst tarafı aydınlatamaz. Ama mahdut dediğimiz, tahdit altında olsa; fizik aleminde ne ilerlemeler var görülüyor şüphesiz.  Üst tarafın aydınlanmasında; nuru ala nur olur.

Aklın, idrakin, vicdanın durduğu yerde canlısın. Ama nebat ve hayvan gibisin. Yüce yaratıldığın halde cüce yaşarsın.

Hakkı ve Hikmet’ indeki oluşu görmek, idrak etmek için ilham ve ayan lazımdır. Bu da ancak mutasavvıflara nasip olmuştur. Bunlar ehli Kemal zirvesindedirler.

 

Bir güzel aradım güzel

Nerede o çarşı pazar

O güzele değmesin nazar

Ulaşmak ona azar azar

MRM

 

Gelmedi güzel

Gitmedi güzel

Değildi özel

Yoktu ki emel…

MRM

 

Sen değilsin sen benimle

Sen öylesin hem de böyle

Söyle canım bir kez söyle

Canda cananın kim söyle

MRM

 

Gönül olsan bir girsen sineme

Kendini bulursun gel bir dene

Gözle göremezsin hiç deneme

Hele gir de gör kendini hele

MRM

 

Bu gün birinin

Yarın birinin

İşte bu dedin

O da olmadı

 

Ömrünün günü

Solmadan gülü

Nefsinin gözü

Göre özünü

 

Rahimdir Allah

Kim ki iznillah

Özün gönlünde

Vara o güne

 

Artık et sebat

Nefsini kapat

Ölümsüz hayat

Varsın özüne

 

29 Agustos 2016- Antalya- MRM

 

Pak yüreğini açtın ya dünyaya

Gönüldür gönülün aslı bu ya

Mevlam seni seni de koruya

Lütfundur lütuf vergi Mutlu’ ya

MRM

 

”Dr. Nilgün Baba’ ya azami alakayı gösteriyor, onu üzmek rencide etmekten korkuyor. İstemeden herhangi bir çiğlik yaptığında kendine kahrediyor kızım.”

 

Doktor Nilgün benimle

Benim doktor neyime

Çok şükür her halime

Ben doktorum Nilgün’ e

MRM

 

Ayrılık gelecek başına

Bakmadan yaşına başına

O güzel gözüne kaşına

Mutlu der akıbetin hayrola

MRM

 

Güzel oğlum Tarkan

Damarında temiz kan

Ondadır adap erkan

Mutlu’ da başa bakan

MRM

 

Doktor Nilgün Antalya’ da

Esra ise İstanbul’ da

Bunlarla her iki belde

Bir de Zeynep var gönülde

Mutlu Mutlu’ dur elbette

Ayşe sultandır baş köşede

MRM

 

”Tevazu küçüğün küçük görünmesi değil, büyüğün kendini küçük görmesidir. Sahte tevazu kibirden beterdir. Kapına köpeğim dersin, diğer taraftan her şeye  ‘ama’ der durursun”

 

Canım ol canan evinde

Canın sinendir sinemde

Sensin sen iki alemde

Canla canan ol Ahet’ te.

MRM

 

Ne bakarsın kızım sen falına

Bakmaz mısın hiç etrafına

Dünyanın özü erkanına

Meğer seni ol Hak kayıra

MRM

 

 

Bedenle gönlü ben ettim eş

Biri doksan biri kırkbeş

Akıl arada serseri keş

Mutlu cümleden can kardeş

MRM

 

”Sevenin yüzü ışıldar, bedenden çok uzak olsa da. Yani acıdan. Kendinden, toprak sudan, havadan. Gönül birliği içinde uzak değil Yaradan…”

 

Sevene yeryüzü ışıldar

Bedenden çok uzak olsa da.

Yani acıdan hem kederden,

Topraktan sudan havadan.

MRM