Allah kimseye hesap vermez, ama kendisine prensipler koyar. Allah dosdoğrudur ve dosdoğru yoldadır. Ama biz, Allah’ a hesap vermek zorundayız. Mahluka yüzünü dönen,  Allah’ a sırtını dönmüş olur.

Madde mi , mana mı? Madde kafa ; küçük, büyük der. Mana akıl; üç boyutludur, madde gibi değildir.

İnsan mal için değil, mal insan için yaratılmıştır. İhtiyaç içindesin, eksiksin. Tam ve mükemmel olan Allah’ tan iste! Allah,”isteyin ki vereyim” der. İhlas; Allah’ la kulun arasına bir şey koymamaktır. Kuluna Allah’ tan yakın ne vardır ki? Allah’ a güvenmeli, O’nu unutmamalı,  O’nu yakın bilmeli! İlm-i Billah yakındır.

Allah emaneti ehline verir. Siz de emaneti ehline verin. Allah’ a davet edenler ne güzel davetlidir. Allah’ ın ardına düşenler; akıl, idrak ve vicdan sahibidirler.

Kurban; Allah’ a bizi yaklaştıran her şey kurbandır, kurbiyettir. Hayvan, kurban edilir. İnsan; akıl, idrak ve vicdanla Allah’ a yaklaşır. Gönül kulağı sağır olanlar, vicdanının sesini duymazlar. Ya Garib, Ya Allah, Ya Rab! Beni Senden gafil eyleme!…

Senin dışında olanlar, seni sana unutturur. Senden ne haber, ona bak! Hakikat sendedir. Yoksa boş hayaller peşindesin. Kendi şehrinden çıkıp yabana gitme, kendi gönlünde ara! Her ne varsa sende var. Sen kitabullahsın. Beş duygunun ötesinde ilham; senden sanadır. Allah senden sana daha yakındır.

Senin müşkülün, senin halinden kaynaklanmaktadır. Çünkü Allah’ ın bulunduğu yer, insanın kalbidir. Allah’ a ulaşmış herkes, kendi aslına ulaşmış olup müşkülü hallolmuştur.

Vücudunu sevgiye, cana eriştirip can olanlara, Hak nurdur. Cümle alem, tecellisidir. Aslı Hak’ ta cümle sıfat, onun şubesidir. Mesela; cümle alem ki can bir vücuttur.  Bu; canın giydiği hırkadır. Hırka eskir, yanar, sonra da kaldırıp atar.  Esas olan ruhtur.

El Varis ; hakiki varis, her şeyi yaratan, Allah’ tır. Kul, mecazi varistir. Kulun emeği, ahire varis olarak kalabilir.

Allah hiç bir şeyi amaçsız ve manasız yaratmamıştır. Ve şefaat de yalnız ona aittir. O’ndan başka bir kimse, şefaat edemez.  Halik mahlukuna merhamet eder, şefaat eder. Şefaat, yalnız ona aittir.  Sistemi ilahide, Allah’ ın yasaları geçerlidir. Allah’ ın mükemmel sistemine, hiç bir kulun sistemi geçerli değildir. Güç Allah’ tadır.

Hak daima, galip gelir. Batıl, boştur; tutulur elde kalan bir hali yoktur. Hakkı bağışlamak, erdemdir.

Allah’ ı arayanlardan hiç bir talip yoktur ki, aradığı yolda olgunlaşmamış olsun.  Aranılan sevgili, sevilmek bahsinde olgunlaşmamışsa, o kararsızdır.  Ama sevgili, sevmek bahsinde olgun bir hale gelmişse, bir biriyle anlaşmış ve kaynaşmış demektir. Bu bedene göre, daha üstün bir şey yoktur.

Adalet, bir şeyi yerine koymaktır. Zulüm, bir şeyi yerine koymamaktır.

Taklitten tahkike varmak, taklitten hakikiye varmak vardır. Hakikat diye bir derdi olmayan, Adem değildir. ‘Hocamı severim hakikati söylediği için.’

Duyduğuna inanıp ona uyanın, hakikatle bir alakası yoktur.  Er geç hakikat seni arar bulur.