Zikrullah; Allah’ın zikri yani zikir Allah’a aittir.

Sizin zikriniz de onun zikridir. Yegâne kulluk da sana aittir. Şahadet ederim.

Allah’ı bilen, her olayda;‘bunda da bir hayır vardır!’ der. Anlarsan sana her şey hayırlıdır. Allah insanı illet, zillet, killetle terbiye eder. Çoğunlukla sevdiği kullarını, azabın hafifi olan killetle yani azlıkla, darlıkla terbiye eder. Rezzak Allah’tır. O her kuluna takdir buyurduğu kadar nimet ve rızık verir. Anlamadığın için bu sana şer gelir, üzülürsün.

Fail-i mutlak Allah’tır. Onun fiiliyatı muhteşemdir. Esasında her söyleyen de Hak’tır.

Saf dilde (saf kalple söylenen her sözde) tercüman Allah’tır.

Nefiste Hak’tan gayrı bir şey olmazsa, o nefis, nefistir işte!

Nefsin arzusu da ikilikten gelir, tekin arzusu olamaz. Kulun arzusu, Allah olmalıdır.

Allah’ın arzusu kuludur!

İnsan beşeri, yani maddi ve hayvani arzularından geçerse ilâhlaşır, yani idraki ruha varır.

Ruh Allah’tan üflenendir. Ruhun gıdası vahidir, idraktir, müziktir.

İnsan olarak kalmak için sana bir süre verilmiştir. Acele etme, sabır seni sana (özüne) getirir. Senin özün, seni yaratandır. Beşer, suret-i insandır ve suret âlemi de harikadır.

Suretin ötesindeki hakikat varlığı Halik’tir.

İnsanı Allah’a yaklaştıran nefeslerin hakkını ver ki, en kısa yoldan Allah’a kavuşasın!

En büyük sevap Hakkı bilmektir.

İnsanı Allah’a kavuşturan nefes sayılarıdır.

Zahirdeki nefes uzun ömür, manadaki nefes ise ilahi aşktır. Yani cezbe-i ilahi.

Cezbe ve aşk o kadar mühimdir ki, bütün izafilikleri ve bağları koparan yok eden aşktır ve tabii ki cezbedir ve bu cezbe, bir an meselesidir!

 

Sadakat, sadıklarla olmaktır. Ehli zikir Zakirle olandır.

Arifler Hakk’ın nefsi ve zatı bilgisine agâhtırlar.

ALLAH, HİKMETİ EHLİNE VERİR.  Halik’ın hilkati zaten hikmetidir.

Burada, (Bir Mürşidin huzurunda) hiç özür beyan etmeyin. Size kesinlikle inanılmaz. Allah bana sizin huyunuzdan haber verir. Her şeyden önce siz kendinize yalan söylüyorsunuz. Yalan söyleyene Hak yüzünü dönmez!

Bazı evlerde ilâhi kandil yanar, O’nun ışığı nurdur. Bu ışık gözle görülen bir ışık değildir. Allah bu evlerin yücelmesine, içinde isminin anılmasına izin vermiştir. Orada zikir edilir.

Ey insan! Hakkın bütün isim ve niteliklerini kendinde toplayan bir insan-ı kâmil ve kusurları tamamlayıcı bir terbiyeci gördüğünde, ona hemen yanaş! Ne emir ederse yapacağını ona bildirerek teslim ol, her hizmetini görmede kusur etme!

Ey mürşit! Bu dünyada fakirlik ateş-i ile yanan ve şiddetli yoksulluktan kıvranan saf ve temiz kalpli birini gördüğünde, hemen ona yaklaş! Çünkü benimle onun arasında hiçbir perde yoktur!

İnsanın, kâmil olması için teferruattan arınıp rafine olması gereklidir. Bu vasıflara yani niteliklere kavuşabilmenin yolu, (Bir Mürşid-i Kâmilin tedrisinde) seyr-i sülük’ün ikmali olduğu gerçeğidir. Menzil sonsuz bir süreçtir. Bu süreçte karar eden asla ehli kemal olamaz.

Kamil oldur, daim ola yolda karar ede. (Bu yolda, kemale erdim diyen asla kemale eremez. Asıl kâmil yola devam edendir).

Sır, lisana sığmayan ilâhi oluştur. Bu alandan geçmeyen, dost iline varamaz!

 

Veciz sözler

Ben senden yanayım, sen kendinden yanasın.

Ünsiyet, sevgiyi meydana getirir. Sorunlu, iradeli olan insan, medenidir. İnsanlık cevheri kaybolursa vahşet başlar.

Huzur ve afiyet; dertsiz, kedersiz, bir köşede oturmak değildir. Afiyet, hırs, hasetten ve nefsin aç gözlülüğünden kurtulmaktır. Gönlü ego kaplamışsa, mutlak benliğe varılamaz. 

Düşünmeden kabul, taklididir. Düşünerek, akıl ererek kabul edersen tahkikidir.

Taze fidanın meyvesi olmaz, yaşlı ağacın da meyvesi olmaz.