Mahlûk’tan Halik’e; yasalarından Hâkim-i Mutlak’a.

Fıtrat, felaket anında ortaya çıkar. Fıtratını bilen, kendini bilir. Kendini bilen haddini bilir. Haddini bilen, aczini bilir. Aczini bilen, Allah’ın mükemmel olduğunu bilir. Bu dünyayı öteki dünyadan ayrı gören, eksik olduğu içindir. İnsan eksik, Allah mükemmeldir. Madde ile mana, ruh ile akıl, bedenle can, dünya ile ahreti ayrı gören, hakikat ile hikmetten ayrı kalmıştır.

 

Kesrette, vahdeti tatmamıştır.

Allah’ın varlığa koyduğu yasaları bilmeyen, Allah’ı anlayamaz. O’nun yarattığı her şeye koyduğu yasa, değişmez. Mahlûk’tan Halik’e; yasalarından Hâkim-i Mutlak’a.

Allah’ın insanın içine koyduğu akıl; onun peygamberi, onun mürşididir. Bunun dışında kabul ettikleri peygamberleri mürşitleri de, akıl peygamberlerine uygun olduğu için kabul ederler. İnsanın aklı baliğ olduğu gibi, insaniyet de aklı baliğ olma yolundadır. Allah’ın yarattığı her şey, mana itibariyle ayetlerdir. Ayet, Allah’tan Allah’ı kendisi söyler.

Dünyada huzursuzluğun sebebi, insandır. Ama insan da, hayatın ruhudur. Maddi kâinatın sebebi, insandır. Tasavvuf sohbetinde bulunmak, herkesin kârı değildir. Tasavvuf, derin mana taşır. Anlaşılması için, müzikle yapılmalıdır.

 

Mutluluk, ilahi huzur içinde olmaktır.

İnsanlar biraz neşelendiği zaman, mutluluk zannederler. Haz mutlu etmez, keyif mutlu etmez, ayrılık mutluluk vermez, hicrandır. Bölünme mutluluk vermez, parça mutlu olmaz. Tevhit, mutlu eder.

Halik mahlûk ayrılığı ortadan kalktığı zaman, mutluluk olur. Sıkıntıdan, üzüntüden, keyfe koşanlar; mutlu olduklarını sanırlar. Mutluluk acı ile tatlıyı, bir görmek idrakine sahip olmaktır. Bu da ilham ve Vahiy sırrına varmaktır.

 

Allah’a hamd-ü sena: 

  1. Şükür, verdiğine hamd!
  2. Rıza, verip vermediğine hamd!
  3. Kaza ve belaya hamd!

Asıl Allah’a kulluk budur. Lûtfa mazhar olmak, budur.

Esas küfür; küfran-ı nimettir, nankörlüktür. Hamd etmemek; mahrumiyettir, huzursuzluktur, akıldan, idrakten, vicdandan yoksunluktur. Hamd O’na mahsustur. O’ndan gelene, gidene hamd etmektir.

Şükür, razı olmaktandır.

Allah tasavvuru olmadan, hiçbir şey tasavvur edilemez. Tasavvur; mutlak akıldan gelir ve ondan ötedir. Kalbinde olanı kulağın duysun! Kul, sen söyle!

Neyi överseniz, onu yaratanı överiz. Bir de doğrudan doğruya, O’nu övmek lazımdır, yegâne övülmek Allah’a aittir. Hamdolsun, asıl ‘yok’u var eden Allah’tır. İhsan eden, O’ dur. Hamd, O’na mahsustur. O’nun, övülmeğe ihtiyacı yoktur. Asıl O’nu öven, O’nu övmek ihtiyacı içindedir.

 

Allah’ın Zatını, insan idraki kavrayamaz.

Faili Mutlak’ın Allah olduğunu bilen; her şeyin bir ayet olduğu bakışına sahiptir. Acı ve tatlı birdir. Her ayet; Allah’ı söyler, mahlûk da sahibi olan Halik’ i söyler. Buna rağmen, Allah’ın Zatını insan idraki kavrayamaz. Ancak esması üzerinde düşünebilir. Bu da somut değil, soyut düşünce üzerindedir. Somut düşünce puta götürür, soyut düşüncede de zaten madde yoktur.

Allah, tarife gelmez. Allah, tarif edilmez. Çünkü O, hiçbir şeye benzemez. Hiçbir eşi ve benzeri yoktur.

Allah, Vacibül vücuttur. Sınırlı göz, sınırlı kulak; sınırsız olan Allah’ı bilemez.

Vacib-ül vücut, Allah’ın vücududur.

Mümkün-ül vücut; Allah’ın mümkün kıldığı ve imkân verdiği vücuttur. Muhtemel varlık, var olan olmayan varlık. Biz mümkün varlık yani halk edilen varlıklarız.

Mutlak yokluk, yoktur. Düşünüyoruz, o halde varız. Demek ki yok yoktur.

 

Hüve, O’ dur. Hu.,Hayy nefes âleminin nefesi, ilahi nefes, alınan verilen nefes O’nun aslıdır.

Mutlak nefes, ilahi nefestir.  Ruh, üflenen nefestir.

“İnsana ruhumdan üfledim” diyor Allah. Yani, Yuhyi ve yumuti; Öldüren, dirilten nefes O’nundur!

 

İhlâs; Allah’a karşı samimiyettir, teslimiyettir.

Allah’ın yarattığı her şey, Allah’a kuldur. O’nun emrindedir.

Teslimiyet; kendini, nefsinin emrinden teslim alarak  tamamen Allah’ın emrineteslim olmaktır ki, ona ihlâs denir. Varlığımızın sebebi, kulluktur. Yaptığımız her şey, kulluktur. Kulluk bizim için, Allah’ın emirlerine tabi olup O’nu anlamaktır. En güzel örnek, Allah’a kul olmaktır. O ne güzel şeydir!

Allah’ı anladığımızda; geçmişten hüzün,  gelecekten korku duymayız.

Bütün varlık; Allah’ın ayetine tabidir ve Allah’ın ona verdiği imkâna bağlıdır.

Allah’ın yarattığı her şeyle konuş, anlaş. Allah’ın yarattığı her şey lisan-ı ilâhiden bir bilgi taşır! Rabbil âlemin olan, Alemi mutlaktır. Onun varlığını anlamak, hikmettir. Allah, mutlak varlıktır. Değerler sisteminin merkezinde, Allah vardır. Allah demek, mana demektir!

Dünyada huzurlu olan insan, samimi olan insandır.

Mümkünül vücut kendisidir. Allah sınırsız, biz sınırlıyız!

Silkinmek gerek, uyanmak gerek, bilmek gerek. Bilenle bilmeyen, bir değildir.

Yarabbi senden dileğim; “Daima ihlâslı olayım! Küfre, itaatsizliğe, yalana, isyana hor davranmamayı diliyorum! Sen bilirsin Yarabbi, Sen lütufkârsın!