Her yaratık, nefs içindedir.

Nefs, tembelliğe, oturup yemeğe ve benliğe yöneliktir. Öğrenmek, nefse zor gelir. Zor geldiği için öğrenmez, lafı güzaf içinde bilgiç görünür. Tafra atmaktan, zevk alır. Nefsine düşkündür.

Dünyada alın teri, el emeğinden daha lezzetli bir şey yemedin!

Emek vermeden, yemek yiyen asalaktır, muhtaçtır, kene gibi parazittir.

Rahat hayatta ölülük vardır.  Faal hayatta dirilik vardır.

Kendini müstağni, yani kendini üstün gören, kendini çok beğenen; günah işler; hakikate yüz çevirir, batıla saplanır; yanlış yola girmiş olur; huzursuz ve mutsuz olur.

Fakat dertler, zorluklar, insanların direncini arttırır. Hastalıklar, bağışıklık sistemini arttırır.

Halik’e yöneltir!

Yarab! Yürek şaşkınlığımıza, yürek daralmamıza rahatlık, ferahlık ver, genişlet, lütfunla sadrımı genişlet, inşirah ver! Hakka ve Hakikate yüreğimizi aç Yarabbi!

Rabbim, huzuruna dönüşte, hesap ve hakikat şaşmaz.

Orada yani huzurda; adalet şaşmaz, tam teslimiyet vardır. İnsan en sonunda, Rabbinin huzuruna dönecektir. Perdesiz yani bedensiz, huzurda olacaktır. Orada nefsine ve eşyaya ait bir çıkış yoktur; benlik yoktur; şirk yoktur; ayrılık yoktur.

İlâh yok, hiçbir şekilde ilâh yok. Her hususta tek ilâh, Allah’tır. O, Allah, hep uyanıktır. Hiç uyumaz. İçi bir an için, asla geçmez. Hiçbir şey, O’nun misli değildir. O’nun gibi değildir. İnsanlar; anladığı yerden soru sormaya başlarlar, onun için Allah hakkında bir şey soramazlar, ancak Allah’ın yaratıkları hakkında sorabilirler. Sınırlı bir varlık olan insan, sınırsız olan Allah hakkında nasıl konuşur. Allah’ın adı anıldığında içleri titrer.

 

Veciz Sözler:

Allah; ismi ile müsemmadır, fitneye düşmez, fitne insana aittir.

Allah; davet eder, varlık icabet eder!

Gördün mü? Kuyuya atanların, sonunda asıl onların kuyuda kaldıkları, kuyuya atılanın da nasıl vezir olduğunu gör!

Sanatkârsız, sanat, şairsiz şiir olmaz. Her eserin, bir müessisi vardır. Varlığı, dünyayı, kâinatı yaratan Allah’tır.

Allah’ın şefkati ve merhameti üzere; duyarız, işitiriz, O’nunla bakar, O’ nunla görürüz. O çekildi mi göremeyiz, duyamayız, yaşayamayız.

Allah ile aldatmak; en büyük aldatmadır. Bu da mümkün değildir. Allah’ın kuluna sahip olması, onları salih amelle yoğurur.

Melek kuvvet; meleke kuvvet kazanmaktır. Mülk de ondan gelir. Çünkü mülkü olan, güçlüdür.

Sapmış olanların yolu da sapıklıktır. Zevkler; münakaşa edilmez, seninki sana, onunki ona. Bu alternatif bir oluştur. İnsanların, muhtelif dillere sahip olmaları zenginliktir. Her kavmin mecbur olduğu şey, lisanda muhtelif sesler çıkartarak konuşmaktır.

El Bais; Kuvvetli irade bahşeden, ölüleri mezarlarından çıkaran, beden mezarında ölü kalan insanı dirilten ve çıkarandır.

Ey Âdemoğlu! Sende Rahmaniyet de var, şeytaniyet de var. Bunlardan hangisini beslersen, o daha kuvvetli olur, etkili olur.

İnsanın saadet ve selameti, maksadullahtır, Allah’tır. Allah’ı zan üzerine düşünmek, en büyük yanlıştır.

Zenginliğin ve fakirliğin şerrinden, fitneden sana sığınırım! Ya Kerim Allah, merhamet etmezsen merhametli olamayız, Ya Gani!

Âşık olmak, kul olmaktır. Yalnız, Allah’a kul olunur. Gören; Allah’a âşık olur yani kul olur.

Lâ ilâhe illallah; nakarat etmenin ötesinde, Allah’tan gayrıyı put edinmemektir, tapmamaktır. Tapacak derecede, bağlanmamaktır.

İlâhi bakıştan nasiptar olan, haini görür. Allah; ananın çocuğunu doğurduğu gibi, Rahman olduğu için, insanı yarattı.

Herkes; görüş sahibidir.  Allah’ın gördüğünü, hiçbir göz göremez.  El Esmaül Hüsna bütün güzellikler, mükemmellikler Allah’a aittir. Allah’tan gayri hiçbir şeye, en mükemmel denemez. En mükemmel Allah’tır.

Cahil cahildir. Yarı cahil zordur; çünkü yarısını biliyor, yarısını bilmiyor. Zorluk ve tehlike de, buradadır.

Hüsna öyle bir güzellik ki; gören gözün ötesinde, görünen güzellikdir.

İnsan zihninin, uruç yani miraç etmesi vardır.

Suphanel Rabbiyel Ala, Ala olan Allah’ın güzelliğini idrak et, tesbih et!

İzninle sabahladık

Gün oldu, akşamladık

Böylece ömür sürdük

Yaşadık sonra öldük

Evrene şöyle baktık

Yerli yerince bulduk

Hak dedik, ikrar verdik

Sonunda sana döndük.